Bağlanma Merdivenleri
Bağlanma teorisini artık hepimiz biliyoruz. Ya kendimizi etiketlemekte çok hızlı davranıyorsak?
Bağlanma teorisi insan gelişimini psikolojik, evrimsel ve davranışsal bir yaklaşımla anlamak için 1960’larda geliştirilmiş bir çerçeve. Bize bebekken bakım veren kişiyle geliştirdiğimiz ilişkilenme biçimlerini araştırıyor. Güvenli, kaygılı ve kaçıngan bağlanma, bu çalışmanın temel başlıkları. 60 yıldır devam eden bu yaklaşımı, cevapladığımız 10 soruyla kendimizi veya başkalarını etiketleyerek kullanmak ne kadar doğru bilmiyorum. Kendimizi kategorilere sokmak yerine bir spektrum üzerinde seçimlerimizle hareket ettiğimizi düşünmeyi tercih ediyorum. Sanki bir merdivenin basamaklarında aşağı yukarı geziniyormuşuz gibi.
Güvenli Bağlanıyorum Sanki
Şimdi hayal edelim: Uykumu almışım, güne başlamadan biraz hareket etmeye, üzerine bir kahve içmeye zaman ayırabilmişim.Sonra bakıyorum telefonuma, flörtümden günaydın mesajı gelmemiş. Kendimi şaşırtacak bir olgunlukla bunu fark edip ne yapacağımı seçiyorum, ya ben günaydın diyorum ya da o mesajın gelmesini bekliyorum. Ortalık sessiz sakin. Nasıl bağlanıyorum diye baksam, “güvenli”ye yakın gibi..
Hayır, Kaygılı Bağlanıyorum Galiba
Gün akarken ufak tefek terslikler oluyor. Günü, bir işi tamamen atlayarak planladığımı fark ediyorum. Sıkışık hissederken, sanki bana çok yardımcı olacakmış gibi sosyal medyada özendiğim tatiller, insanlar, hayat stilleri görürken mesajlarıma bir bakasım geliyor. Flört kişisiyle sabahtan ufak bir sohbet olmuş ama son attığım reel’i görmüş, cevap vermemiş diyelim. İçimden bir ses konuşmaya başlıyor: Neden “görüldü”de kaldı? Bu kadar zamandır hiç mi online olmadı? Zaten bu hafta ne zaman görüşelim diye de konuşmadık, acaba biz artık birbirimize eskisi gibi özenle, ilgiyle davranmıyor muyuz? Şimdi hangi bağlanma stiline geçtin diye sorsak, “kaygılı”ya yakın gibi duruyor.
Kesin Kaçıngan Bağlanma Tipindeyim, Sanırım
Eğer bu iç seslere “Aman boşver! Zaten yaptığı işe çok düşkün, ben onun hayatında kendime yer edinmek için debelenemem. Bir de yeni projeye başlayacağım, ona odaklansam daha iyi” diye cevap veriyorsam ya da beni düşünmeyeni ben hiç düşünmem gibi bir umursamazlığı tercih ediyorsam, kaçıngan bağlanma stiline göz kırpıyor olabilirim.
Sakin Olun, Her Şey Mümkün
Yani hiçbirimiz bu kadar siyah beyaz denilecek kadar düz değiliz, tam tersine içimizde keşfedilmeyi bekleyen olasılıklar, geçmişimizden gelen yatkınlıklar, öğreneceğimiz ve seveceğimiz davranışlar ve daha niceleri var. Diyeceğim şu: Kendinizi diye etiketlemek yerine “Şu an şu basamaktayım, geziniyorum demek kulağınıza nasıl geliyor?”
Bir merdiven hayal edelim, manzara her basamakta değişiyor. Farklı açıları deneyimlemek, birinde çok da ısrar etmeden gezinmek, anda ve özgür tercihlerimizle duracağımız yeri seçmek bana daha sıcak geliyor. Bu, sizin içinizde de yankılanıyorsa hepimizi, çok yönlülüğümüzü, sinir sistemimizin farklı hallerini ve onunla gelişen karşılıklarımızı onurlandırmaya davet ediyorum.