Kaygılanmadan Duramıyorum, Ne Yapmalıyım?

Sürekli olarak bir şeylere geç kalmışlık hissi, geleceğin belirsizliği ve çaresizlik duygularıyla beraber kaygı, hayatınızın merkezine yerleşmiş olabilir. “Ya geleceğim çok kötü olursa?” “Ya kovulursam?", "Ya okuduğum bölümü sevmezsem?", "Ya evlenemezsem?", "Ya ilişkim beni ileride mutlu etmezse?" gibi devam eden soruların çoğu kaygıya işaret eder. Yani bir tehlike veya belirsizlik karşısında ortaya çıkan, bir kişinin geleceğe yönelik endişe veya tedirginlik hissetmesidir.
Kaygılandığınız konular, aslında hayatınızda önem verdiğiniz konulardır. Mesela, ilişkinizin geleceğini sorguluyorsanız ve olumsuz senaryolarda kayboluyorsanız bu kaygı, hayatınızda sağlıklı bir ilişkiye sahip olmaya ve hayattan memnun olmaya verdiğiniz önemi gösterir. Kaygı, kişinin hayattan keyif almasını, anı yaşamasını, sağlıklı kararlar vermesini, kendisini istediği gibi ifade etmesini engelleyen bir duruma sebep olabilir. Aslında, amacınız önem verdiğiniz konuyu korumakken, yoğun kaygı hissederek önem verdiğiniz konudan farkına varmadan uzaklaşıyorsunuz. Tezatlık dikkatinizi çekti mi?
Düşüncelerinizi Değerlendirin
Seanslarda sıkça kullandığım bir teknik, kaygılı düşüncelerle başa çıkmak için en kötü, en iyi ve en olası senaryoları değerlendirmektir. Örneğin, sevgilinizle yaşadığınız bir tartışma sonrasında ilişkinizin geleceği hakkında belirsizlikler hissediyorsanız, zihninizde en kötü senaryolar hemen canlanabilir. Bu durumda, “Bir daha ben hiçbir ilişki yaşayamayacağım’ gibi aşırı karamsar bir düşünceye kapılmak mümkündür. Diğer taraftan, en iyi senaryo da uç bir noktada olabilir: “Bu tartışma, ilişkimizi derinleştiren ve hayatımı mükemmel kılacak bir dönüm noktasıydı” gibi bir düşünce, aşırı iyimser bir beklentiye yol açar. Olası senaryo, daha gerçekçi bir bakış açısı sunar: “Bu tartışma ilişkimi güçlendirmek için bir fırsat” diye düşünmek daha gerçekçi düşünmenizi destekler.
Kanıt Sorgulayın
Aklınıza gelen her düşünce gerçekleri göstermez. Önünüze bir kâğıt kalem alarak da bu egzersizi yapabilirsiniz. Aklınıza gelen kaygılı düşünceyi yazın. Örneğin: "Çok yetersiz bir sevgiliyim!" Bu düşünceye yüzde kaç inanıyorsunuz? Bu düşünceye dair kanıtlarınız neler? Bu düşüncenin doğru olmadığına dair kanıtlarınız neler? Tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim ki, zihin çok kaygılı olduğunda son soruya kanıt bulmakta zorlanabiliyor. Bu sebeple, ailenizden, arkadaşınızdan veya bir uzmandan destek almanızı öneririm. Bu bilgileri elde ettikten sonra daha gerçekçi bir zeminde düşündüğünüzde kendinizde ve her insanda olabilecek geliştirilmesi gereken alanları bulabilirsiniz. Bu, kişisel gelişim sürecinizin bir parçası olacaktır.
Alternatif Düşünceler Üretin
Kendi bakış açınıza sabit kalmamak oldukça mühimdir. Sadece kaygılandığınız konular için değil, hayatınız boyunca farklı koşullar ve deneyimlerle yüzleşiyorsunuz ve bunlara aynı yerden bakarsanız psikolojik gelişiminiz ve büyümeniz zorlaşabilir.
Dikkatinizi Dağıtın
Kulağınıza oldukça basit gelebilir, ancak insan kaygılıyken vücut tehdidi algıladığı için başka bir şeye odaklanmakta zorlanabilir. Ancak dikkatinizi dağıttığınızda, tehdidin aslında o kadar da büyük olmadığını fark edebilirsiniz. Neler yapabilirsiniz? Yürüyüşe çıkmak, egzersiz yapmak, müzik dinlemek, resim yapmak, video-film izlemek gibi aklınıza gelebilecek şeylerle dikkatinizi dağıtabilirsiniz.
Çok Fazla Bilgi Edinmeyin
Evet, yanlış duymadınız. Kaygıyla alakalı çok fazla bilgi yüklemesine girmeyin. Kaygıdan bahseden dikkatinizi çeken her kitaba veya videoya elinizi uzatmaktan ziyade yetkin olduğunu bildiğiniz birkaç uzmanın kitaplarına veya videolarına yönelmeniz daha sağlıklı olacaktır.
Kaygı üzerine çok çalışmış bir uzman olarak, önce şunu söylemek isterim ki; kaygı düşmanınız değildir! Sadece yönetilmesinde fayda olan bir duygudur. Bunun için de bizler ruh sağlığı profesyonelleri olarak bu ve birçok konuda hayat kalitenizi geliştirmek için sizlere destek vermekteyiz.