Cosmo Kapak Kızı: Aleyna Tilki

Kendi potansiyelini sınırsız bir şekilde kullanırken sadece müziğin değil, aynı zamanda kadınların sesinin de daha yüksek çıkması gerektiğinin hatırlatıcısı. Aleyna Tilki ile kariyerinin rock star evresinin başlangıcında, yeni albümü çıkmadan hemen önce ilk kapak çekimimiz için buluştuk.

Bazıları sadece müzik yapmaz; aynı zamanda dünyaya meydan okur. Aleyna Tilki, işte tam olarak böyle bir isim. Genç yaşına rağmen, sahnede ve hayatın her alanında sınırları zorlayan, kuralları yeniden yazan bir star. 24 yaşında olabilir ama enerjisi, fikirleri ve tarzıyla şimdiden geleceğin dünyasını şekillendiriyor. Kadınlık, özgürlük ve tabular üzerine o kadar açık sözlü ve tutkulu konuşuyor ki, onu dinlerken güçlenmemek mümkün değil!

Cosmopolitan’ın ikonik editörü Helen Gurley Brown, Cosmo kadınını 1960’lı yıllarda ‘fun, fearless, powerful’ olarak tanımlamıştı. 

Bu tanımlardan hangisi sana en çok uyuyor? Galiba "fun". Eğlence, hayatımın en önemli duygularından biri. "Powerful" zaten... Bunu söylememe gerek yok diye düşünüyorum.

Seninle ilk dergi röportajlarından birini ben yapmıştım, sanırım 2017 yılıydı. O zaman henüz kariyerinin başlarındaydın. Fakat o küçük yaşta bile karşımda ne istediğini bilen, kendine güvenen bir kraliçe gibiydin. Sence o günden bugüne nasıl değiştin?

Aslında kimseye söylemiyordum ama büyümekten biraz korkuyordum. Büyürken kendi acılarımı ve geçmişimde yaşadığım hikayelerin derinliğini o kadar güzel bir şekilde algılayıp deneyimledim ki, büyümek benim için bir serüvene dönüştü. Artık alanlarına girilemeyen, istismar edilemeyen, zorlanamayan, istedikleri şeyleri diretemedikleri bir kadın olmaya başladım. Büyümeyi severek, güçlenerek değişmiş olabilirim.

Fanlarım da benim gibi özgüvenli ve özgür.

Kariyerinin ilk gününden beri acımasızca eleştirildin ama aynı zamanda Türkiye’nin en güvenilir müzik otoriteleri tarafından yeteneğin ve sahne ışığın övgüler aldı, yaptığın müzikler YouTube’da tepeleri zorladı. Bu ikilem hakkında ne düşünüyorsun?

Çok normal buluyorum bu zıtlığı çünkü benim bir karakterim var ve insanların zevklerine, düşüncelerine ve yaşama bakış açılarına zıt kalabileceğim taraflarım olabilir. Bu zıtlık aslında insanın kendi içindeki duygulardan ortaya çıkıyor. Toplumsal olarak da bazen çok mutluyuz, bazen çok mutsuzuz. Bu duyguların hepsi kişisel olarak yaşanmıyor sadece, topluma mal olmuş insanlara da yöneltiliyor.

Eğer bir günlüğüne hayranlarınla yer değiştirebilseydin, bir Aleyna Tilki hayranı olarak o günü nasıl geçirirdin? Neler yapardın?

Kesinlikle bu röportajım dahil tüm röportajlarımı okurdum. Şarkılarımda anlattığım şeyleri, üç boyutlu düşünürdüm. Onları takip etmelerini isterdim. Aslında geldiğim yerin çok anlamlı, çok derin acılar barındıran bi hikayesi var. Bu hikayenin farkında olmalarını ve benzer yaralar sakladığımızı hissetsinler isterim. Fanlarım çocukluktan beri benimle büyüdükleri için, benim gibi bakıyorlar hayata diyebilirim. Yaşama karşı duruşları, ideolojileri aslında benim gibi. Gerçekten benim gibi çok özgüvenliler, benim gibi özgür giyiniyorlar. Bir kot, bir tişört ve hatta pijamayla bile dışarı çıkabiliyorlar. Laflarını asla esirgemiyorlar. Nezaketliler, çok güçlü karakterleri var ve dilleri çok sağlam. Hayranlarım haksızlığa uğrayanın yanında durmayı da çok iyi bilirler.

Üstelik çok iyi yazılar, şiirler yazıyorlar. Şaşırabilirsiniz belki ama çoğu beni ağlatacak kadar gerçek... Onları çok seviyorum.

Henüz 24 yaşındasın ama çok olgun bir ruhun var... Hep mi böyleydin? Bu durumun avantajları ve dezavantajları var mı?

Hep böyleydim hatta yaşıtlarımdan ayrışacak kadar olgun bir çocuktum. Bu biraz erken büyümemden kaynaklı bir şey. Çok küçük yaşta yetişkin gibi hareket ediyordum, yetişkin bir şekilde hayatımı yaşamak zorunda kaldım. Liseyi okumak bile benim için çok zordu. Normal yaşıtlarım gibi, okul çıkışı bir şeyler yapabildiğim bir hayatım yoktu. Daha yeni yeni o olgunluktan daha genç ve daha dinamik, kendi yaşıtlarıyla beraber vakit geçiren bir kıza dönüştüm. Geçmişteki yaşantıma göre daha çocuk gibiyim diyebilirim. Çocukken çok daha olgundum. Bu olgunluğun avantajı kariyerinde daha hızlı bir şekilde yükselmeye vesile oluyor ama dezavantajı hiçbir zaman akranlarımla doğru zamanda vakit geçirememek ve hiçbir zaman çocuk olamamak oldu. Ben çocukluğumu kendi sahnelerimde, şarkılarımda kliplerimde, hayatı temiz yaşayarak yaşatıyorum. Kendime iyi bakıyorum. Çevremde iyi insanlar barındırıyorum. Yaşamımı kaliteli bir hale getirerek çocukluğa olan özlemimi gideriyorum.

