New York Alışveriş Günlüğü
Bir kızı New York’tan çıkartabilirsin ama içindeki New York'u ondan çıkartamazsın.
Havaların soğumasıyla gelen mutsuzlukla başa çıkmak için senenin ilk yağmurlu sonbahar gününde kendime bir uçak bileti aldım ve bomboş bir bavulla New York’a gitmeye karar verdim.
Bundan yaklaşık iki sene önce New York’tan İstanbul’a kendi vintage kıyafet dükkanım Mel’s’i açmak için taşındığımda bu kadar sık geri gitme ihtiyacı duyacağımı tahmin edemezdim. Ancak İstanbul’a taşındığımdan beri “You can take the girl out of New York but you can’t take the New York out of the girl” sözünün ne kadar doğru olduğunu anlıyorum.
East Side'daki Sandy Liang
New York’a geldiğimde uğramadan edemeyeceğim birkaç yer var. Bunlardan ilki Lower East Side’daki Sandy Liang mağazası. Sıcaktan bir türlü uykuya dalamadığım yaz akşamlarının çoğunu internet sitelerinde gezinerek geçirdiğim bu markanın tüm koleksiyonlarına bayılıyorum.
Markanın çizgisi biraz Ay Savaşçısı’nı andırıyor, biraz da Japon okul üniformalarına benziyor. Bu sefer buraya arkadaşlarımın düğünlerine elbise bulma misyonuyla geldiğim için, elim daha şık parçalara gidiyor ve ilk günden tatil bütçemin yarısına mal olan bir alışveriş yapıyorum. Hayalim, önü dekolteli siyah elbiseyi uzun eldivenlerle kombinlemek, beyazı ise deri ceket ve çizme ile giymek. Birkaç parça aklımda kalıyor ama daha tatilin başında olduğum için onlarla şimdilik vedalaşıyorum.
SoHo'da Paloma Wool Pop-up'ı
Bu vedalaşma iyi de oluyor çünkü ablam bana Paloma Wool’un SoHo’da pop-up’ı olduğu bilgisini veriyor. Normalde yalnızca çevrimiçi satışı olan bu İspanyol markasının pop-up’ına denk geldiğim için çok seviniyorum. Çünkü denemeden kıyafet almaktan ve olmayanları iade etmekle uğraşmaktan hiç hoşlanmıyorum! Burdan bir etek ve bir triko alıyorum. Ablam da birkaç parça alıyor ve birbirimize değişerek giyeceğimizin sözünü veriyoruz.
Sezon Alışverişi Tamam, Sıra Thrift'te
“Sezon” alışverişimi bu yaz New York’a ilk mağazasını açan Miista’dan aldığım bir bordo rugan çizme ile tamamlıyorum ve kendimi hasret kaldığım “vintage” ve “thrift” (hayır kurumu için satış) dükkanlarına atıyorum. Eski muhitim olan Williamsburg’daki Shop 86 ve Seven Wonders Collective seçkili vintage alışverişi için en sevdiğim iki durak. Bu iki oluşum da birkaç farklı vintage satıcısına ev sahipliği yapıyor. Bu dükkanlara alışveriş yapmak için gittiğim kadar, bilgi ve ilham edinmek için de gidiyorum.
Uygun Fiyatlı Ama Karmakarışık Seçenekler
Amerika’da ikinci el kıyafet alışverişinin en sevdiğim tarafı, seçeneklerin çokluğu ve erişilebilirliği. Seçili mağazalar Ar-Ge açısından benim için ne kadar değerliyse, “thrift shop” dedikleri uygun fiyatlı ve karmakarışık dükkanlar da cevherler bulmak için birebir.
Ve böylece, bütçemi de düşünerek, “Bu seferlik bu kadar” deme zamanı! O zaman, bir sonraki alışveriş günlüğünde görüşmek üzere.
Gerçek Bir New Yorker'ın Durakları
Istakoz sandviç ve istiridye için Lure Fishbar’da mutlaka durmak.
Ev dekorasyonu ilhamı için Coming Soon’a ziyaret.
Kitap okumak ve çalışmak için Jefferson Market Library’e uğramak.
Missy (@_missyworld_) ile dövme randevusu
Prospect Park’ta piknik yapmak.
Tompkins Square Bagels’dan bir bagel sandviç ısmarlamak.
Dia: Beacon’da bir müze günü kurgulamak.
Chinatown’da New Top Jewelry’den charm bileziğime charm almak.
McNally Jackson’da kitap alışverişi.
Elizabeth Street Garden’da kitap okumak.