Me-Time 2.0: Orgazm, Lütfen!

Kadın doğulmaz, kadın olunur… Bir kadının arzuları, onun içsel devrimini başlatan kıvılcımdır… ve mastürbasyon devrimdir!
cottonbro studio, Pexels.jpg
cottonbro studio, Pexels

1949 yılında Simone de Beauvoir, “Kadın doğulmaz, kadın olunur,” dediğinde Katolik Kilisesi bu sözlerin geçtiği İkinci Cinsiyet kitabını şak diye “yasaklı kitaplar listesine” aldı. Dönemin medyası Beauvoir’ı aile kurumunu ve geleneksel kadınlık anlayışını tehdit etmekle suçladı. Yazdığı şeyler yetmezmiş gibi, Sartre’la yaşadığı “açık ilişki” olayları da manşetlere taşındı. Kimisi onu “ahlak düşmanı” ilan etti, kimisi ise “cesur feminist” dedi. 

Aynı yıllarda, arzuları toplumsal beklentilerle çatıştığında kadınlar “problemli”, arzularıysa tedavi edilmesi gereken birer hastalık ilan ediliyordu.

Kocana sinir mi oldun? Histeriksin.

Kendini mutsuz mu hissediyorsun? Histeriksin.

Seksten tatmin olmuyor musun? Hah, histeri işte!

Erkek doktorlar kadınlara histeri teşhisi koyuyor ve onları pelvik masaj gibi yöntemlerle “tedavi” ediyordu. Evet, yanlış duymadınız: Erkek doktorlar, kadınların cinsel gerilimlerini “serbest bırakmak” ve onları “rahatlatmak” için ellerini ya da ilkel vibratörleri kullanarak vajinal masaj yapıyordu! Yani kadınların “sorunlarını” çözmek için kasap eldiveniyle bir nevi terapi seansı yapılıyordu!

Mastürbasyon Devrimi

Yıl oldu 2025… Simone de Beauvoir bugün yaşasaydı, bu sözleri büyük ihtimalle bir TED konuşmasında duyardık ve aşağı yukarı şöyle devam ederdi:

“Kadın doğulmaz, kadın olunur… Bir kadının arzuları, onun içsel devrimini başlatan kıvılcımdır… ve mastürbasyon devrimdir! Arzularının peşinden gidip bedeninle barışmak, seni sen yapan şeyin farkına varmak, toplumun sana biçtiği kadın olma rolünü bir kenara bırakıp olmak istediğin kadını keşfetmektir. Bedenine yabancılaşma, arzularınla barış!”

TikTok’un wokehole’unda milyon like’ı garantiydi... #WokeBeforeItWasCool

Orada Bir Köy Var Uzakta: Şu Köye Bi’ Gitsek mi?
 

Simone ablamızın “Kadınlar kendi bedenini tanımıyor.” dediği günlerden bugüne, bu mesele maalesef pek de yol alamadı. Bedenimize yabancılaşma daha küçücük bir kız çocuğuyken başlıyor. Erkek çocuklarına “Aç amcana pipini göster!” diyenler, kız çocuklarına “Bacaklarını kapat, düzgün otur.” demeye devam ediyor. Erkekler penislerine isim verip gururla sergilerken biz “oraya” dokunmaktan korkuyoruz. Sonra böyle hiç var olmaması gereken konular üstüne konuşmak zorunda kalıyoruz:

“Kadınlar neden mastürbasyon yapmıyor?”

Look at the tabela: Sia Insight ile kasım ayında yaptığımız araştırmada şu sonuç çıkmıştı: Kadınların %61’i hiç mastürbasyon yapmamış! Baktıkça sinirleniyorum. Hanımlar, orada bir köy var, değil mi? Biliyoruz! Köy uzakta, tamam, onu da biliyoruz! “Gitmesek de, görmesek de” kısmını bu kadar ciddiye almanıza gerek var mıydı? Artık şu köye bi’ gitsek mi %61?!

Kadınların %81'i bir erkeğin, bir kadının vücudunu asla onun kadar iyi tanıyamayacağını düşünüyor. 

Mastürbasyon Kendini Sevmektir

Sia Insight ve Cosmopolitan işbirliğinde ocak ayında yaptığımız self-love araştırması ise, Cosmo kadınlarının haftada ortalama bir defa mastürbasyon yaptığını gösteriyor. Katılımcıların %86’sı seks oyuncakları veya kayganlaştırıcı ürünler kullandığını söylüyor. Seks oyuncağı tercihlerinde ise masaj yağları ve dildo başı çekiyor.

Belki de daha önemlisi, Cosmo kadınlarının %92’si “mastürbasyon kendini sevmektir” diyor. %72’si kendi kendine dokunarak çok daha hızlı ve kolay orgazm olabildiklerini söylüyor. %81 ise bir erkeğin, bir kadının vücudunu asla onun kadar iyi tanıyamayacağını düşünüyor. 

Mastürbasyon Neden Bu Kadar Önemli?

Cevaplar basit:

1. Kadın arzularını kontrol etmeyi öğrendiğinde, onu kontrol etmek isteyen patriyarkal sistem bir sarsıntı yaşar.

2. Mastürbasyon aynı zamanda bir self-love pratiğidir.

3. Beyninizi dopaminle yıkar; özgüveni artırır, kaygıyı ve stresi azaltır, yani bedensel bir zevkten öte, zihinsel bir devrimin de başlangıcıdır.

Bazı erkeklerin, -literally- iki pille çalışan silikon bir oyuncakla “Hayatta yatağa sokamazsın, ya benden daha çok seversen?” korkusuyla psikolojik savaşta olduğu günümüzde, biz kadınların bakış açısı çok farklı: Oyuncakların devrimsel özelliği teknolojileri değil, kadınların kendi arzularına sahip çıkma cesaretinde gizli.

