Yeni Mevsim Yeni Başlangıçlar
Yaz aylarının o dertsiz tasasız ruh hali sonbaharın gelişiyle yerini yeni başlangıçların enerjisine ve motivasyonuna bırakıyor. Peki neden gardrobumuz da buna ayak uydurmasın?
Yazlık kıyafetlerimizle kirin içinde çamur sıçratırken aldırışsızdık, şimdi ise kıyafetleri ve belki de kendimizi ipe asıp kurutma zamanı geldi çattı (tam burada kulağınıza Cold War Kids – Hang Me Up to Dry şarkısını koyun).
Yaz aylarının o dertsiz tasasız ruh hali sonbaharın gelişiyle yerini yeni başlangıçların enerjisine ve motivasyonuna bırakıyor. Eylül ayı, yazın rehavetini geride bırakarak yeniden bir silkelenme ve toparlanma dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Diğer yandan, yılın sonuna varmadan, yeni yıl hedeflerine ulaşmadan önce, bize adeta bir duraklama noktası sunuyor. Böylece tıpkı bir “reset” tuşuna basıyormuş gibi kendimizi yeniden başlatma ve tazelenme fırsatı buluyoruz.
Sonbaharın başlangıcının güzelliği de burada işte: fantezilerimizi gerçekleştirdiğimiz ütopik bir yaz geçirmiş de olabiliriz, tam tersine bir George Costanza yazından yaralı bir biçimde çıkmış da...
Her halükârda eylül ayı sorumluluklarımızı ve hedeflerimizi tekrar gözden geçirip hayatımızda neyin öncelikli olduğunu belirlediğimiz bir dönem. Ardından gelen ekim ayı ise, eylülde oluşturduğumuz bu yeni düzenin, ritmin artık iyice yerleştiği bir zaman dilimi. Bu sebeple eylül ve ekimin muhteşem bir yazı takip eden iyi bir başlangıç olma özelliği de var, iyimser bir bakışla, unutmak istediğimiz bir yazı ardımızda bırakmak için bir fırsat sunma olasılığı da.
Bizim döngümüze göre yılın gerçek başlangıcı şimdi!
Okulların açılması, yepyeni bir eğitim yılının başlaması ve yaz döneminin artık tamamen geride kalmasıyla bu aylar hem öğrenciler hem de çalışanlar için yıla yeniden başlama anlamına geliyor. Çünkü kabul edelim, Gregoryen takvime göre yılbaşı 1 Ocak olsa da bizim yıllık döngümüze ve rutinimize göre yılın gerçek başlangıcı, eylül ortası ile ekim ortası arasındaki o belirsiz zaman. Öğrenciler için hem geçmiş yılın bir Z raporu hem de yeni hedefler belirleyip akademik hayatlarını şekillendirdikleri bir başlangıç noktası, yeni dersler, farklı projeler ve belki de okul dışında geliştirilecek hobilerle dolu bir dönemin habercisi. Eylülde başlayan geçmişin hesaplaşmaları ve yakın gelecek planları, ekim ayı ile beraber yerini bu okul düzeninin iyice oturduğu, derslere ve sosyal hayata tam anlamıyla adapte olunan zamana bırakıyor.
Girlboss’lar için ise eylül, senenin geriye kalan kısmının düzene sokulduğu, işlere yeniden hız kazandırıldığı, belki de yeni olanakların yaratıldığı döneme denk geliyor. Her ne kadar tatil dönüşü veya en azından uyuşuk bir yaz çıkışı projelere dönmek, uzun süredir akılda olan işleri hayata geçirmek belli bir zorluk sunsa da… Ancak silkelenerek yılın son çeyreğine güçlü bir giriş yapmak isteyenler için eylül ve ekim ayları yine de mükemmel bir fırsat sunuyor.
Bütün bunların yanında, akademik ve profesyonel hayatın da ötesinde eylül ve ekim ayları, günlük rutinlerimize ve düzenli bir tempoya kavuşma dönemine denk geliyor: spor salonuna geri dönmek, sağlıklı alışkanlıklar edinmek, uzun süredir hayal edilen bir hobiyi hayata geçirmek ya da belki mevsime uygun bir dolap detoksuna girişmek…
Yeni bir görünüm kazanmak yeni başlangıçlarla tam örtüşüyor
Kıyafetlerle motivasyon kazanan biri olarak tüm bu yenilenme ve yeniden başlama sürecini yeni kıyafetler ve tarzıma eklemeler yapabileceğim yeni trendlerle bir araya getirmek beni hep keyiflendirmiştir.
Dolabımda bir önceki yıldan beni bekleyen, favorilerim dışındaki kıyafetlerimle vedalaşmak tarzıma uygun trendlerden yeni parçalar edinmem için geçerli bir sebep oluyor. Renkli giyinmeyi seven biri olarak sonbaharda her kombine uyabilecek renkli star parçaları edinmek oldukça kurtarıcı oluyor.
Spora dönüş motivasyonunu da şüphesiz yeni spor kıyafetler alarak ve gündelik görünümüme de eklemlendirerek kazanıyorum. Rahat, zamansız ve şık bazı parçalar kışın bile vazgeçilmezim oluyor.
Yazın spontane ve plansız günlerinin ardından eylül bize yeniden bir disiplin ve planlama fırsatı sunar. Yaz boyunca dışarıda geçen günlerin ardından, doğanın döngüsü gibi, biz de bu dönemde içsel bir yenilenme ve kendimizi yeniden keşfetme sürecine gireriz. Bu yönüyle planların uygulanmaya başlandığı ekim ayı, belki de planlamanın yapıldığı eylül ayından da önemli. Sonuç olarak içinde bulunduğumuz bu günler, yazın bıraktığı izleri içselleştirerek ve rafine ederek hayatımıza yeni bir yön vermemiz için harika bir fırsat sunuyor. Tıpkı Guess’in nostaljik biçimde geriye bakarken bir yandan da ileriye dönük modern tavrı 2024 Sonbahar / Kış koleksiyonu gibi.
*Bu bir advertorialdır.