Övünmekte Sorun Yok, Doğru Yapın Yeter

Nasıl mı? İşte böyle, arkadaşlar.

YAZAR:
brag better.jpg
Lorraine Boogich | Getty Images

Bu yazı Berfin Örs tarafından Türkçeleştirilmiştir, yazılarını buradan okuyabilirsiniz.

 

Zor, korkutucu ve vahim bir zamandayız. Birçok danışanım ve arkadaşım, bu kadar ölüm ve ekonomik zorluğun ortasında başarılarından bahsetmenin uygunsuz olduğunu düşünüp endişeleniyor. Ama değil. Doğru şekilde yaptığınız sürece tabii.

Şu anda pek çok şey (kibarca söylemek gerekirse) berbat. Yine de işlerinizi veya hayallerinizi sürdürmeli ve bununla gurur duymalısınız. Kitabınız, konuşmanız, markanız veya profesyonel başarılarınız, dünyada neler olup bittiğine bakılmaksızın dikkat görmeyi hak ediyor.

Bununla birlikte, kendi başarılarınızı övme fikri sizi her zamankinden daha fazla korkutuyorsa anlarım. Son on yılı, işi yapmış ama nasıl anlatacağını bilmeyen insanlara (onlara The Qualified Quiet yani nitelikli sessizler diyorum) övünmeyi öğretmekle geçirdim. Mesele şu ki, bir kez işlerini paylaşmanın önemli olduğunu ve çabalarının ödüllendirilmesini beraberinde getirdiğini anladıklarında, övünmek garip olmaktan çıkıyor.

İzin verirseniz söylediklerimi biraz açayım. Hepimiz işte ya da hayatta daha az çalışarak daha fazla övgü, para veya fırsat elde eden birini tanırız. Bu, başarılarını daha iyi iletmelerinden kaynaklanıyor olabilir. Övünmek, işinizle ilgili gerçekleri stratejik ve bütünlüklü bir şekilde, kariyerinizi ve hedeflerinizi ilerletmek için ifade etmekten ibarettir. Ünvanınız veya kıdem seviyeniz ne olursa olsun.

Başarılarınızı patronunuz, iş arkadaşlarınız veya daha geniş bir kamuoyu ile paylaşmazsanız onlar için ödüllendirilmeniz çok daha zor olur. Bunun kime faydası var?

Peki işleri tuhaflaştırmadan nasıl övünürsünüz? Bu adımları izleyin.

Her şeyden önce, sesinizin değerli olduğunu bilin.

Başarılarınız, hakkında konuşulmayı hak ediyor! Terfi, zam, yeni bir unvan veya hedeflediğiniz herhangi bir şeyi elde etmenize yardımcı olabilecek insanlara ya da gatekeeper’lara, gurur duyduğunuz şeyleri iletmek için büyük, parlak bir ödül kazanmanıza gerek yok.

Bragging Better kitabı imposter sendromuyla yani, sahip olduğunuz iş ya da göreve aslında layık olmadığınız ve herkesin bunu sonunda fark edeceği düşüncesiyle derinden bağlantılı. Övünme korkusu da aynı yaraya dokunuyor. Belki de takdir görmeyi hak etmediğinizi, işinizin o kadar da iyi olmadığını ya da rahatsız edici olacağınızı ve insanların sizden nefret edeceğini düşünüyorsunuz. Bu düşünceler, tamamen kaygıya dayalı irrasyonel korkular olsalar da bu durum onları daha az korkutucu yapmaz.

Danışanlarıma, eğitim verdiğim kuruluşlara veya dinleyecek herhangi birine, korkmanın işlerinde iyi olduklarının bir işareti olduğunu söylemeyi seviyorum. Vasat bir kişi endişelenmez çünkü imposter sendromu için gerekli olan öz farkındalığa sahip değildir. Korkunun, işinizde çok iyi olmanın anahtarlarından olduğuna inanıyorum. Aynı şey, fazla övünme korkusu için de geçerli: Çok fazla övünen, ortamın havasını sezemeyen veya başkalarını hiç övmeyen biri (övünmek kesinlikle bir takım sporudur) başarıları hakkında konuşulmaya değer biri değildir.

Sonra, övünmenin işinizde iyi olmanın bir parçası olduğunu kabul edin.

Ne yapıyor olursanız olun, başarılarınızı çevrenizdeki insanlara bildirmek işimizin bir parçasıdır. Gün boyunca kafamızın içinde yaşıyor ve etrafımızdakilerin ne yaptığımızı bildiğini düşünüyoruz. Bu doğru değil. Herkes kendi işine ve kendi sorunlarına odaklanmış durumda. Övünmek, yaptığınız iyi işleri göstermenin yanı sıra, başkalarına da işlerini daha iyi yapmaları için ilham verir. Bu nedenle, yaptıklarınızı paylaşmak sizi daha iyi bir takım arkadaşı, yönetici ve çalışan da yapar.

Son olarak, yaptığınız iyi şeyleri göstermeyi öncelik hâline getirin.

Pandemi, çalışma şeklimizi kesinlikle değiştirdi. Patronunuzun başarılarınızı daha önce duyması gerekiyorsa, şimdi onları kesinlikle bilmesi gerekiyor. Çalışma arkadaşınızın masasına öyle bir uğrayıp toplantıda düşüncenizi desteklemesini isteyemezsiniz veya hızlıca geri bildirim alamazsınız. Rastlaşma, bir tanıdıkla ayaküstü konuşma veya doğru zamanda doğru yerde olma şansımızı kaybettik. Bu da demek oluyor ki, her zamankinden daha doğrudan bir şekilde övünmeniz (işinizle ilgili gerçekleri stratejik ve bütünlüklü bir şekilde ifade etmeniz) gerekiyor. Bu, şu anlamlara gelebilir:

  1. Patronunuza başarılarınızı ona iletmenin en iyi yolunu sormak. (Eğer patronunuz raporları seviyorsa çalışmalarınızı ona telefonla aktarmanız pek etkili olmaz.)
  2. Bir arkadaşınızı arayıp başarınızı birlikte kutlamayı istemek.
  3. Üzerinde çalıştığınız işleri önemli insanlarla yazılı olarak paylaşmak.
  4. Ağınızın dışındaki insanlarla iletişime geçmek. (Örneğin, yaklaşan bir çevrimiçi panele katılıp katılamayacağınızı sormak için konferans organizatörüyle konuşmak.)

Kendinizi nasıl gösterirseniz gösterin, bunu gururla yapın. Başarabilirsiniz!

 

Bu yazı Meredith Fineman tarafından Cosmopolitan US için yazılmıştır. Yazının orijinalini buradan okuyabilirsiniz.