Pomodoro Tekniği Gerçekten Verimliliğimizi Artırıyor mu? Uzmanlar Açıklıyor

Gerçekçi olalım, bazı günler işlere odaklanmak ve azıcık bile üretken olmak gerçekten zor olabiliyor. Şu anda gerçekten dikkatimizi dağıtan uyaranlarla dolu bir dünyaya hapsolmuş durumdayız. Telefonlarımızdan gelen sosyal medya bildirimleri, aciliyeti olmayan e-postalar veya Slack üzerinden yapılan dedikodular... Dikkat sürelerimizin alarm verici bir hızla azalması hiç de şaşırtıcı değil. Microsoft tarafından yapılan araştırmalar, Z kuşağının bir şeye yaklaşık sekiz saniye odaklanabildiğini ortaya koydu. Y kuşağı ise sadece 12 saniye odaklanabiliyor.

Peki, daha üretken olmak için ne yapabiliriz? İşte burada devreye Pomodoro Tekniği giriyor: Kullananların vazgeçilmezi olan, çok sevilen bir üretkenlik yöntemi. Ama bir domatesten gelen bu teknik tam olarak nasıl çalışıyor ve gerçekten ertelemelerimizi durdurabilir mi? Cosmopolitan UK, eğitim psikoloğu Dr. Patricia Britto ve iş uzmanı, psikoterapist Noor Hibbert (aynı zamanda Just Fcking Do It* kitabının yazarı) ile verimliliği artırmanın yollarını konuştu.

1980'lerin sonunda yazılım mühendisi Francesco Cirillo tarafından geliştirilen pomodoro tekniği, konsantrasyonu ve odaklanmayı artırmayı amaçlıyor. Bu teknikte, işleri daha küçük ve yönetilebilir zaman dilimlerine bölüyor ve aralara kısa molalar ekliyoruz.

"Cirillo bu yöntemi geliştirirken farklı zaman aralıklarını denedi. 25 dakikalık aralığın odaklanma ve sürdürülebilirlik arasında en iyi dengeyi sağladığını keşfetti." diye açıklıyor Hibbert. 

Uygulaması oldukça basit:
"Önce bir yapılacaklar listesi oluşturun ve 25 dakikalık bir zamanlayıcı ayarlayın. Bu 25 dakika boyunca tamamen o işe odaklanın." Britto ayrıca büyük görevleri daha küçük ve yönetilebilir parçalara bölmenin daha faydalı olabileceğini belirtiyor. "Bir 25 dakikalık süreç bir 'pomodoro'dur," diye ekliyor. "Bir pomodoro tamamladıktan sonra yaklaşık beş dakikalık kısa bir mola verebilirsiniz." Dört pomodoro tamamladıktan sonra ise yaklaşık 15-30 dakikalık daha uzun bir mola hakkınız oluyor.

Hibbert şunu vurguluyor: "Bu teknik, pomodoro sırasında tam odaklanarak çalışmayı teşvik eder. Sık sık verilen molalar, odaklanamadığımızda hissettiğimiz tükenmişliği önler ve zihinsel yenilenme fırsatı sunarak üretkenliği korur. Bu, kişinin motive kalmasına ve görevler karşısında bunalmamasına yardımcı olur. Ayrıca aşırı çalışmanın önüne geçer." diye anlatıyor Hibbert. 

Hayır, bunun makarnayla ilgisi yok! Cirillo, bu tekniğe mutfağındaki domates şeklindeki zamanlayıcıyı kullanarak 25 dakikalık aralıkları saydığı için bu ismi vermiş. Çok sevimli, değil mi?

Dikkat seviyelerimiz düşük olabilir ama bu geliştirilebilir bir şey, diyor Dr. Britto.
"Bireyler, üretken olmayı ve görevlere odaklanmayı öğrenmeli ve bu konuda desteklenmeli. Bu kapsamda, görevleri tamamlama sürecini planlamak, başlatmak, takip etmek ve değerlendirmek öğrenilebilir. Bunun yanı sıra süreç takibi için görsel destekler (örneğin kum saati veya dijital zamanlayıcı) ve planlama araçları (örneğin örümcek diyagramları) kullanılabilir."

Belirttiğimiz gibi odaklanma yeteneğimizi geliştirmek için çeşitli yöntemler mevcut. Dr. Britto, küçük adımlarla başlamayı öneriyor:

-Önemli tarihleri ve etkinlikleri takvime yazın.

-Haftalık yapılacaklar listesi oluşturun.

-Hedeflerinizi belirlemek için grafik düzenleyiciler kullanın.

-Uzun vadeli projelerde küçük görevler için mini son teslim tarihleri belirleyin.

Hibbert ise dikkatin dağılmasını önlemek için şunları öneriyor:

-Telefonunuzu Rahatsız Etmeyin moduna alın veya başka bir odada bırakın.

-Bilgisayarınızdaki gereksiz sekmeleri mutlaka ama mutlaka kapatın.

Ayrıca Hibbert, odaklanmayı artırmak için kendimize ödüller vermemiz gerektiğini söylüyor: "Her çalışma seansı için net hedefler belirlemek önemlidir. Hedeflerinize ulaştığınızda kendinize küçük ödüller vermek, motivasyonu artırır."

Pomodoro tekniği size uygun değilse başka yollar da var.

Hibbert, Eisenhower Matrisini öneriyor:

-Önemli ve Acil: Hemen ilgilenilmesi gereken, hem önemli hem de zaman hassasiyeti olan görevler.

-Önemli Ama Acil Değil: Uzun vadeli hedeflere katkıda bulunan ama acil olmayan görevler.

-Acil Ama Önemsiz: Hemen yapılması gereken ama uzun vadede önemli olmayan işler. Genellikle devredilebilirler.

-Acil Değil ve Önemsiz: Ne acil ne de önemli olan, minimize edilmesi veya tamamen bırakılması gereken görevler.

Bir diğer yöntem ise Zaman Bloklama. Bu yöntemde, yapılacaklar listesine güvenmek yerine, farklı işler için takvimde belirli zaman dilimleri ayırırsınız. Bu, görevler arasında sınır koymak odaklanmayı artırır.

Son olarak, sıkıcı ama gerekli işlerde İki Dakika Kuralını deneyebilirsiniz. Hibbert şöyle açıklıyor: "İki dakika içinde yapılabilecek bir iş varsa hemen yapın. Bu küçük görevlerin birikmesini ve gözünüzde büyümesini önler. Böylece üretkenlik artar ve motivasyon sağlanır."