G-Shot Mucizesi ve Doğal Alternatifler

Günümüzde popülerleşmiş bir uygulama olan G-Shot, vajinanın G noktasına yapılan hyalüronik asit enjeksiyonu, hassasiyeti artırıyor ve daha kolay orgazm vaat ediyor.

Buradaki ironiye dikkat: Hiç kullanmadığınız bir kası daha hassas hale getirmeye çalışmak gibi bir şey bu. Hani yıllardır ayağınızı bile basmadığınız spor salonu üyeliğini bir anda aktive etmek istemişsiniz gibi. Halbuki aynı şeyi ne yapıyor biliyor musunuz? Doğru tahmin ettiniz: Düzenli mastürbasyon! Doğal yolla kan akışını artırır, sinir uçlarını uyarır ve G noktanızı daha hassas kılar. Unutmayalım, organik yöntemler her zaman daha sürdürülebilirdir. 

Haz: Kadının En Güzel İsyanı

Seks konuşuyoruz, aşkı tartışıyoruz, hatta sosyal medyada self-love manifestoları yayınlıyoruz ama iş mastürbasyona gelince bir sessizlik çöküyor… Oysaki kendinizle baş başa kalma pratiğine biraz zaman ayırmak, enjeksiyonlarla yaratılacak bir farktan daha fazlasını sunabilir. Cinsel devrimimize bu sessizliği hep beraber bozarak başlayacağız. Nasıl mı? 

Mesela yeni boşanan bir kadın arkadaşımıza, onu görmeye gelen başka bir kadın arkadaşımız ne hediye getirmiş dersiniz? Tabii ki çikolata ve üç farklı vibratör! Bu self-love temalı hediyeye iğrenç şakamı “Boşanma hediyesi? Boşalma hediyesi!diyerek bıraktım, içiniz rahat olsun sevgili okurlar. 😉

Kendine Dokun: “Self-Care” Rutininin Yeni Üyesi

Yazıyı bitirmeden buraya, fake woke Bali girl moment’larından değil; gerçek bir uyanış anı, bir devrim daveti bırakıyorum sevgili okur! O %61, %0’a düşene kadar yakanızdayım! 

İşte self-care rutininizin vazgeçilmez bir parçası olacak 10 adımlı Kore cilt bakımı rutininizin 11. adımı: Kendine dokunmak!

1. Telefonunu Uçuş Moduna Alın

-Kimsenin sizi rahatsız etmesine gerek yok, çünkü bu zaman sadece size ait.

2. Ambiyansı Hazırlayın

-Kendinizi rahat hissedeceğiniz bir alan seçin: Yatak, kanepe ya da bir yoga minderi…

-Işıkları kısın: En iyi date’inize sakladığınız o mumu yakın. 

-Tütsü? Olabilir

-Masaj yağı? Mutlaka

-Playlist? Muhakkak. Slow R&B? (opsiyonel) -Ortamı 90’lar erotik klip ayarına getirir.- Yok ben daha farklı bir vibe istiyorum derseniz de, buyrun efendim:

3. Açılışı Yapın

-Gözlerinizi kapatın ve derin bir nefes alın. Yalnızlığın tadına varın. Yargı yok, korku yok, sadece saf bir keşiftesiniz.

-Vibratör? Varsa harika! Yoksa, parmaklarınızın çocukken ailenizin arkadaşlarına hava atabilmek adına sizi zorla yolladığı piyano derslerinden beri böyle mesai yapmadığını fark edeceksiniz!

4. Kendinize Şiir Okuyun (Ya da Kendinizi Şiir Gibi Hissedin)

-Aynaya bakın ve kendine en içten iltifatlarını yağdırın."Harikasın, eşsizsin, ve bu an tamamen senin hakkın."

-Kendinize okuduğunuz iki dizelik bir şiir, romantik mi? Evet. Aptalca mı? Hayır! Üstelik tanık yoksa, deli diyecek kimse de yoktur.

5. The Big Bang:

-Tüm süreci sadece zevk almak için yaşayın. Orgazm olmak için acele etmeyin, kendinizi zorlamayın, parmaklarınız birer zımpara değil, unutmayın!

-Bitirdiğinizde kendinize teşekkür edin. Çünkü kimse seni, senin kadar iyi sevemez.

Ruhsal devriminizin ilk adımı başarıyla tamamlandı. Üstelik bu devrim, parmaklarınızın ucunda!

* Cosmopolitan Türkiye x Sia Insight iş birliğinde hazırlanmıştır.

WhatsApp Image 2024-11-05 at 18.36.08 2.jpeg
Asya Kerküklu
Seks ve İlişkiler Yazarı
1995 İstanbul doğumlu Asya, Hollanda ve Fransa’da aldığı eğitimlerin ardından Galatasaray Üniversitesi'nde Fransız Dili ve Edebiyatı okudu. Medya, iletişim ve etkinlik sektörlerinde birçok projede kreatif olarak yer aldıktan sonra, senaristliğe EXXEN yapımı Sadece Arkadaşız dizisi ile başladı. Şu an İstanbul’da köpeği Disco ile yaşıyor. Kariyerine yazar, senarist ve PR danışmanı olarak devam ediyor. Kendini “DEHB’sini süper güce dönüştürmüş bir hikaye anlatıcısı” olarak tanımlayan Asya; insanları gözlemleyip hikayelerini anlatmayı, hayatın sürreal ve absürt detaylarına dikkat çekmeyi ve komplo teorilerini (!) seviyor.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık