Aşkta Yaşa Takılanlar: Göbekli Babanın Modası Geçti mi?

Bir dönem, “Benden yaşça büyük ve olgun erkekleri beğeniyorum, ‘göbekli baba figürü’ sığınaktır” diyen kadınlara daha sık denk geliyorduk. Ancak son dönemde hikaye biraz tersine dönüyor gibi. Genç erkekleri öven övene...

Geçtiğimiz haftalarda Ahmet Mümtaz Taylan, Hande Ataizi’nin, sevgilisiyle arasındaki 20 yaş farka gönderme yaparak, “Sevgilin senden 20 yaş büyük olsa bunu hiçbirimiz sormayacaktık” dedi. Hande Ataizi’nin cevabıysa hayli ilginçti: “Ben, genç ve hayalleri olan bir adamdan palavra bile dinlemeyi, kaprisli bir iş adamına tercih ederim.” Katılırsınız katılmazsınız ama bir durup düşündürüyor, değil mi?

Her zaman kendinden büyük erkeklerle birlikte olmuş bir arkadaşımla şöyle bir anım var. Çok büyük bir arzuyla, acayip bir hevesle başladığı ilişkinin bir yerinde, bir sabah geldi ve şöyle deyiverdi: “Böyle hissettiğim için kendime kızıyorum, söylemeye de çekiniyorum ama dün gece bir ara gözüm, sarkan kulak memesine takıldı ve o dakikadan sonra tüm arzum içime kaçtı.” Evet, ilk anda acımasızca geliyor, bana da öyle gelmişti ama işte hayaller ve gerçekler meselesi... Yerçekimine yenik düşen bir kulak memesi, bir anda tüm arzuyu silip süpürebiliyormuş demek ki...

Bu yazıda odağımız kadınlarda ama söz konusu yaş olunca, bir erkek bireyimizin beyanı da kulaklarda yankılanmadı değil. Yönetmen Onur Ünlü, Hazar Ergüçlü’yle beraber olduğu dönemde, aralarındaki yaş farkı meselesine, “O kadar ilgilenmiyorum ki, ben Hazar’ın yaşını gazetelerden öğrendim” demişti. Konu sosyal medyada epey konuşulmuş, cevabın samimiyeti tartışılmıştı ama biz burada samimiyet ölçmüyoruz, beyanlarla ve gerçek deneyimlerle ilgileniyoruz. Kimileri için “Canım senin yaş kaçtı?” sorusu en başta sorulan sorulardan biri olmayabilir tabii.

Çevreme şöyle bir göz gezdirdikten sonra kendime dönüyorum. İdeal yaş farkı diye bir şey var mı emin değilim ama belli bir rakamın üstünün sorun yarattığına ben de şahidim. Geçmişte kendimden 10 yaş büyük biriyle birlikte olmuştum. O ilişkinin içinde bir süre sonra oyuncaksız kalan çocuk gibi sıkılmaya başladığımı hatırlıyorum.

Zevk aldığım, yapmak istediğim bir sürü şeyle ilgili sık sık ‘ergen ergen işler’ eleştirisini duyuyor ve durduk yere kendimi savunma yaparken buluyordum. Günlerden bir gün, “Hadi lunaparka gidelim mi?” soruma aldığım, “İyice ne yapacağını şaşırdın!” cevabıyla aydınlandım. Lunaparka gitmek istediğim için kendimi savunmayacaktım. Ben lunaparka gidecektim, o da kendi istediği yere... Öyle de yaptık.

Peki, sizce? Yıllarca güven veriyor diye öve öve bitiremediğimiz ‘baba göbeği ve olgun erkek’ figürünün saltanatı tamam mı devam mı?

“40’lık makineler favorim”-Naz, Kurumsal İletişim Uzmanı, 28, İzmir

Bence her şeyin bir dönemi var. Yaş farkına takıldığın ve takılmadığın, genç insanlara ya da daha olgun insanlara yöneldiğin dönemler oluyor. Genç, sporcu çocuklar, seni hep diri kılıyor, evet. Hep bir koşturma içindesin. Seyahatler, konserler, yeni yemekler... Hepsi çok güzel ama her zaman bunu tercih etmeyebiliyorsun. Bir dönemin başındaysan, senin için iletişim kurmak, hayatla ve kararlarınla ilgili konuşmak önemli bir hale geldiyse kesinlikle 40’lar derim. Ama 40 dediysem, makine gibi olan 40’ları kastediyorum.

Göbüşüne çay koyup hüpleten abilerden aman uzak! Şöyle bir hayal kuruyorum: Partilerde sakince arkalarda duran, iyi şaraptan anlayan ve ruha dokunan, gerektiğinde sorumluluk alan ve yormayan bir adam. Bu modeller şu ara favorim. Sipariş vermişken yedeklemek lazım.

“Gençler doyumsuz ve eğlenceli.”-Derya, Model, 35, İstanbul

Bu işin kompedanı olarak söylemeliyim ki genç insanlarla vakit geçirmek, ‘takılmak’ kesinlikle çok eğlenceli. Sorunları ve sorumlulukları daha az olduğu için eğlenmeye daha fazla vakit ayırıyorlar. Sekste doyumsuz ve daha eğlenceli oluyorlar çünkü senin ‘en iyin’ olmak istiyorlar. Senin takdirini almak onlar için önemli oluyor. Ayrıca oldukça taze ve diriler. Ben, gençliğimi buna borçluyum diyebilirim. Genç erkekleri daha samimi ve dürüst buluyorum. Masum ve güzel seviyorlar. En önemli kısmı da senden bir beklentilerinin olmaması. İki taraf da yetişkinse, yaş farkı sadece o iki kişiyi bağlar.

“Uçurum olmasın yeter!”- Eylül, Influencer, 27, İstanbul

Bence ilişkilerde yaş farkı, arada sağlıklı bir aşk varsa çok büyük bir engel değil. Gerçek bir bağ kurulduğunda, yaş farkı gibi detaylar çoğu zaman ikinci planda kalıyor ama yaş farkı bir uçuruma dönüştüğünde, 10-20 yaş gibi aralıklar söz konusuysa, o ilişkinin saf bir duygusal bağdan ibaret olmadığını düşünüyorum. Genellikle bilinçaltındaki travmaların ve geçmişteki duygusal eksikliklerin ya da mevcut hayatındaki eksiklerin bu seçimlere yön verdiğini düşünüyorum. Benim için sağlıksız bir aşkın en temel göstergelerinden biri, bir eksikliği karşılama ihtiyacından doğmuş olması.