Bora Aksu İlkbahar/Yaz 2025 Koleksiyonu
Moda Haftası’nda 1960'lar Türkiye’sine gidiyoruz.
Son birkaç yıldır freelance moda editörü olarak çalışmamın ardından Londra Moda Haftası’nın bu sezonunda ilk kez bir moda davetiyesi aldım. Bora Aksu İlkbahar / Yaz 2025 için gelen bu davetiyenin benim için ilk olması dışında çok özel bir anlamı daha vardı. 6 ay önce başka bir dergi için Bora Aksu ile İlkbahar / Yaz 2024 koleksiyonu üzerine bir röportaj gerçekleştirmiştim. Bu röportajda annesi ve anneannesiyle büyürken onlardan ve Türk kültüründen ne kadar ilham aldığından söz etmişti.
İmza bir tekniğe sahip olan Bora Aksu’nun, katmanlar ve işlemeleri Türk motifleriyle modernize ederek kendi moda dilini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Londra Covent Garden'daki St. Paul Kilisesi’nde gerçekleşecek defilenin davetiyesinden de anlaşıldığı üzere, tasarımcının ocak ayında vefat eden annesine ithaf ettiği bir koleksiyon tanıtılacaktı.
13 Eylül Cuma sabahı erkenden uyanıp giyindim ve yola çıktım. Londra’dan beklenmeyecek bir şekilde hava çok güzeldi. Kiliseye vardığımda modellerin yürüyeceği alanın kilisenin bahçesine göre düzenlendiğini gördüm. Bora Aksu'nun annesinin en sevdikleri, pembe ve kırmızı güllerle dolu çiçeklerin arasında yerimi aldım. Sağımda solumda oturanlarla biraz networking yaptıktan sonra bir müzik çalmaya başladı ve ilk modelin yürüdüğünü gördüm. "Her zaman kusursuz bir stili vardı" dediği annesi Birsen Hanım’ın zamansız stilinden aldığı ilham kendini belli ediyordu. 60’ların silüeti yeniden yapılandırılmış Peter Pan yaka ve bohem eteklerle uyum halinde tasarlanmıştı.
Bir tasarımcı olarak tüm kimliğim annemden geliyor. Onun zarafetini ve stilini ve bağımsız bir kadın olarak gücünü izleyerek büyümek bana kadınlığa karşı derin bir saygı ve yaratma sürecine olan sevgiyi aşıladı. O günden bu yana o benim en büyük ilham kaynağım." - Bora Aksu
Ona hayatının her döneminde ilham veren annesine yazdığı bir mektup olan bu koleksiyon, büyüleyici bir saygı duruşu, aynı zamanda annesinin hayatını ve stilinin özgünlüğünü yansıtıyor. Feminen ruhun kutlaması olan kıyafetler, tasarımcının çocuk doktoru olan annesinin 1960’larda Türkiye'de yaşarken bireyselliğini ifade etmesine izin veren kıyafetler bulmakta zorluk çekmesi nedeniyle kendi kıyafetlerini tasarlamaya başlamasını da anlatıyor. Dantel ve tül işlemelerini gördüğümüz elbiseler ve takımları öne çıkaran en önemli nokta ise modellerin saçları oluyor. Birşen Hanım ile klasikleşmiş topuzdan ilham alınarak yapılan saç modeli, kıyafetler ile bütün halini almıştı.
Kıyafetlerin her detayında ayrı bir ipucu var. Tül katmanların altından göz kırpan dantel kumaşlar, klasik ve zarif lacivert takımın omuzlarında duran işlemeli dantel bolero gibi detaylarla tezatlık yaratırken güçlü, feminen ve keskin bir silüet elde ediyor. Aynı zamanda da üreticiden gelen vintage kumaş ile bilinçli tasarımı destekleyen Bora Aksu, kendi kültürünü ve romantizmi birleştirerek herkesi büyülüyor. Yumuşak renk tonları beyaz rengiyle birleşirken, zengin çiçek nakışları kıyafetlere bohem bir ayrıntı katıyor. Kendi kıyafetlerini yapan, ev hanımı rolüne direnmeye kararlı bir kadını kalem etek, dantel ceket ve jakarlı yelek detaylarıyla yansıtıyor.
Benim favorim defilenin kapanışının yapıldığı gelinliği andıran beyaz elbise oldu. Zarif ve zamansız bu elbisenin omuz detaylarıyla birleşen drape tüllerin akışı ve dantel etek katmanlarının birleşmesi Aksu'nun imzası olan yarı couture terziliğini mükemmel bir şekilde koruyor. Elbisenin yaka ve belinde ise bütün koleksiyonda gördüğümüz tığ işi parça detayları bulunuyor. Sert ve kadınsı detayları korkusuzca işleyen bir koleksiyon izlerken bir anda bütün modeller kilisenin içine döndüler. 2-3 saniyelik bir sessizlikten sonra Hatırla Sevgili şarkısı eşliğinde bütün modeller aynı anda yürüyerek Bora Aksu ile izleyenlere selam verdi. Şarkıyı duyduğum andan itibaren gözlerim doldu çünkü bu şarkı, notalarını öğrenip piyanoda çaldığım ilk parçaydı aynı zamanda. Kendi ülkemden ve kültürümden fiziksel olarak uzak olsam da, o anda kendimi manevi olarak bir o kadar yakın hissettim. Orda olup, o şarkıyı anlayabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Büyülenmiş bir şekilde kiliseden ayrıldım.