İstanbul'da Ağlanılacak Yerler
Ağladığınız yerler, size kim olduğunuzu söyler.
Bu yazıya Medcezir Mira’nın havuzda ağlama sahnesiyle başlamak isterim. Çünkü ağladığınız yerler, aslında sizin kim olduğunuzu anlatır. İddiali lafların altında ezilmekten korksam da bu konuda başım dik. Örneğin, ağlamanız sınıf farkı gözetiyor mu? Yoksa benim gibi bir hafta BİM’in peynir reyonunda bembeyaz florasanların altında ertesi hafta Kanyon’da yüzünüze vuran haşin rüzgarda saçlarınızı savura savura ağladınız mı?
Kız Neşesini Duyduk, Peki Kız Hüznü? yazımda çok sık ağlayan bir insan olduğumdan bahsetmiştim, hatta hızımı alamayıp İstanbul’da ağladığım yerleri de üstünkörü saymıştım. Fondücüler, M2 metro hattı, Topkapı Sarayı, İBB’nin umumi tuvaletleri, şaşaalı restaurantlar, Sait Halim Paşa Yalısı, sarı dolmuşlar… Ki sarı dolmuş en kötüsüdür, çok sıkışık bir alandır. Her şey belli olur. Ağladığınızın fark edilmemesi için gözlerinizi bile kırpmamanız gerekir. Ve o sırada birisi şoföre para uzatmanızı isteyip sizi gerçek dünyaya döndürür. Ağlamakla ilgili belli bir mentörlük kazanmış olmalıyım ki benden böyle bir liste çıkabileceği düşünüldü. Benim için hazırlaması eğlenceli bir liste, çünkü nasıl kız neşesi yersiz yurtsuz bir anda çıkar ve etrafını sararsa, kız hüznü de gerek bireysel gerek kolektif olarak anın ortasına düşüverir. Ona nerede yakalandığınız da bazen önemlidir. Ben kendi mekanlarımı önceki yazıda saydım fakat yakın çevremde beni şaşırtan neler olabilir diye bir araştırmaya çıktım. Bir kısmı şaşırtmadı, bir kısmı tam dişime göre, bir kısmını canım çekti. En popüler cevapları sıralıyorum. Hatta bunları bir de derecelendiriyorum.
1. Vapur
Main Character Enerji: 4
İstanbul’da hayatımın filmini Fatih Akın çekiyor ve ben de başrolüm diyenler için tadından yenmez bir öneri. Zaten sorarken en çok alacağım cevaplardan birinin bu olacağını biliyordum. Görsel bir şölen, rüzgar sağdan sağdan vuruyor, arada düdüt sesi, arka fon gibi gelen insan konuşmaları, uğultular… Yolculuklarda ağlamak bana çok estetik bir hüzün gibi gelir. Tabii bu işin Hacıosman metrosu, Yenikapı Marmaray’ı, Esenler Otogar’ı da var. Sadece vapurda ağlayan kitleyi biraz çeşitlilik için buralara davet ediyorum.
2. Boğaz Kıyısı, Sahil
Main Character Enerji: 3
El mahkum, İstanbul’daysanız zaten tadına vara vara ağlamanın en iyi olacağı iki rotayı ilk ikiye yerleştirdik. Beşiktaş’tan başlayıp Bebek’e kadar yürüyün. Ortaköy’ü hızlı geçin, orada ağlayamazsınız çok çeşitli uyaranlar var. Kalabalık sizden daha başrol orada. Kuruçeşme sahilde bir soluklanın, etrafa bakın. Arnavutköy’de Hide’a gidin. Kendinize bir espresso ısmarlayıp bu dramatik yürüyüşe neden ihtiyaç duyduğunuzu biraz düşünün. Biraz reels kaydırıp başkalarının hayatının da ne kadar anlamsız olduğuna dair birkaç saptama yapın ve yola devam edin. Bebek’e geldiğinizde “Ne evler var! Kimler oturuyor burada?” derken hop dikkatiniz biraz dağılacak ve artık mutsuzluğunuz biraz odak değiştirecek. Nasıl daha çok para kazanabilirim? diye düşünüp dertlenebilirsiniz hemen. Son zamanlarda düşen iş performansınızla ya da akademik bir başarızlığınızla yüzleşin. Acılarınızın konusu değişsin biraz, yürüyüş bunun için birebir. Hele İstanbul gibi katmanlı bir yerde, yürü de yürü. Her semt farklı kaygı ve gündüz düşleri getirir.
3. Bar Kadınlar Tuvaleti
Main Character Enerji: 2
Bu en kıskandığım oldu. Beş dakika sonra masaya geri döneceğinizi düşünerek kalkıp gittiğiniz tuvalette sıra beklerken edindiğiniz dostlar, onların dostları, hepinizin ortak dertleri, sanki yurt odasındaymışsınız gibi hissettiren içten bir ortam… Kızların tanışır tanışmaz birbirini övmeye başladığı small talk’ların insanı mısınız yoksa günlerdir içinizde tuttuğunuz oversharing’inizi tuvalet sırasında patlatma insanı mı? Her şekilde bar tuvaleti sohbetleri grup terapisidir.
4. Metro, Marmaray
Main Character Enerji: 5
İstanbul’umuzun raylı sistemleri elbette oldukça revaçta. Kalabalığın içindeki yalnızlık deneyimi… Un ufak olmuş gibi hissetmek… Derdinizi daha fazla içinizde tutamamak ve önünüzdeki kişinin kapşonu yüzünüze doğru yapışırken gözlerinizden süzülen yaşlar…
Bonus: Otobüs Durağı
Kız hüznü dediğimizde aklıma gelen sahnelerden biri de Fleabag’in o meşhur “It’ll pass.” sahnesidir. En etkilendiğim ve en aklımda kalan dizi sahnelerinden biri. Sahne boyunca kız hüznü, Phoebe Waller-Bridge’in yüz ifadesinde dokunaklı bir şekilde görülüyor.
Kız hüznü hakkında konuşmak bana en az kız neşesi kadar iyi geliyor. Hüznünüzü ister kız arkadaşlarınızla paylaşıp bunun kolektif bir güce dönüşmesini görün, ister bireysel yaşayın ve ardından sadece “geçecek” deyin.