Meryem Uzerli

Oyuncu
MERYEM UZERLI.jpg
Getty Images
Ceren Şehirlioğlu yazdı

Meryem Uzerli tarihin en güçlü kadın karakterlerinden biriyle hayatımıza girdi. Hızla global bir şöhrete dönüştü. Ama onu Türkiye’nin biricik yıldızı yapan şey, kırılganlığını göğsünde bir mücevher gibi taşıması, bize her halimizle kendimizi hatırlatması…

Meryem Uzerli’nin Hürrem olduğu yıllarda beden olumlama da yoktu #MeToo hareketi de. Kilosu, ne kadar aldığı, ne kadar verdiği teklifsizce soruluyor, sevgilisi bile zayıflamazsa onu çekici bulmayacağını söylüyordu. Bir otel odasında sabahlara kadar yabancı dilde sayfalarca replik ezberlemek, kurt playboy’ları nezaketle savuşturmak ve evi özlemek kolay değildir. O ünlü Antalya Televizyon Ödülleri’nde en iyi drama oyuncusu seçildiği gün söyledikleri,  kırılma noktası oldu: “Türkiye’de diziler çok uzun. Lütfen, bütün kanallara söylüyorum, süreyi indirin. Hepimiz mutlu olalım. Ben çünkü mutlu değilim.”

Ayşe Arman’a verdiği röportajında, o gece otel odasında geçirdiği krizi, ödülü yerden yere vurup kendini balkondan atmayı düşündüğü anı, bütün şeffaflığıyla anlattı. Bu dibe çöküşe rağmen, hayata sarılışıyla cömert, kırılgan bir güç onunkisi… Hamile kaldığını öğrendiğinde, çok net, “Evet yapıyorum, bu bebek bana bir hediye” diyebilmek de az cesaret değil. Katı ahlakçılığın, maçoluğun, toksik dedikodu ağlarının arasından kendini tertemiz duygularla çekebilmek, tam bir ‘queen’ hareketi. Çekip gitmek de, o her ne kadar müşfikçe özür dilese de, kusura bakılacak bir şey değil, cesaretin adıdır.

Kızı Lara’yı alıp Berlin’deki kozasına döndükten sonra biz onu unutmadık. Türkiye bu Kate Winslet, Drew Barrymore kırması, aşırı tatlı, koca koca gözlü ve Avrupa’yla Ortadoğu arasında çabasızca köprü kurmayı başaran yıldızının yerine birini koymadı. Ve Uzerli, ikinci kızını da tek başına doğurduktan sonra geri döndü.

Yeni dizisi ‘Ru’, ‘başka Türkiye’nin hikayesi. Şehirden Ege’ye kaçan, baskılara rağmen 20 yaş küçük sevgilisiyle sevişmeyi seçebilmenin, belki de sadece bir şeyleri özgürce seçebilmenin hikayesi. Ama elbette ilk önce ‘cesur sahnelerin’ konuşulduğu Türkiye’deyiz. ‘Cesaret çıplaklık değil, duygularını gösterebilmektir’ dese de, Hülya Avşar’ın karşısına oturduğunda yine aynı “Niye kimse evlenmedi seninle?” sorusuyla karşı karşı kalabiliyor. Ama o artık ürkek bir kız değil. Bir anne aslan.

Bütün düşüp kalkan, kaçıp dönen, ağlayıp makyajını tazeleyen, emzirip işe giden, kilo alıp veren, terk edilip küsen, sonra barışan, hayatı geldiği gibi yaşayan kadınlar için bize her zaman bir Meryem Uzerli lazım.

Kraliçeler de Kırılır

Büyüleyici etkisini hem ekranda hem de gerçek hayatta hissettiğimiz bu güzel kadını, kadınlar saltanatını başlatan Hürrem Sultan’a hayat verdiği Muhteşem Yüzyıl dizisiyle tanıdık. Hızla yakaladığı tanınırlık onu şımartmadı, aksine samimiyetle şöhretin nasıl şahane bir şekilde iç içe geçebileceğini kanıtladı. Yeri gelince “tükendim” demenin başarısızlık değil bir hak olduğunu hatırlattı. Bu hızlı yılların içine iki de çocuk sığdırdı, özel hayatını masaya yatırıp lime lime edenlere asla kulak asmadı. Toplumsal konularda güçlü bir feminist duruş sergileyen Uzerli, kadın hakları ve toplumsal eşitlik konularında aktif bir üstleniyor. Sosyal sorumluluk projelerine verdiği destekle ve cesur yaklaşımıyla, gerçek bir Cosmo kadını olarak ışıldıyor.

Yaratıcı Ruhlar ile ilgili diğer kişiler