Cosmo Orta Kapak Erkeği: Rafael Cemo Çetin

Rafael Cemo ile "o mu bu mu" soruları!

YAZAR: Yasmin Güleç
Rafael-Cemo.jpg
Fotoğraf: Mustafa Nurdoğdu

Cosmo Orta Kapak erkeği Rafael Cemo Çetin'e sorduğumuz "o mu, bu mu" sorularıyla ilham veren bir sohbet sizi bekliyor!

İsim: Rafael Cemo Çetin
Yaş: 32

Şehir: Berlin’de doğdu, İstanbul'da büyüdü, New York’ta gelişti.

Meslek: Yönetmen, tasarım takı markası Rafael Indiana’nın kurucusu, ‘arada’ modellik

“Hayat sinemasız nasıl olurdu ya da fotoğrafsız? Hiçbir anlamı olmazdı. Her şey böyle daha renkli.”

Fantezi mi, realite mi?

Hem bir takı markası olarak, hem bir yönetmen olarak işin görsel tarafını çok seviyorum. Renk, dekor, taşın rengi, altının tasarımı, filmciliğin mizanseni, casting... Bunlarla bir dünya kurmayı çok seviyorum. Rafael Indiana markasında da değişik mitolojik bir dünya kurdum, olmayan hayali bir dünya. Yani tasarımda da, filmcilikte de fantezi.

“Hep yazı yaşamak istiyorum. Terk edilmiş bir adaya taşınayım, hindistan cevizi suyumu içeyim, çok mutlu olurum.”

Yönetmenlik mi, tasarım mı?

Yönetmenlik ve takı tasarımı birbirini besliyor. Estetik olarak benziyor, kreatif direktörlük yapıyorum aslında. Bir dünya yarattım Rafael Indiana markasını kurarak; ilk filmimi markam için çektim ve o filmi çektikten sonra başka iş teklifleri almaya başladım. Öyle bir kariyer başlattım kendime. İkisi birbirinin aracı oldu.

CC_03_1555.jpg

Dünyayı vizörden mi, çıplak gözle mi deneyimlemek?

Hayatı vizörden deneyimlemek daha fantastik geliyor, gerçek hayat sıkıcı. Vizörden görünce daha ekstra bir katman katılıyor üstüne. Daha romantik oluyor. Gerçek hayat kuru geliyor bana, hep bir romantikleştirme derdindeyim hayatı.

Kamera önü mü, arkası mı?

Kamera arkası kesinlikle. Ben işin teknik kısmını seviyorum. Dünya yaratmak, bana daha ilgi çekici geliyor, daha iyi yaptığımı düşünüyorum. Modelliği arada yaparım ama bu çekimde de gördüğün gibi titiz olduğum için her şeyi kendim kurmayı seviyorum, kimseye bırakmayı sevmiyorum.

CC_02_0849.jpg
Gömlek: Maison Generation 78 Diğer her şey: Rafael’e ait

Büyük resim mi, detay mı?

İşlerin her detayını kendim yapmak istiyorum. Bir mimar gibi her şeyi sıfırdan yapmayı seviyorum, günün sonunda ortaya büyük resim çıkıyor.

Geçmiş mi, gelecek mi?

Şu anki dünyamızda kesinlikle geriye gitmek istiyorum. Bunu söylemek belki yanlış olabilir ama en azından sanat konusunda pozitif şeyler görmüyorum. İşin ruhu kayboldu. Zanaate bir saygı kalmadı. Bana kalsa, hep nostaljik şeyleri tercih ederim. French New Wave, Noir filmler, 90’ların erotik gerilim filmleri, Steven Spielberg’ün Hollywood diye bağıran büyük filmleri... Ne varsa eskide var. Tabii günümüzde de güzel şeyler var ama sanat konusunda pek umutlu değilim.

“Gelecek planımda uzun metraj bir film çekmek var. Bir de markamı büyütmeye ve kısa film çekmeye devam etmek. Ama benim için en önemlisi uzun metraj. Bakalım, kısmet.”


 Aheste olmak mı, hızlı olmak mı?

Bir denge var. Ayak uyduruyorum günümüze. Benim yöntemim ve platformum Instagram. Kısa, hızlı, eğlenceli ve yüksek tempolu bir formatta ilerlemeye çalışıyorum, o konuda modernim aslında. Ama bunları sanatı koruyarak yapmaya çalışıyorum. Klasik kalayım, sinematik olsun, bir hikaye anlatıcılığı olsun ama bir ve üç dakika arasında olsun. Tabii ileride uzun metrajlar da çekmek istiyorum.

CC_01_0211.jpg

Klişeler: Evet mi hayır mı?

Klişeyi seven biriyim. Bazı klasikler vardır. Sanat dediğimiz hep kendini tekrarlayan bir şey, bu bağlamda klişelere sadık kalıyorum. Fonksiyonel buluyorum; klişeler bize verilen reçeteler aslında.

CC_01_0417.jpg
Takım elbise: Damat Gömlek: Tween Takılar: Rafael’e ait

Kendini gerçekleştirmenin nihai bir noktası var mı yoksa bitmeyen bir süreç mi?

Sonu olan bir şey kesinlikle değil, zaten sonu olsa tükenirsin. Sıradan bir şeye dönüşürsün. Her zaman kendini değiştirmen ve geliştirmen gerekiyor. Mütevazılığını koruyup, yeni tecrübelere açık olman gerekiyor. ‘Ben tamamım, piştim’ dediğin an, kaybedersin. Hep öğrenci kalman gerekiyor hayatta pişmek için.

CC_05_2688.jpg
Tüm kıyafetler Rafael'e ait.

Peki, pişme ya da kırılma noktan var mı yok mu?

Pandemide çok sıkılmıştım. Uzun süre herkese söyleyip, ötelediğim marka kurma hedefini sonunda bu dönemde yaptım. Adım adım, basamak basamak oluşmaya başladı ve kimliğimi öyle buldum. Ama hiçbir zaman tek bir kırılma noktası yok. Her uyandığımızda kırılmalar yaşıyoruz. Hayat böyle bir şey. Yeni tecrübeler, yeni engeller, yeni çatışmalar. Sürekli kendini yeniden keşfediyorsun, sürekli yeni bir şey öğreniyorsun, eski yaptığın şeyleri beğenmiyorsun. Mükemmelliğe giden yol asla bitmez.

CC_07_3647.jpg
Smokin ve gömlek: Damat, Takılar: Rafael'e ait.

Söyleşi: Yasmin Güleç

Fotoğraf: Mustafa Nurdoğdu

Moda Editörü: Kumru Kermen

Görsel Direktör: Müge Güven

Prodüksiyon: Emine Ciğer & Rabia Demirelli

Fotoğraf Asistanı: Semih Sunmaz

Prodüksiyon Asistanı: Ozan Erdem Bahtiyar

Moda Editörü Asistanı: Rüya Tekçe, Gizem Yıldız

gulec, yasmin .jpg
Yasmin Güleç
Dijital, Üyelik ve Topluluk Direktörü
Yasmin Güleç, Cosmopolitan Türkiye'de dijital olan her şey ile ilgileniyor. Ayrıca, 20'lik adındaki bağımsız çevrimiçi derginin kurucusu ve editörü.