Cosmo Kapak Kızı: Derya Pınar Ak

Duru güzellik artık klişe bir tanımlama mı? Bizce değil! Kapak kızımızı tam olarak böyle betimleyebiliriz, seve seve. Üstelik Derya Pınar, kendini sadece işinde değil, hayatta da keşfetmeye devam ediyor. Tıpkı bizim gibi. Farklı türlerde projelerde yer alsa da değişmeyen bir şey var: Oyunculuk, onun en büyük tutkusu. Öyle ki 22 yaşındaki oyuncu, kendini en rahat hissettiği yerin setler olduğunu söylüyor ama sohbetimiz bununla sınırlı değil! Makyaj çantasından gelecek hayallerine, onu daha yakından tanıma sırası bizde.

Klişe bir şekilde başlamayı göze aldım ama merak ediyorum: Seni tanımayan birine kendini nasıl anlatırdın?

Oyunculuk yapıyorum, şu an ‘Prens’ dizisindeyim. Sette olmak benim
için hem çok eğlenceli hem de öğretici. Kendimi geliştirmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum.

Kendini anlatmak için üç kelime seçsen? (Ve neden?)

Meraklı, enerjik ve tutkulu derdim. Çünkü yeni şeyler öğrenmeyi ve keşfetmeyi seviyorum, bu hem işimde hem de günlük hayatımda bana ilham veriyor. Enerjik olmam, beni her zaman hareket halinde tutuyor; sette de hayatın içinde de hep bir şeyler yapma isteğim var. Tutkulu olmam ise oyunculuğa olan sevgimden geliyor, bir şeyi seviyorsam ona tüm kalbimle bağlanıyorum.

Oyunculuğa olan tutkunla devam edeyim. 12 yaşında bir ajansa kabul edilmek için ilk başta reddedilmene rağmen vazgeçmemiş ve yazmayı bırakmamışsın. Bu azim ve kararlılık hep var mıydı?

O zamanlar bu kadar büyük bir işin içine gireceğimi bilmiyordum ama hayallerimin peşinden koştum. Bu süreç bana büyük sorumluluklar yükledi, bazen zorlandım ama her seferinde tekrar denedim. İlk işlerimden itibaren başardığımı hissetmeye başladım ve o çabanın ne kadar değerli olduğunu gördüm. Oyunculuğa başlamak isteyen herkese söyleyebileceğim tek şey, pes etmeyin! Çünkü ne kadar küçük başlarsanız başlayın, devam etmek sizi hayallerinize götürüyor.

Bu süreçte ailenden nasıl bir destek gördün?

Ailem, her zaman en büyük destekçim oldu. 18 yaşıma kadar setlere eşlik ettiler; bir şeye ihtiyacım olduğunda oradaydılar, bu da bana büyük bir güven verdi.

Kendime ait bir kafe açabilirdim.

Şu an kariyerine dönüp baktığında, kendini olmak istediğin yerde hissediyor musun?

Hem işimde hem de hayatımda daha fazlasını arzuluyorum. Bu süreç hiç bitmeyecek gibi görünüyor çünkü her yeni adımda bir şeyler daha öğreniyorum, daha fazla büyüyorum. Kısacası, geldiğim noktadan memnunum ama daha fazlasını görmek, deneyimlemek ve başarmak için çok heyecanlıyım.

Gelecek hedeflerin neler peki?

Oyunculuk kariyerimde daha fazla deneyim kazanmayı, farklı ve derin karakterleri canlandırmayı istiyorum. Her projede kendimi daha da geliştirmek ve farklı dünyaları keşfetmek en büyük hedefim. Bunun dışında, çevremdeki insanlara dokunabilmek, onlara ilham verebilmek ve yardımcı olabilmek istiyorum. Bir de ufak ama tatlı bir hayalim var aslında: Kendime ait bir kafe açmak ve orada sevdiğim insanlarla birlikte çalışmak!

Kendimi bir hayvana benzetmem gerekse, kesinlikle kedi derdim.

Yanlış hatırlamıyorsam burcun da, yükselenin de Aslan. Özelliklerini
taşıyor musun?

Çevremdekiler bazen Aslan burcu gibi davrandığımı söylüyorlar ama aslında o özelliklerimi işimi yaparken daha fazla hissediyorum. Daha cesur, lider ruhlu oluyorum ama günlük hayatımda daha rahat, kendi halinde biriyim.

Maskülen de olur girly de

Instagram’da düzenli olarak kombin paylaşıyorsun. Giyimine ne kadar önem veriyorsun?

Açıkçası hiçbir trendi takip etmiyorum. O an modum neyi güzel buluyorsa, neyi giymek istiyorsam onu giyiyorum. Bazen daha maskülen, daha güçlü bir tarz seçiyorum; bazen de çok girly hissediyorum ve o zaman daha tatlı, zarif giyinmeyi tercih ediyorum.

Alışveriş yapmayı çok sevdiğini söylemişsin. En büyük zaafın hangisi: Çanta mı ayakkabı mı?

Genelde kozmetik ve parfüm alıyorum. Çanta mı ayakkabı mı sorusuna gelirsek, kesinlikle ayakkabı; özellikle çizmeler favorim. Mini eteklerle, elbiselerle çizme kombinlemeyi çok seviyorum ve sürekli çizme alıyorum. Sanırım her renk, her çeşit çizmem var.

Makyaj çantanın olmazsa olmazlarını sorsam?

Setlerde uykusuz kaldığım için göz altlarım için mutlaka kapatıcı kullanıyorum. Onun dışında tint kullanmayı çok seviyorum, çünkü makyajımın büyük kısmını onunla halledebiliyorum; yanaklarımı ve dudaklarımı hemen canlandırabiliyorum. Bir de asla lip balmsız olmaz!

Karakterin içine girebilmek önemli

O zaman en büyük tutkuna, belki de en “sen” kısma, oyunculuğa dönelim. Şu ana kadar farklı türlerde birçok projede yer aldın zaten. ‘Sevmek Zamanı’ seni duygusal olarak çok etkilemiş, ‘Cadı Üçlemesi’ tek plan çekim olduğu için zorlayıcı yanları olmuş; ‘Prens’ absürt bir komedi, ‘3391 Kilometre’ ise bir Wattpad uyarlamasıydı. Proje seçimlerini neye göre yapıyorsun? Projelere, senaryoda kendime ait bir şeyler bulabiliyor muyum diye bakıyorum. Karakterimi okurken ne hissediyorum? O karakterin içine girebiliyor muyum? Çünkü genelde senaryoları oynayarak okurum ve eğer kendimden bir şeyler bulamazsam, o karakteri daha derinlemesine açamayacağımı ve çeşitlendiremeyeceğimi düşünerek proje için teşekkür ederim.

Künye:

Söyleşi: Alara Demirel
Fotoğraf: Melis Albayrak
Moda Editörü: Kumru Kermen
Görsel Direktör: Müge Yorulmaz Güven
Prodüksiyon: Meltem Coşkun
Saç: Diyar Şekel
Makyaj: Serhat Şen
Fotoğraf Asistanı: Simge Salgıcı ve Çağdaş Sezgin
Moda Editörü Asistanı: Rüya Tekçe ve Gizem Çıldız
Prodüksiyon Asistanı: Ozan Erdem Bahtiyar ve Doruk Efe Çamlı
Set Sorumlusu: Rubin Ürün