Hiç Bitmeyen Bir Yatılı Parti

Sevgilimi çok seviyorum. E, o zaman sürekli yanımda olsun. Hop, eve çıktık. Daha doğrusu indik. Yerin bir kat altındaki küçük evimiz, hayatta en sevdiğim yer. Tam bir “ilk ev” evi ve bana önümüzde ne kadar güzel bir hayat olduğunu hatırlatıyor.

Eve girdim diyelim. Eşyalara bakarak, sevgilimin o gün saat kaçta ne yaptığına
dair detaylı bir akış çıkarabilirim. Fincanının ne kadar dolu olduğuna bakarım, sonra da çorabını nerede çıkardığına. Ayakkabılarının yeri değişmiş mi? Banyonun ışığı yanıyor mu? Yorgan ne şekilde duruyor? O da benim kaç kıyafet deneyip yatağın üstüne attığıma, kahvaltı masasını toplayıp toplamadığıma bakarak o günkü modumu tahmin edebilir.

Bu, bence dünyadaki en tatlı şey işte. Sonsuza kadar dağıtabileceğimiz bir evimizin olması, her öğün dışarıdan yemek, sabaha kadar oyun oynamak, geç uyanmak… Bize karışacak kimse yok ve hayatımızda ilk kez paramız var. Arada bir “Bunu neden böyle yapmıyorsun?” diye tartışsak ne olur? Öpüşür, barışırız.

Her çiftin bir barışma ritüeli vardır. Bence, yan yanayken konuşup anlaşmak çok daha kolay. Bazen küçük bir göz göze gelme anı, bir gülümseme ortamı hemen yumuşatır çünkü. Ah ama iki tarafın da günü kötü geçtiyse, asıl sınav o zaman başlıyor. İtiraf ediyorum: Bazen kendi mutsuzluğuma gömülüp sırf ilgi görmek ve sevildiğimi duymak için daha da surat asıyorum. Şunu yeni yeni anlayabiliyorum: Benim çok mutsuz olmam sevgilimin bana sonsuz sabır göstermesini gerektirmez. Çünkü o da her an çok iyi hissedemez.

Benim kestirme yoldan böyle kavgaları önlemek için ipucum şu: Önce kendi kendinize ihtiyaçlarınızı bir karşılayın. Ağzınıza bir şey atın, biraz dinlenin. Sonra onun ihtiyacını anlayın. Kendisi için bir şey yapmadan önce size destek olmasını beklemeyin. Bir süre, sadece emin olduğunuz şeyleri dile getirin. Mesela, sinirli ve yorgunsunuz ama sonuçta onu sevdiğinizden eminsiniz, ona bunu söyleyin. Onun da ifade etmek istediği bir şey varsa, izin verin. Eğer içinizden ve elinizden gelirse ilk adımı atın. Bu bir sarılma olur, bir bardak kahve ister mi diye sormak olur. Sonra da, bir süre yapmaktan keyif aldığınız şeyleri yapın. Birlikte ya da ayrı. Hayat zaten zor, birbirinizin üzerine gidip daha da zorlaştırmanın bir anlamı yok. Unutmayın sevgiliniz düşmanınız değil, en yakın dostunuz ve minik kuşunuzdur.

Hayat şimdi, en yakın arkadaşım, bizde kalmak için sonsuz izin almış gibi.

Ev arkadaşlığı, birbirinize karşı ilgi ve sevgi gösterme biçiminizi de değiştiriyor. Şimdi birbirimizi görmek değil, görmemek büyük bir olay. Artık romantikliğin tanımı da farklı. Örneğin, onun benimle 'Desperate Housewives' izlemesi çok romantik. Bense sabahları ona pankek yaptığımda koca bir öpücük kazanıyorum. İki ardaşım, evlerinden para birimi olarak masajı kullanıyorlar. Sevgilinizden bir şey mi istiyorsunuz, karşılığı beş dakika masaj. 

Birbirinize tuvaletinizin geldiğini anons edecekseniz, bazı günlerde de özenle giyinip süslenerek dışarı çıkmayı ihmal etmemelisiniz. Her akşam yemeğini birlikte yiyorsanız, bazı akşamları önceden planlayıp bir date’e dönüştürmek, evde birlikte yemek hazırlamak iyi gelebilir. İnsan bazen başlardaki flört dönemini çok özlüyor biliyorum. Birlikte yaşamak bambaşka bir sayfa ve hiç beklemediğiniz sıradan şeyler bile romantikleşebiliyor. Mesela tam televizyon karşısında yemek yemeye başlayacakken ya da gece karanlıkta sohbet ederken bir anda içime o çocuksu his doluyor ve olduğum yerde zıplayasım geliyor. Çok eğlenceli! Hayat şimdi, en yakın arkadaşı, bizde kalmak için sonsuz izin almış gibi.

