Yıl Bitmeden Okumanız Gereken Kitaplar
Cosmo’dan kitap önerileri
Yılın sonuna yaklaşırken, okuma listenize eklemeniz gereken yeni kitapları keşfetmenin tam zamanı. Sizi bazen düşündürecek, bazen gülümsetecek ama her durumda içine çekecek bu kitaplar, yıl bitmeden keşfetmeye değer. İşte yıl bitmeden mutlaka okumanız gereken kitaplar listemiz.
Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki Yemek İstiyorum, Baek Sehee
Baek Sehee’nin "Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki Yemek İstiyorum" kitabı, sosyal medyada parlak bir kariyer sürdürmesine rağmen içsel boşlukla mücadele eden bir kadının kendiyle hesaplaşmasını anlatıyor. Depresyon ve kaygıyı hem içten hem de cesurca ele alan Baek, terapi sürecinde yaşadığı 12 haftalık serüveni kaydediyor. Bu görüşmelerde, içsel karmaşalarını, insanlara kendini güçlü ve sakin göstermeye çalışırken kendini nasıl eleştirdiğini, bitmek bilmeyen düşünce döngülerini çözmeye çalışıyor. Ancak ne olursa olsun, en sevdiği Kore lezzeti tteokbokki’ye olan sevgisi ona güç veriyor. Hem içsel yolculuk hem de hayatın küçük mutluluklarına dair tatlı bir rehber olan bu kitap, zor anlarda yanınızda bulundurmak isteyeceğiniz türden.
Gemiden Düşen Adam, Herbert Clyde Lewis
Gemiden Düşen Adam, tam anlamıyla unutulmuş bir cevher. Henry Preston Standish, çok zengin ve "her şeyi var" denen bir Wall Street bankacısı, ama yine de hayatın anlamını bulmak için yollara düşüyor. Honolulu’dan Panama’ya giderken, gemiden okyanusa düşüveriyor. Henry’nin, koca Pasifik’te çırpınırken yaşadığı o varoluşsal krizler, bir yandan içsel bir yolculuk, bir yandan da kaderle baş başa kalmanın hikayesi haline geliyor. Yazar Herbert Clyde Lewis’in yıllar sonra keşfedilen bu eseri, kendini arayan bir adamın çırpınışlarıyla bizi de içine çekiyor ve insana bir yandan "ben de okyanusun ortasında tek başıma kalsam ne yapardım acaba?" dedirtiyor.
Genç Adam, Annie Ernaux
Genç Adam, Annie Ernaux’nun, hayatının ellili yaşlarında kendisinden otuz yaş küçük bir üniversite öğrencisiyle yaşadığı tutkuyu anlattığı, derin bir keşif. Bu ilişki, Ernaux’yu gençlik anılarına geri götürürken ona zamanı adeta tersine çevirip hayatını yeniden yaşıyormuş hissi veriyor. Aynı zamanda, onu geçmişte bıraktığını düşündüğü sınıfsal kökenlerine ayna tutarak karşısına çıkarıyor. Zaman, hafıza ve yazı arasındaki ilişkisini özetleyen bu incecik kitap, Ernaux’nun zamana karşı duruşunu ve yazarlık yolculuğunu merak edenler için bir hazine.
Avuç İçi Öyküler, Yasunari Kawabata
Yasunari Kawabata’nın Avuç İçi Öyküler kitabı, edebiyatın dev bir resmini küçücük, bir avuca sığan öykülerle çizen bir başyapıt. Kawabata, 1968 yılında Nobel Ödülü’nü kazandıktan sonra bile, sanatı bu minimal öykülerde bulduğunu söylüyordu. 1920’den itibaren yazdığı ve ölümünden sonra 1972'de yayımlanan bu kısa öyküler, yalnızlık, ölüm, yoksulluk gibi temalar etrafında derinlikli ve etkileyici bir yolculuk sunuyor. Kawabata, gençliğinde şiir yazmak yerine bu öyküleri yazdığını ve bu minik hikâyelerde gençliğinin şiirsel ruhunu yaşattığını söyler. Edebi bir soluk almak ve hayatın anlamına dair yoğun bir deneyim arıyorsanız, Avuç İçi Öyküler tam size göre.
Aslında Her Şey Yolunda, Duygu Terim
Aslında Her Şey Yolunda, hayal dünyasında sıkışıp kalanlar, kendini sürekli suçlayanlar ve kendini toplumun kalıplarına sığdıramayanların hikâyesini sunuyor. Kitapta, Ankara sokaklarından Ege’nin sakin kasabalarına, şehrin hareketli kalbinden dağ köylerine uzanan içsel yolculuklar var. Karakterler, hayatın akışına ayak uydururken, bazen eski bir rock parçası bazen de bir rast makamı eşliğinde kaybettikleri parçalarını arıyorlar. İçsel uyumsuzluklarına rağmen aslında her şey yolunda mı, değil mi? İşte bu sorunun peşine düşen karakterlerle iç içe, samimi ve düşündüren bir hikâye arıyorsanız, bu kitap tam size göre.