2000’lerin başında kaleme almaya başladığı, 2017’de yayımladığı ve 2018’de Kadınlar Kurgu ve Pulitzer ödüllerinde finalist olduğu ‘Budala’nın girişindeki Proust alıntısını hatırlıyorsanız, Batuman’ın büyüme ve kadınlık anlatılarının kıymetini de iyi bilirsiniz: “Sonraki yaşlarda her şeyi […] toplumun geri kalanıyla tam bir uyum içinde görürüz, ama bir şeyler öğrendiğimiz tek yaş, ilkgençliktir.” Romancının kelimeleri, bundan sonraki dönemlerimizde de bizi yalnız bırakmadı. Öncelikle, zaten Harvard’da başladığı edebiyat serüveni, Stanford Üniversitesi’nde tamamladığı Karşılaştırmalı Edebiyat doktorasıyla akademik anlamda doruğa ulaşmıştı. Deneyimlerinden esinlenen akademisyen, ilk romanıyla başladığı bu hikâyeyi, 2022’de yayımladığı ‘Either/Or’ ile derinleştirdi. Bu sefer, Selin isimli genç kadının kendini keşfetme sürecini yeniden işlerken, toplumsal cinsiyet rollerini ve bu rollerin politik boyutlarını inceledi. Bugün bir Batuman okuru olmak, onun The New Yorker’da yayımlanan makaleleriyle hiç bitmeyen bir ‘kendini tanıma’ sürecine katılmak demek. Yönetmen Céline Sciamma’nın portresinde 38 yaşında kuir kimliğiyle tanışma sürecini paylaşmasından, bir Türk köyünde kadınlardan oluşan tiyatro grubuyla haşır neşir olmasına kadar, yolculuğundan ilham alıyoruz!
