Confessay: Ev arkadaşım, Sevgilisi ve Ben
Yazı: Lara Aydın
Bazı şeyler vardır, insan içinde bir sır olarak kalır, dile getirmek bile bir cesaret ister. İşte o yaz, benim için tam da böyle bir sır bıraktı geriye. Yıllar geçti ama Yiğit’i ve o geceyi düşündüğümde hâlâ içimde bir yerlerin sızladığını hissediyorum.
Ev arkadaşımla yıllardır süren huzurlu bir düzenimiz vardı. Aslı’nın dağınıklığına alışmış, mutfakta biriken bulaşıklarına göz yummayı öğrenmiştim. Ama geçen yaz onun hayatına Yiğit girdiğinde, bu düzenin altüst olacağını hiç düşünememiştim.
Yiğit, tipik bir “yanlış zamanda tanışılan doğru adam” gibiydi. Sessiz, karizmatik, sıcak ama bir o kadar da mesafeli. Onu ilk gördüğüm an, içimde garip bir kıpırtı hissettim. Aslı’nın sevgilisi olduğunu bilmek yetmeliydi. Kendime sürekli bunu hatırlatıyordum. Ama her seferinde bakışlarımla ona yakalandığımı fark ettiğimde yüzümdeki kızarma gerçeği ele veriyordu.
Zamanla Yiğit bizim eve alıştı, hatta Aslı yokken bile uğramaya başladı. Bazen bir şey bırakır, bazen de Aslı’yı beklerdi. O sıralar Aslı’nın iş yoğunluğu nedeniyle ona çok vakit ayıramadığını biliyordum ama aralarına girmek gibi bir niyetim de tabii ki yoktu. Yine de onunla her yalnız kaldığımızda garip bir gerilim hissediyordum. Belki sadece benim içimdeydi, belki de abartıyordum.
Her Şeyin Değiştiği Gece
O akşam, Aslı’nın şehir dışına gitmek zorunda olduğu bir gündü. “Yiğit, geceyi bizim evde geçirecek, internetle alakalı problemleri varmış evde, çalışması gerek” demişti giderken: “Onunla ilgilenirsin, değil mi?” Bu sıradan bir ricaydı, ama o cümlede bir ağırlık hissetmiştim. O gün her şeyin değişeceğinden tıpkı Aslı gibi ben de habersizdim.
Yiğit, akşam elinde bir şişe şarapla kapıyı çaldı. Gülümsememek için kendimi zor tuttum ve onu içeri davet ettim. Aslı’dan bahsetmek, rahat hissetmek için bir bahaneydi ama her seferinde konu dönüp dolaşıp başka yerlere gidiyordu. Hobilerden, hayallerden, hatta korkulardan bahsettik. Onun bu kadar içten olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Gece ilerledikçe, şarap azaldıkça, aramızdaki mesafeler de kısaldı. Koltuğun kenarına oturmuş, konuşurken ellerini sık sık hareket ettirdiğini fark etmiştim. O ellerin Aslı’ya dokunduğunu düşündüğümde, içimde garip bir kıskançlık dalgası kabardı. Bunu neden hissettiğimi anlamıyordum. Kendimi dizginlemem gerekiyordu.
Aramızdaki Mesafe Birkaç Santimdi
“Seninle konuşmak kolay” dedi bir ara, gözlerini gözlerime dikerek. “Aslı da hep bunu söyler” diye yanıtladım, garip bir gerginlik hissederek. Sanki ona da kendime de ufak bir hatırlatma yapmak ister gibiydim. Bir süre sessiz kaldı. Gözlerini üzerimden çekmiyor ama bir şey de demiyordu. Sonunda bir güçle ayağa kalktım, “Bulaşıkları yıkamam lazım” dedim, havayı değiştirmek istercesine. Ama o, mutfağa kadar beni takip etti.
Tezgahın kenarına yaslandığında, aramızdaki mesafe sadece birkaç santimdi. “Bazı insanlar birbirini anlamak için çok konuşmaz” dedi, fısıltıya yakın bir sesle. Ellerimi yıkamak için uzandığım an, kolum onun koluna değdi. Saniyelik bir temastı ama içimde bir kıvılcım çaktı. Geri çekilmek istedim ama hareket edemedim.
