“İyi Düşün İyi Olsun” Sözünün TikTokçası: Lucky Girl Sendromu

Daha manifestin m’si portakalda vitamin değilken hatta sosyal ve medya kelimeleri ayrı ayrı şeyleri ifade ediyorken “iyi düşün, iyi olsun” deyimi hayatımızdaydı
Başlangıçta lucky girl sendromu için “E bu manifestin aynısı değil mi işte? Yandan çarklısı!” demiştim ama derinlemesine bakınca net bir şekilde ayrıldıklarını anladım. Manifestte olmasını istediğimiz şeyleri, detaylı şekilde kağıda döküyoruz. Bir nevi genel bir çerçeve çizip senaryo yazıyoruz yani.
TikTok’ta çıktığı anda seksen milyon kişiyi etkileyen lucky girl sendromunda ise kendinize sürekli çok şanslı olduğunuzu söylüyor ve anlık olumlamalarda bulunuyorsunuz. Her gün, güne başlamadan önce istediğiniz bir konuyu düşünerek dünyanın en şanslı insanı olduğunuzu söylüyorsunuz. Mesela, alışveriş yapmanız lazım ve almanız gereken pahalı bir eşyada büyük bir indirim yakalamak istiyorsunuz. Hemen bu durumun lucky girl cümlesini beraber kuralım:
“Ben çok şanslı bir kızım, istediğim pantolonu %70 indirimle aldım!” Böyle böyle hayatın her alanında kurulabilecek cümlelerle türüyor işte.
Lucky girl çılgınlığı nasıl başladı?
Varsayım yasası olarak da adlandırılan şanslı kız sendromu @lauragalebe ve @skzzolno nickname’li iki TikToker ablamızın çektiği TikTok videosundan çıktı. Samantha’nın kendisini dünyanın en şanslı kızı olarak görmesinin hayatına yaptığı olumlu etkilerden bahsettiği video kısa sürede viral olarak 867.3 K görüntülendi. Peki şanslı kız sendromunu deneyip memnun kalanlar bir onlar mı? Hayır, başka örneklerimiz de var.
Hollie Thomas ve Tam Kaur da bu akımdan somut fayda gördüklerini söyleyenlerden. Tam Kaur, bu yöntemi uyguladıktan sonra model olarak çalışmaya başladığını ve büyük markalarla iş yapma imkanı bulduğunu söylüyor. Hukuk öğrencisi olan Hollie Thomas ise günlük rutininde kendine sürekli şanslı bir kız olduğunu hatırlatarak küçüklü büyüklü birçok hedefini gerçekleştirdiğini belirtiyor. Yalnız Hollie güzel bir ekleme yapıyor: “Pozitif düşünmenin zararı yok ama çalışmak da önemli.” Bence de. Firdevs Hanım’ın dediği gibi “Dışarı çıksa kısmetini bulacak ama hep evde yaşıyor.” misali takılırsanız hayatın hiçbir alanında herhangi bir fırsatla karşılaşamazsınız. Olumlu düşünmek iyi, hoş, güzel de harekete de geçmek lazım bir yandan.
Tabii bu akımın seveni kadar sevmeyeni de var. Hatta TikTok’ta ciddi eleştirilere bile maruz kalıyor. Trendi eleştiren kullanıcılar, kontrol edilemeyen olumsuz olaylarda kişinin kendini suçlamasına yol açabileceğini savunuyor. Onlara hak veren bazı uzmanlar da var. Psikolog Dr. Carolyne Keenan, bu akımın "varsayım yasası" üzerine kurulu olduğunu ve bu yasanın her zaman etkili olmayabileceğini düşünenlerden. Eğer başarısız olursa bazı kişilerin kendini suçlayacağı düşüncesini diğer TikToker’larla paylaşıyor. Kişinin hasta bir yakını veya kendisinin çözülemeyecek bir sağlık problemi olduğunda bu düşüncenin başarısız olmasının ona daha kötü hissettirebileceğinin altını çiziyor.
Bence işin sırrı olumlu düşünme denilen olguyla gerçeklikten kopmadan bir bağ kurabilmek. Siz ne dersiniz? Şanslı kız sendromu, manifestler ve daha fazlası yükümüzü mü hafifletiyor yoksa küçük omuzlarımıza daha büyük yükler mi yüklüyor?