Yetişkinlik düzeyi, tuvalet kağıdı ve rulo peçete stokunu ne kadar iyi yönetebildiğinizle ölçülür. Kirayı geçtim, marketi, faturası, aidatı, tamiratı… Şu bir senede, ben evi değil, ev beni her tarafımdan çekip çevirdi. Eksik gerçekten hiç bitmiyor ve her şey çok pahalı. Zaten eve çıkabildiyseniz sizi tebrik ediyorum, imkansıza yakın bir şey. Bizim bütçemiz içindeki bazı evlerin duşakabini salondaydı örneğin.

Sevgilinizle yaşamanın artılarından biri de işte bu giderleri bölüşmek. Birlikte yaşayacak duruma geldiyseniz, artık az çok birbirinizin para konusundaki yaklaşımını biliyorsunuzdur. Yine de, artık yemekleri ortak ödemekten daha öte bir noktadayız. Biz, kirayı ve ev giderlerini paylaşıyoruz. Bunun hesabını kabaca tutup birbirimizi dengeliyoruz. Aramızda, kim ne aldı, ne kadar harcadı konuşmaları olmuyor. Ortak harcamalarımızı, genelde sürekli birlikte olduğumuzdan, o sırada kimde varsa ondan yapıyoruz. Şimdiye kadar da bir eksisini görmedik açıkçası.

Birlikte yaşamak bazen de ailelerle terlikli, kahveli ev oturmaları demek. O anlarda bütün havamız sönüyor tabii. Sevgilimin ailesiyle zaman geçirmek, hoşlandığım çocukla konuşmak gibi bir şey. Yemin ederim ben komik biriyim.
Kendime ait düşüncelerim var ve sohbet edebiliyorum ama sizler bunu belki de hiç bilemeyeceksiniz. Çok üzgünüm.

Bizim evimiz, minik karargahımız. Buradan hayatımızın başında durup ileriye bakıyoruz ve her şey, geliştirmeye açık ve çok heyecanlı görünüyor. Henüz deneyimlemediğimiz çok şey var ama hayatta ne zaman ne olacağını kim bilebilir ki? Üstelik tüm kafa karışıklıklarını, evcilik oynayarak birlikte aşmak çok güzel. Yanında, her sabah uyanıp seninle olmayı tekrar seçen birisi varken hayat daha kolay.

Sürekli birlikte kalıyor olmak, birlikte yaşamak için yeterli bir sebep değil. Bu kararı, her şeyi detaylıca konuşup tüm sebeplerinden emin olarak verin.

İş bölümü yapın. Örneğin biz işleri saatlere göre bölmeyi daha çok seviyoruz. Ben sabahları daha enerjik olduğum için kahvaltı bende. Erkek arkadaşım ise tam tersi, akşam evi toparlamak onun görevi.

Partnerinizin bir alışkanlığından rahatsız oluyorsanız bunu yapıcı bir dille söyleyin. “Duştan neden Aquaman gibi çıkıyorsun?” demek yerine çıkarken banyoyu kurulamasını rica edebilirsiniz. Yoksa hemen alınıyorlar.

Birbirinize alan tanıyın. Kendi başınıza zaman geçirin, partnerinizin de aynısını yapmasına alan açın. Arkadaşları ve ailesini görmesini destekleyin. Klişe ama özlemek bazen gerçekten güzel. Siz de o yokken girl dinner’ınızla baş başa kalırsınız.

İletişim kurun. “Ben söylemeden yapsın istiyorum” cümlesini bir süre unutun. Hepimizin öncelikleri farklı, ihtiyaçlarınızı ne kadar dile getirirseniz düzeniniz o kadar çabuk oturur.

Olmuyorsa evleri ayırın. Birlikte yaşamak, sonsuzluğa atılmış bir adım olmak zorunda değil. İlişkinize daha iyi geleceğini düşünüyorsanız, evlerinizi
ayırabilirsiniz. Böyle olgun ve sağlıklı bir karar verebilmek bence çok havalı bir şey.