Flört Sözlüğünde Yeni Bir Kavram: Limerence

Beslediğiniz duygu gerçek bir hoşlantı mı yoksa yoğun bir saplantı mı?

GettyImages-1250672577.jpeg
Victor Dyomin | Getty Images

Lise crush’larımızı biraz hatırlayalım… Her daim yakınlarında olmaya çalıştığımız ama bir türlü iletişime geçmediğimiz, kafamızın içinde onları “mükemmel” biri olarak konumlandırdığımız, bize biraz karşılık verseler neler hissedeceğimizi düşündüğümüz takıntı dozu yüksek “aşk”lar… Oldukça gerçek ve yoğun gelen bu hisleri döngüye almış şekilde, sırayla farklı kişilerde aynı obsesyon derecesinde besleyebiliyorduk. O zamanlarımızı düşünürsek yaşadıklarımızı hormonlara, ergenlik bunalımlarına ve çok fazla romantik komedi izlemeye bağlamak mümkün. Ancak limerence terimiyle tanışmak size bu konuda yeni bir pencere açabilir.

TikTok’un hayatımıza soktuğu kavramlardan biri olan limerence, gerçeklerin göz ardı edildiği sağlıksız bir saplantı veya hayranlık hali olarak karşımıza çıkıyor. Karşınızdakinin aslında kim olduğunun değil, onun sizin için neyi temsil ettiğinin önemli olması, aslında limerence’ı aşktan ayıran en büyük özellik. Bu duygu, kaygılı bağlanan, kaygı bozukluğu veya depresyon yaşayan kişilerde daha sık rastlanmakla beraber, herkes limerence’ı deneyimlemiş olabilir.

View post on Instagram
 

Nedir Bu Limerence?

“Aşk sandığım her şey acaba limerence mıydı?” diye düşünmeye başlamış olabilirsiniz ancak bekleyin. Elbette her şey o kadar basit değil.

Bu, obsesif düşünce ve davranışlar, belirsizlikler ve duygusal bağımlılık tarafından sıkıştırıldığınız döngüdeki istemsiz bir kişilerarası durumdur. Karşınızdaki kişinin dikkatini çekmek istersiniz ancak duygu yoğunluğunu canlı tutmak için yine belirsizliğe ihtiyaç duyarsınız. Bu belirsizlikleri olasılık olarak düşünmek hoşunuza gider. Bir şeyin mümkün olduğuna inanmak istiyorsanız o şeyin mümkün olmadığını kanıtlayacak her şeyden kaçarsınız.

Bir kişiye karşı aklınızdaki düşünceleri durduramıyorsanız, hayatınız ve duygularınız bir gün onunla birlikte olma hayaline zincirlenip kalmışsa, küçükken duygusal ihtiyaçlarınızın karşılanmamış olma ihtimali yüksektir. Aynı zamanda, terk edilme yaranızın olması limerence yaşamanızın bir başka sebebi olabilir. Ulaşılmaz insanlarla bağ kurmak, onlarla kalmaya devam etmek için bir yöntemdir.

Limerence ile Gerçek Bir Hoşlantını Farkı Nedir?

Sağlıksız ve obsesif bir hoşlantı duygusu, günlük hayatınızı kolayca olumsuz etkileyebilir. Eğer devamlı bir sıkıntı hissediyor, sorumluluklarınız aksıyor ve hoşlandığınız kişinin dikkatini çekip onunla temasa geçebilmek için karakteriniz ile örtüşmeyen tutumlar sergilemeye başlıyorsanız, limerence kendini gösteriyor olabilir.

Limerence sizi kendiniz olmaktan alıkoyarken, bir aşk sizi daha da siz yapar. Sağlıklı bir aşk en iyi yönlerinizle temas kurmanızı, hatta yenilerini ortaya çıkarmanızı sağlar. Sizi daha ilham verici, yaratıcı, heyecanlı hale getirir ve diğer ikili ilişkilerinizde de neye ihtiyacınız olduğunu anlamanıza yardımcı olur.

Bununla birlikte, limerence duygusu size kendinizi gerçekleştirmek için aynı motivasyon ışığını tutmaz. Tam tersi, hoşlandığınız kişinin yanında kendinizi yabancılaşmış hissedersiniz. Sizi limerence döngüsünde sıkışmış halde tutan bu mesafe, sizi hem kendinizden hem karşınızdakinden uzaklaştırır. O insan hakkındaki düşünceler içinde o kadar tükenirsiniz ki ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi ve kişiliğinizi ihmal etmeye başlarsınız. Bu süre uzadığında ise, karşılık alamamanın eksikliği ve ilgiyi hak etmediğiniz hissi özsaygınızı düşürebilir.

Peki Bu Duyguya Nasıl Son Verilir?

Limerence duygusunu sona erdirmenin ilk yolu bu hissin objesi olmuş kişiyle gerçek bir ilişkiye başlamak. Bu süreçte kişinin gerçekliğiyle karşı karşıya kalırsınız ve tutunduğunuz belirsizlikler ve olasılıklar denklemden çıkar. Karşınızdaki kişiden alamadığınız dikkat ve ilginin yarattığı umutsuzluk duygusu limerence’tan çıkışın bir diğer yolu olabilirken, takıntınızı o kişiden bir başkasına aktarmak da olası bir sonuç.

Ancak bir çıkış yolu daha mevcut. Limerence halini geride bırakmak, kendiniz dışındaki birine takıntılı olmak yerine içinize odaklanmak ve kendi ihtiyaçlarınızı ele almak ile ilgilidir. Sorununuzun daha yoğun olduğunu hissediyorsanız, limerence’ın nesnesinin yerine üretken bir ritüel koymak da faydalı olabilir.

Kendi hayatınızı yaşamanızı engelleyen bu saplantı ve kendini ihmal etme döngüsünü kırmak, ancak ve ancak kendinizle yeniden bağ kurarak sağlanabilir. Hayatınızdaki temel zorluk sizi destekleyecek ve sevecek insanı bulmak değil, kendinize destek ve sevgi vermenin yolunu bulmaktır. Konsantrasyonunuzu hayatınızdaki bu hayali boşluktan uzaklaştırmalı ve sizi ömür boyu besleyip ayakta tutacak kişisel yatırımlarınıza kaydırmalısınız.

Öykü Gönül bio photo.jpg
Öykü Gönül
Yazar
2001 doğumlu Öykü Gönül, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Bordeaux Montaigne Üniversitesi Enformasyon & İletişim Bilimleri bölümünden mezun olmuştur. PR, sosyal medya, pazarlama, kreatif proje yönetimi, styling ve prodüksiyon gibi yaratıcı ve stratejik iletişimin birçok disiplininde işler yapmıştır. Daha önce Marie Claire, InStyle, Trendus, L’Officiel, L’Officiel Hommes gibi yayınlarda içerikler yazan Gönül, “Content is the king” diyerek editörlük kariyerine devam ediyor.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık