6 Filmde Uluslararası Ayvalık Film Festivali
Tuluğ’nun festival anıları...
Merhaba Cosmo kızları Tuluğ ben,
Ayvalık Uluslararası Film Festivali geçen hafta gerçekleşti ve ben sizler için oradaydım. Hem sizin hem de kendim için birçok film izleme şansı buldum. Öncelikle festival hissi bana çok iyi geldi. Film izlemekten yorulmak, odada uyuyakalmak, iki film arası aceleyle yemek yemek, insanlarla filmler hakkında konuşmak, izlediğin filmin yönetmeniyle ya da oyuncusuyla karşılaşmak harikaydı. O yüzden teşekkürler Uluslararası Ayvalık Film Festivali ve teşekkürler festival direktörü sevgili Azize Tan.
Festivalde bu yıl farklı kategorilerden toplam 70 film gösterildi. Benim festivalde yakalayıp izlediğim filmler, yetişebildiklerim, zamanımı yettirebildiklerim ise şöyle:
Kadın hikâyelerinin ağırlıkta olduğu, zorunlu ve gönüllü göçmenliğin, yerinden edilmenin, geri dönmenin, anne-baba ile bitmeyen ilişkinin dikkat çektiği festival programında bu yıl Simone de Beauvoir’ın “kadın doğulmaz, kadın olunur” sözünden ilham alan bir bölüm vardı: Doğulmaz-Olunur.
Doğulmaz-Olunur fikrinin nasıl ortaya çıktığını, bu temayı belirleme amacını ve kadın olmanın kendisi için ne ifade ettiğini Azize Tan’a sordum.
Festival ekibini özenle gençlerden ve kadınlardan kuran, kadın işbirliğine inanan, kadının inceliklerinin olduğunu söyleyen Azize, bu başlığı kurgularken “kadın” kelimesini neden attıklarına da değindi:
“Kadınlar için neden ayrı bir başlık yapılıyor? Kadınlar kadın oldukları için neden bir festivale dahil oluyor? Kadınlar konu oldukları için neden ödül alıyor? Artık bunu normalleştirmeli ve yolumuza devam etmeliyiz. Anaerkil bir aileden geldiğim için hep dik durdum ve eşitliği öncelik olarak gördüm.”
“Doğulmaz-Olunur” başlığı sadece kadınları değil birçok konuyu yani tüm azınlıkları ele alıyor. Bakalım filmekimi’nde hangi filmleri seyredebileceğim ve yetişebileceğim yine birlikte göreceğiz.