Yasak Sınırın Ötesi: Öpüşme
O an her şey durmuştu. Onun gözlerinde bir şey vardı. Davetkar ama tehlikeli. “Aslı bunu bilseydi...” diye düşündüm ama bu düşünceyi zihnimden uzaklaştırmak istedim. Kalbim hızla çarpıyordu. Geri çekilmeliydim ama sanki her geçen saniye, o yasak sınırın biraz daha ötesine geçiyordum.
Dudaklarımız birbirine değdiğinde, bir an için dünyanın geri kalanını unuttum. Yasakların ağırlığını hissetmem gerekiyordu ama bunun yerine yalnızca onun kokusunu, sıcaklığını ve bana her dokunduğunda içimde kabaran dalgaları hissediyordum. Başta beni dizginleyen utanç duygusu yerini kamçılayıcı bir şehvet rüzgarına bırakmıştı. Tenimde dolaşan bu esinti, daha önce hissettiğim hiçbir şeye benzemiyordu. Geçen her saniye kendime bunu neden daha önce yapmadım diye sormama sebep oluyordu.
Cüret Etme Sırası Bendeydi
O an sınırlarımız tamamen silindi. Tüm yanlışlara, herkese ve her şeye rağmen, o an yalnızca ve şiddetle birbirimizi istiyorduk. Onun parmaklarının tenimde gezindiği, fısıltılarının kulağımda yankılandığı anları bir ömür unutamayacağımı biliyorum. Tuhaf bir şekilde hiç yabancılık hissetmedim. Çünkü kendime itiraf etmekte zorlansam da bir süredir zaten bu anın hayaliyle yanıp tutuşuyordum! O beni öperek ilk adımı atmıştı. Şimdi cüretkar bir hamle yapma sırası bendeydi. Sanki bunu yapmaya doğuştan hakkım varmış gibi bir özgüvenle ona sarılıp önce kendime sonra da adım adım yatak odama doğru çektim. Madem bu bir hataydı, o zaman en iyisini yapacaktım. Bir gün bu koridordan böyle tutkulu geçeceğimi hiç ummazdım, üstelik Yiğit’le! Okula gitmek istemediğim sabahlarda bile hiç bu kadar yatağımın içinde olmak istememiştim! Sonunda oradaydık. Yiğit’in sıcak nefesini yüzümde, kalbinin atışlarını ise göğsümde hissediyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi! Birden bir sesle irkildik: Kapı sert bir şekilde açıldı. Aslı eve dönmüştü. Şimdi de aklım yerinden çıkacak gibiydi! Koridordan seslendi, “Otobüsü kaçırdım, buradayım!”
“Bazı insanlar birbirini anlamak için çok konuşmaz.”
İhtiras mı Merak mıydı?
Gözlerimle hemen Yiğit’e ortak balkondan Aslı’nın odasına geçmesini işaret ettim... Ben de derin bir nefes alıp Aslı’nın yanına, mutfağa geçtim. Yüzünde yorgun ama mutlu bir ifade vardı. “Ne yaptınız bakalım? Çok sıkıldınız mı?” dedi. O sırada hiçbir şey olmamış gibi Yiğit de onun odasından çıkıp geldi. Bizim donmuş bakışlarımızı fark etmedi ya da fark ettiyse bile üzerine gitmedi. Yiğit’in ağzından birkaç kelime döküldü, ben ise sadece başımı sallamakla yetindim.
O gece, Aslı hemen odasına çekildi. Yiğit de fazla oyalanmadan gitti. Kapı kapandığında derin bir nefes aldım ama içimde bir şeylerin geri dönülemez şekilde değiştiğini biliyordum.
Bugün bile bunu neden yaptığımı anlamıyorum. Bu, ihtiras mıydı? Merak mı? Yoksa yalnızca bir anlık zayıflık mıydı? Her ne ise, o yazdan sonra Yiğit’le bir daha hiç konuşmadık. Aslı, hiçbir şeyden şüphelenmedi. Ama o an, benimle birlikte her zaman karanlık bir sır olarak kaldı.
Siz de Cosmo'ya sırlarınızı yazmak ister misiniz? Aramızda kalacak dersek yalan olur… Ama iyi haber; hikayenizi isminizi kullanmadan bize fısıldayabilirsiniz. İlk yapmanız gereken bu formu doldurmak!