Yıldızlar ve Ötesine! Yay Sezonu Geldi!

Kemerleri bağlayın kızlar, doğdu güneşimiz. Yay geldi ve gerçek bir vibe. Dev güneş gözlükleri, son dakika ve bazen sadece tek yön alınan uçak biletleri, kulağımızda bangır bangır pozitif müzikler… Güneş, zodyağın en pervasız, en özgür ruhlu, en filtresiz burcuna geçmişken bize de buna ayak uydurmak düşer. Gezip tozmak, ağzımıza geleni söylemek, tüm o kokteylleri içmek, ortalığı karıştırmak ya da ansızın doktora başlamak istiyoruz biliyorum. Biz yine de bir duralım zira Yay hediyeleriyle birlikte Merkür retrosunu da getiriyor. Güneş Yay’da ne kadar enerjik ve zırdeliyse Merkür de aynı öyle şekilde partiyi bölen, kozmik bir kaos. Hazırlanın, Yay sezonunun tüm anlamını ve büyüsünü çözmeye girişiyoruz.

Öncelikle, öz annem Britney Spears ve uzaktan kuzenim Miley Cyrus’un doğum günlerini kutlayarak başlamak isterim. Onlar olmasaydı ne biz burada olurduk, ne de Hannah Montana... Jüpiter, yani büyümenin, gelişmenin ve iyicilliğin gezegeni tarafından yönetilen bu özgür kızımız sıkıcı sohbetlerinizi ve rutinlerinizi alt üst etmeye geldi. Ateş burcu olmanın hakkını büyük fikirler, daha da büyük tavırlar ve her ne kadar acıtsa da filtresiz dürüstlüğüyle sonuna kadar veren ve her hafta farklı bir “Ye, Dua Et, Sev” anı yaşayan deli dolu bir burç. Yay, tam da kış depresyonu öncesi son bombaları patlatmak için ay boyunca bize eşlik edecek. 

Yaylar sadece dünyayı keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda zihinlerini de keşfeder ve genişletirler. İster son derece kafa açan felsefi bir tartışma, ister gece üç aydınlanmaları, ister uzaylılarla ilgili komplo teorileri olsun bu kadın gerçeğin peşinde! İkizler’in yüksek oktavını düşünün, ne de olsa ikisi kardeş burçlar. Ama sakın ha bu merakı ve açlığı tutarlılık veya bağlılık olarak düşünmeyin. Yay burçları korkunç şekilde bağımsız ve özgürlüklerine fazlasıyla düşkündürler. Tutabilene aşk olsun! (gerçekten, dokunmayın onlara.) Bu Yay sezonunun öğreteceği bir şey varsa, o da hayatın risk almamak için çok kısa olduğudur.

Merkür retrosu bu kez biraz drama queen’lik yapmak için burada. Aralık boyunca Yay’daki geri geri dansıyla Merkür, masaya yatırmamız gereken bir sürü karmaşayı gün yüzüne çıkaracak. Rötar yapan uçaklar? Gelsin. İletişim sıkıntıları? Allah’ın emri. DM’lere girmeye çalışan eski sevgililer? Evet efendim, retro kültürüne hoş geldiniz.

İşin aslı Merkür kendini sadece rezillik çıkarmak için geri vitese almadı. Her zamanki gibi durmak, düşünmek ve rotayı düzeltmek için de burada. Yay’da retro; bizleri hayallerimizi gözden geçirmeye ve gerçekliğimizle uyuşuyor mu diye bakmaya teşvik ediyor. Diyeceğim şu ki, o riskli mesajı göndermeden ya da Bali seyahatine o pahalı first-class bileti almadan önce tekrar düşünün. Normalde böyle bir şey ASLA söylemem ama bu sefer işler farklı kızlar. Retro işleri geciktirebilir, ama bu gecikmeyi parlatma ve cilalatma için kullanalım derim. Keşke dediklerimin yarısını yapabilsem…

Peki Yay enerjisinin hakkını layıkıyla nasıl vereceğiz? Hele ki ortada nur topu gibi bir retro varken? Basit: Yay enerjisine kendimizi teslim ederek! Yeni tecrübelere evet diyerek, tutkularımızın dibine vurarak, öğrenerek, öğreterek ve yolda giderken öğrenmenin bol riskli güzelliğine kendimizi bırakarak... Yalnızca, detayları göz ardı etmemek için elinizden geleni yapın (teşekkürler, Merkür retrosu).

Alın size az önce Tayland uçak biletlerine bakarken karşıma çıkan mantra: 

“Yoluma güveniyorum, ne kadar dolambaçlı olursa olsun.”

Haydi bakalım! Bu ay sizin ayınız. Keşfedin! Teker teker, cesur adımlarla…