Ghosting Ghost'layanındır!
Niyetim ghosting’in o kadar da kaba bir davranış olmayabileceğini yazmaktı. Taaa ki, eski erkek arkadaşım beni ghost’layana kadar. O yüzden bu yazı bir ghosting mağdurunun itiraflarıdır sevgili hayalet sahibi kadınlar.
“Ghost’layan aslında seni değil, kendi duygularını ghost’luyor. İletişimde kalmak, senin için medeniyetken bir başkası için eziyet. Hepsi birer baş etme yöntemi.”
Ghosting kimilerine göre kabalık kimilerine göre kibarlık. Yaşamayan kaldıysa ilişkideki taraflardan birinin açıklama yapmadan ortadan kaybolması demek 'ghosting'. 20'li yaşlarımda epey tercih ettiğim bir ayrılma yöntemiydi. "Berbat öpüştüğün için senden hoşlanmadım" demekten çok daha 'kibar' buluyordum hayalete dönüşmeyi. Ya da “Deodorant kullanmayı öğren” demekten! Ne ben üzdüğüme üzülüyordum böylece ne de karşı taraf benden duyacaklarına. Temiz geliyordu.
Sonra 20'lerimdeki pek çok tuhaf düşüncem gibi 30'larda bu da değişti. Eylemlerinin sorumluluğunu alan bir yetişkin, ayrılığının da sorumluluğunu almalı. Temiz ya da kirli. Böyle düşünmeye başladım, bir daha da kimselerin hayaleti olmadım. Yıllara yayılan bir ilişkim oldu sonrasında. Aynı evde yaşamanın doğası gereği, kimse kimseyi ghost'layamayacağı için orada burada duyduğum nostaljik bir kelime oldu benim için ghosting. Değilmiş! Ghost'landım! Ghosting'in devri belli ki geçmiyor.
Ayrılık Partisi mi Versek?
Aşık olmak kadar ayrılmayı da doğal bir yaşam olayı gibi görenlerdenim. Hatta "Ayrılınca, birlikteliğimiz boyunca hep bizimle olan, ortak görüştüğümüz arkadaşlarımızı son kez toplayıp bir ayrılık partisi mi versek?" demiştim beraber yaşadığım eski sevgilime. Şaka yapıyorum sandı. Yapmıyordum. Hayalim böyle bir ayrılıktı. İlişkiye başlamak kadar ayrılmak da taze bir başlangıç. Kararı ortak almıştık. Ayrılık kararını iki sevgilinin oturup günlerce konuşarak, arkadaşça alabilmesi bence sonrasında saygıyı da kutlanmayı da hak ediyor(du). Ghost'lamak bir yana kutlamak istiyordum ben yaşadığımız ilişkiyi fakat işler pek hayalimdeki gibi gelişmedi. Romantik komedi tadında geçebileceğine inandığım ayrılık sürecim drama döndü.
Bam! Hayalet Oldu
Evden ayrıldıktan kısa süre sonra ghost'landım! Daha neler! Elbette konduramadım. Telefonu bozulmuştur dedim. Tüm ghosting mağdurlarının verdiği o ilk tepkiyi verdim: Acaba başına bir şey mi geldi? Gel gör ki Instagram story'lerinde son derece sağlıklı ve hayattaydı. Mesajlar attım. Cevap yok. Bir şey olmuştu kesin, durduk yere yapmaz ama ne?
Ve tüm ghost’lananların yaşadığı bir sonraki evre: Kendini sorgulamak. Kendimi didiklemeye başladım. Ben mi yanlış bir şey yapmıştım? Yanlış anlaşılmalara mı yol açmıştım? Üzmüş müydüm? N'olmuştu şimdi birdenbire?
Rüyalarda Buluşuruz Hayaletim
Belirsizlik insanın en zor baş ettiği duygulardan bence. Psikoloji lisansı yaparken hocamız da derste bahsetmişti, sahip olduğumuz onlarca duygu arasında anksiyetenin en güçlü tetikleyicisinin belirsizlik duygusu olduğundan. İnsan doğası böyle, hikayenin sonunu görmeyince rahat edemiyoruz, yoksa nasıl izlerdik tek oturuşta bir sezon diziyi? Belirsizlik varsa gidermek istiyoruz. Ayrıldığımızdan beri onu hiç rüyamda görmemiş olmama rağmen beni ghost'ladıktan sonraki birkaç gece rüyamda onunla konuştum. Bilincimin bulamadığı cevaplar bilinçaltımda arandı.
Sizi ghost'layan kişinin hayatınızdaki yeri ne kadar büyükse ghosting'in etkisi de o kadar güçlü oluyor. Sonraki evre öfkelenme evresi. Aptal yerine konmuş hissettim. İlişkimin ölmüş olması, diri olduğu dönemlerde kötü olduğu anlamına gelmiyordu benim için. Hayat hikayemin anlamlı bir bölümü olarak yerini alacağına inanıyordum geçmişimde. Ama ghost'landığıma göre, sandığım kadar da anlamlı bir şey yaşamamış mıydım acaba? Ve bunu göremeyecek kadar aptal mıydım? Zamanımı bir hayalet için mi harcamıştım? Hem kendime öfkelendim hem ona. Değersiz hissettim.
Sorun Sizde Değil, Ghostlayan'da
Sonra hayat aktı, gündemim değişti, konunun hayatımda kapladığı yer küçüldü. Ve son evre. En sağlıklı olanı: Kişisel almayı bırakmak. Kabullenmek. Mutlu ayrılıklara Gözde'nin Harikalar Diyarı dışında pek de rastlanmadığını kabul ettim. Ghost’layan aslında sadece seni değil, kendi duygularını da ghost’luyor. İletişimde kalmak, senin için medeniyetken, bir başkası için eziyet olabiliyor. Ghosting'i kendi meselem gibi görmeyi bırakınca, rüyalarımdan da kayboldu hayalet sevgilim. Kimi geçmişindeki güzel bir hikaye olarak muhafaza etmeyi seçiyor biten ilişkiyi kimi ise tamamen imha edince huzur buluyor. Hepsi de baş etme yöntemi, nazik ya da kaba.
30 yaşından sonra sizde de aynı değişim oldu mu bilmiyorum, ben kendime artık kişilerin bana davranışları üzerinden değer biçmez oldum. Kendi gözümdeki değerim, çevre hava koşullarından etkilenmiyor. Özgüvenimin derecesi kolay inip çıkmıyor. En değer vermiş olduğum insanlardan biri de olsa hayaletim, hızla geldi geçti ghost'lanışımın evreleri. Bu yazıyı okuyan bir ghosting mağduru varsa, tek diyeceğim: Ghosting ghost’layanındır! Siz sırtlanmayın. Özgüven termometrenizi hiçbir hayaletin eline bırakmayın!