Mentali toparlamak için yaptığın özel ritüeller var mı?

Hep var. Kalabalıkları sevmem, fazla insanın olduğu ortamlarda enerjimi tüketmem, genelde sevdiğim insanlarla beraber ağaçların içinde yaşarım. En gizli, en yeşil, doğası en güzel yerlerde yaşamayı tercih ediyorum. Hayatım boyunca mentali toplamak için yaptığım en özel şey ormanların içinde olmaktı.
Bir de tabii ki arkadaşlarımla beraber sabahlara kadar gitar çalıp sabahlara kadar beste yapmak en özel ritüelim.

Çekim sırasında Ebrar ile birlikte aynı setteydin, onu görür görmez “Sonunda buluştuk!” diyerek kocaman sarıldın. Hiç tanışmadığınız halde ona bir marş yazdın. Kadınların birbirlerini desteklemesi sence ne açılardan bu dünyayı değiştirecek?

Bize ülkece çok güzel duygular yaşattı, bu duyguları onunla paylaşmak benim için aşırı derecede mutluluk vericiydi. Onunla gurur duyuyorum. İnsan ötesi bir performans sergiliyorlar ve insanlığın mucizesini hatırlatıyorlar. Bu yüzden voleybol takımımıza bir şarkı yaptım. Hepsi pırıl pırıl kadınlar ve beni inanılmaz
etkiliyorlar. Marşı yazarken en çok Ebrar aklıma geldi. Bir insanın olağanüstü yeteneğinin yanında olağanüstü bir karakterinin olması bana her zaman çok ilham verir. Mesela Messi gibi, Ebrar da öyleydi... Onun karakteri, duruşu, oyunculuğu bana çok ilham verdi ve sanatıma çok büyük bir katkısı oldu. Hatta
bazen sahnede korktuğumu hissederdim. Özellikle bu son olim piyat döneminde kızların performanslarını izledikten sonra “Ne korkacağım yahu” moduna girdim. Beni aşırı gaza getirdiler. Böyle önemli zamanlarda insanların birbirini desteklemesi, enerji alışverişi yapması bence çok önemli. Bu kolektif bir bağ ve güç oluşturuyor. Müzik çok birleştirici bir şeydir, ben de her zaman ilham aldığım, pasparlak insanlardan gelen duygularla şarkı yazmaya devam edeceğim.

Bu hayatta neye kafa tutuyorsun?

Bu hayatta her şeye kafa tutabilirim. Ne olacağı belli olmaz. Gerçekten asi bir ruhum var. Önceden acaba ergenim diye mi bu asilikler diye düşünüyordum ama benim karakterim böyleymiş. Bu dünyada öğrenilmiş, öğretilmiş ama aslında gerçek olmayan bilgilere çok kafa tutuyorum. Kadınlıkla alakalı, cinsiyetle alakalı tabulara inanılmaz derecede karşı çıkıyorum. Özgürlükle ilgili kısıtlamalara çok kafa tutuyorum. Zaten savaşın olduğu, barışın olmadığı bu dünya düzeninde herhangi bir gün, herhangi bir şeye kafa tutmamak imkansız benim için.

20’lerinin ortasında genç bir kadın olarak sence bu yaşlar nasıl?

Açıkçası 20’lerimin ortalarına kadar çok ciddi depresyonlarla mücadele ettim. Ben hikayemle uzun bir süre vakit geçirdim o depresyonun içinde. Bunun sonucunda 20’li yaşların ortasına gelmiş genç bir kadın olmanın gururunu yaşıyorum. Artık insanlar beni çok daha zor acıtabilir, sınırlarımı aşamaz. Aşarsa
karşısında kadın Aleyna’yı görürler ve bu iyi bir sus payıdır. Bu yüzden büyümeyi seviyorum. Büyük halimin içimdeki çocuğun elini tutmasını çok seviyorum. Tabii ki gelecek kaygım hala devam ediyor. Bazı hedeflerim olur mu olmaz mı diye korktuğum günler oluyor ama kendimi o kadar güçlü hissediyorum ki her şeyin üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum.

30’larınla ilgili planların var mı? Nasıl bir kadına dönüşmek istiyorsun?

Yeni çıkartacağım albümle beraber rock star dönemime geçmeye başlıyorum. Tam 30’larımda kendimi hayal ettiğim gibi bir kadın olacağımı düşünüyorum. Daha güçlü, sınırları belirgin, ne yapmak istediğini, hangi şarkıyı söylemek istediğini herkesten daha iyi bilen, kendini herkesin söylediğinden daha
iyi tanıyan gerçek bir rock star olarak görüyorum. Bir de çocuklarım olsun istiyorum. Nasıl olacak bilmiyorum ama çocukları
olan gerçek bir rock star...

Genel Yayın Yönetmeni: Işıl Cinmen

Kreatif Direktör ve Röportaj:  Serli Gazer 

Fotoğraf: Burcu Karademir

Moda Editörü: Kumru Kermen

Saç: Mutlu Ahmet Sinan

Makyaj: Aslı Bilge

Işık Şefi: Okan Ataş

Prodüksiyon: OBSİDYEN KREATİF

Fotoğraf Asistanları: Furkan Irmak

Moda Editörü Asistanları: Eda Ayşe Acar, Fatime Sentürk 

Tişört ve kazak: Maje

@nyxcosmetics_turkiye
@golin.istanbul