Nights of Cosmo

Kendini Keşfetme Sanatı: Eda Zamanpur

Sanatla kendi renklerini bulan Eda Zamanpur, içsel yolculuğunu Cosmo'ya anlattı.

YAZAR: Cosmo Ekibi
Eda Zamanpur.jpg
Eda Zamanpur

Palette ve Toplum Gönüllüleri Vakfı iş birliğiyle, birbirinden yetenekli kadınlar bir araya gelerek üniversiteli kadınların sanata ve eğitime ulaşmasına katkıda bulunmak için buluştu. Bu isimlerden biri ise Eda Zamanpur'du. Eda Zamanpur ile kendini sanatla ifade etmesi ve renklerini keşfetmesi üzerine sohbet ettik!

Watch on YouTube

Sanat yolculuğunda kendini keşfetmek için neler yaptın? Kendini bulma, anlama sürecin nasıl gelişti?

Yolculuk dediğimiz şey, bende daha ortaokulda çizime olan ilgimi ve yeteneğimi bir hocamın keşfedip aileme bildirmesiyle başladı. Ama ben zaten hep derslerde defterin kenarına çizim yapan, teneffüslerde dışarı çıkmayıp tebeşirle tahtaya çizim yapan o kızdım. Vaktimi, saatlerimi kendimle yalnız kalıp çizime, denemeye ve elime geçen malzemelerle önüme ne çıkarsa çizmeye ayırırdım.

Her zaman modaya, giyime, renklere, iç mimariye, ürün tasarımına, çizime ve resme ilgim vardı; bu ne zaman başladı bilmiyorum. Başlamadı aslında, hep oradaydı, içimdeydi. Liseden beri çevreme baktığımda insanları desenler olarak gördüm, olayları çizilebilecek imgesel konular olarak düşündüm. Mekanları kadraja alıp “buradan resim çıkar mı? Bunu iki boyutlu bir kağıda nasıl geçiririm?” diye hep sorguladım. Her malzemeyi denemeye çalıştım, ustaların nasıl kullandıklarını merak ettim. Sonra iç mimarlık eğitimim sırasında ve bir süre iç mimarlık yaparken çizime ara verdim. Ama yolculuk devam ediyor, hatta yeni başladı diyebilirim.

Yaratıcı bir iş üretirken ilham aldığın kadın figürler var mı?

Güncel birkaç isim vereyim:
• Kelly Wearstler
• Alice Herbst
• Seda Gazioğlu
• Melis Buyruk (seramik)
• Laura H Rubin (dijital çizim)

Saç stilin, sanatsal kimliğinin bir parçası olarak seni nasıl yansıtıyor?

Ben 70’ler hippie görünümünden yola çıkarak Jane Birkin’in saç modelini gösterip yaklaşık üç sene önce bu modeli kestirdim. Çok eski tanıyan arkadaşlarım bilir, lisede de böyleydim. Yani bu kakül ve eskiyle ilgili bir tutkum var; bilmiyorum beni nasıl yansıtıyor ama eski, nostaljik görünümleri seviyorum.

View post on Instagram
 

Yaratıcılığın iyileştirici gücünü en derinden hissettiğin bir anı bizimle paylaşır mısın? Birlik ve beraberliği en çok hissettiğin çalışman hangisiydi?

Kendi kişisel çalışmalarım yanı sıra, birçok çalışmamı insanların gözü önünde canlı performans olarak yapıyorum. Bu çalışmaların hepsinde, yetişkinlere de çocuklara da fırça veriyorum ve insanların heyecanını, saatlerce her şeyi unutup üretmeye odaklanmalarını, benimle bir olmalarını görmek beni hep duygulandırır. Sadece bir işten örnek veremem ama birçok yardım kuruluşu ve vakıfla atölye çalışmaları yapıyorum. İnsanları çizim yapma aracılığıyla bir araya getiriyorum. Sokak hayvanlarına, hasta çocuklara, depremzedelere yardım topladığımız etkinlikler düzenliyoruz ya da mağdurların kendileriyle etkinlikler yapıyoruz. Benim elimden gelen de bu.

Korkularını nasıl dönüştürüp yaratıcılığına ve yaşamına umut olarak yansıtıyorsun?

Her gün değişen toplumsal gündem ve olumsuzluklar, hepimiz gibi benim de sinirlerimi ve korkularımı tetikliyor. Her sabah yeni bir gündeme uyanmak, her geçen gün daha kötü gelişmelerle karşılaşmak, yarınlarımıza dair umutsuzluğu körüklüyor. Bu zorlu süreçlerde, gerçekten değer yarattığımı hissettiğim işler ortaya koydukça, çizim yaparak, daha çok sevgi üreterek ve mutlu olduğum şeylerle meşgul oldukça biraz olsun rahatlayabiliyorum.

Topluma fayda sağlayan projelerde yer almak ve katkı sunmak her zaman önceliklerimden biri oldu. Çünkü bu dünyanın çocuklarını, kadınlarını ve hayvanlarını korumamız gerektiğine yürekten inanıyorum. Elimden gelen en verimli yolu bularak, bu yolda yürümeye devam ediyorum. Toplumsal sorumluluğun bilincinde olan arkadaşlarımın sayısını gördükçe ve onlarla birlikte bu yolda yürüdükçe, umutlarımı kaybetmiyorum.

Renkler benim özgürlüğüm, kendimi ifade etmenin en güçlü yollarından biri. Her zaman renklerin büyüsüne ve yaratıcılığın sınırsız gücüne inanıyorum.

Bunalmışlık hissinin ağır bastığı zamanlarda, kendini oradan nasıl çıkartıyorsun?

Bunalmış hissettiğimde önce kendimle baş başa kalıyorum ve bu hissin nedenine odaklanıyorum. Kaçmıyorum bu duygudan, aksine bana bıraktığı etkiyi kabul ediyorum. Zaman içinde fark ettim ki, bir şeylerin üstesinden gelebilmek için önce o duyguyla yüzleşmek gerekiyor. Kendimle bu konuda çok daha dürüst olmayı öğrendim.

Eğer değiştirebileceğim bir şeyse, harekete geçmek için kendime söz veriyorum. Ancak değiştiremeyeceğim bir şeyle karşı karşıyaysam, o duygunun içinde kalmanın bana katkı sağlamayacağını hatırlatıyorum kendime. Bu süreçte, sevdiğim şeylerle ilgilenmek bana çok iyi geliyor. Koşuya çıkmak, resim yapmak… Fırçaları elime aldığımda, bulunduğum ortam bir anda değişiyor ve bambaşka düşüncelere geçiyorum. Bu yaratıcılık bana bir nevi kaçış sağlıyor ve bu yüzden kendimi gerçekten şanslı hissediyorum.

disco_C.png
Cosmo Ekibi
Ekip
Cosmo'nun kolektif düşünceleri ve fikirleri burada. Beraber yazdık diyelim :)