Confessay: Lisede Aşık Olduğum Asi Çocukla Public Seks Yaptım

Liseye ilk başladığımda, serseri ruhlu, asi bir çocuk vardı. Sınıfta kalmıştı, derslere aldırış etmiyor, öğretmenlerle bile alaycı bir tonda konuşuyordu. Tüm bu tavırları sinir bozucu ama aynı zamanda dayanılmaz bir şekilde çekiciydi. Göz göze geldiğimiz anlarda içimde tuhaf bir heyecan oluşuyordu. Beni her fırsatta kızdırıyor, bazen laf atıyor, bazen de okul koridorlarında bir bahaneyle yolumu kesiyordu. Sürekli benimle uğraşıyordu. Birbirimizden nefret mi ediyoruz yoksa birbirimizle delicesine sevişmek mi istiyoruz anlayamıyordum ama aramızda bir çeşit çekim olduğu barizdi.

Bir gün tenefüste beni ansızın okulun köhne dolaplarının arkasına çekti. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Daha ne olduğunu bile anlamadan beni duvara yasladı ve dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Dili dudaklarımı araladığında beynim boşaldı, kendimi ona bırakmaktan başka çarem yoktu. Sonra bir anda odanın kapısı açıldı. Müdür yardımcısı! “Ne yapıyorsunuz siz?!” diye bağırdı. Panikle kendimizi toparlayıp oradan çıktık ama içimizdeki ateş o gün orada bitmedi.

Yıllar geçti ama aramızdaki çekim hiçbir zaman azalmadı. Sürekli yakınlaşıyorduk, ne zaman birbirimize yaklaşsak, aramızdaki görünmez bir güç bizi birbirimize çekiyordu. Bu çekime hep teslim oluyor ama asla sevişemiyorduk, yapmamamız gerektiğini biliyorduk çünkü. Sevişememek bu durumu daha da cazip hale getiriyordu. Her yakınlaşmamızda birbirimizi daha fazla arzuluyorduk.

Pandemi günlerinden biriydi, aylar sonra dışarıda buluşabilmiştik. Zamanımız kısıtlıydı ama birbirimize hasrettik. Beni eve bırakırken bir anda arabayı yol kenarına çekti. Daha "Ne yapıyorsun?" bile diyemeden dudaklarını boynuma gömdü. Parmaklarını saçlarıma doladı, başımı geriye çekti ve beni öpmeye başladı.

Sokağa çıkma yasağı başlamak üzereydi, eve gitmek zorundaydık. Yine başlamadan biten ve seksi daha da cazipleştiren bir yakınlaşma yaşamıştık. Bütün geceyi onun dokunuşlarını tekrar tekrar hatırlayarak geçirdim.

Ertesi gün tekrar buluştuk. Arabada saatlerce konuştuk ama ikimiz de sohbetin bir yere varmayacağını biliyorduk. Ağızlarımız konuşuyor ama gözlerimiz sevişiyor gibiydi. Aramızda hiçbir çekim yokmuş gibi davranmaktan sıkıldığımı hissettim. Demek o da sıkılmıştı ki aniden arabayı çalıştırdı ve kendi evinin otoparkına sürdü. Tek bir kelime bile etmedim gözlerindeki sabırsızlıktan, direksiyonu tutuşundaki hırsından oraya ne için gittiğimizi anlamıştım.

Otoparka park ettiğimizde duraksadı ve derin bir nefes aldı, sanki kendini frenlemeye çalışıyor gibiydi. Duraksadığını fark ettiğimde “Neden buraya geldik?” diye sordum ve hiçbir şey söylemeden arabadan inip kapımı açtı, elimi tutup beni arabadan indirdi.

Otoparkta kimsecikler yoktu. Bana doğru bir adım attı, bir adım daha… Sonra aniden elleriyle yüzümü tutup beni delicesine öpmeye başladı. Beni tutuşu ve öpüşünden bu anı sabırsızlıkla beklediğini anlamıştım. Beni duvara yasladı, dudaklarını boynuma yapıştırdı. Anın şokuyla ne yapacağımı bilemedim ama bedenim zaten ona teslim olmuştu bile.

Gömleğimin düğmelerini sanki bu işte ustaymış gibi tek eliyle hızlıca çözdü, diğer eliyle hala yüzümü tutuyordu, sakallarını tenime sürttü. O kadar yakındık ki nefesi cildimi yakıyordu. Ellerini belime doladı, yavaşça pantolonumun düğmesini açtı, elini iç çamaşırımın içine soktu ve… Birden kendime geldim. “Biri bizi görebilir,” dedim nefes nefese. Ama beni duymuyordu, gözü dönmüştü. Kollarımı başımın üzerinde birleştirdi, beni yüzüstü kaputun üzerine yatırdı. Ve yıllardır beklediğimiz o an gelmişti.

Açık otoparkta, aniden içime girdi. Ses çıkarmamak için kendimi zor tutuyordum ama o bunu çoktan düşünmüştü. Eliyle ağzımı kapattı, hareket edemez hale geldim. Araba kaputuna çarpmaktan göğüslerim acıyordu ama bu acıdan o kadar zevk alıyordum ki… Beni arabaya bindirdi ve kucağına oturttu. Nefes nefese sözünü dinledim ve kucağına oturdum, arabada sevişmeye devam ettik. Senelerdir arzuladığım o çocukla sonunda seks yapmıştım ve hayatımın en iyi seksiydi.

Sonraki günlerde her fırsatta buluşmaya ve seks yapmaya devam ettik. Bizi birbirimize çeken şeyden kaçış yoktu. Sonra bir gün ansızın ortadan kayboldu. Telefonlarımı açmıyordu. Sonra bir gün Instagram’da gördüm: Sevgilisi vardı.

Ne hissettiğimi anlatmam imkânsızdı, hayatımdaki en iyi seksi kaybetmiştim ama gururla kendimi teselli ettim. Aylar sonra hiç beklemediğim bir anda, iş çıkışı kalabalık bir sokakta göz göze geldik. Gözlerimdeki şaşkınlığı fark edip bana doğru geldi, kulağıma yaklaştı ve fısıldadı: 
“Sana bir şey itiraf etmem lazım…” 

Güldüm, “Ne?” dedim. 

“Onunla nişanlandım ama… Seni unutamıyorum.” 

İçimde bir şey koptu. Kaçmam gerekiyordu ama ayaklarım yere mıhlanmıştı.

“Yeniden sevişmeliyiz.”

Beni etkilemek için elinden geleni yapıyordu ve ne yaptığını çok iyi biliyordu, ona karşı koyamıyordum. Yapmamamız gerektiğini biliyordum ama kendime engel olamıyordum. Birkaç gün sonra, nişanlısı tatildeyken onun evine gittim. O, PlayStation oynuyordu. Ama gözleri benim üzerimdeydi, benimle ilgileniyordu. İkimiz de kendimizi tutmaya çalışıyorduk ama olmadı. O akşam bir kez daha seviştik.