Perfect Match’in Kim?

Romantik komedilerin o unutulmaz sahnelerini izlerken “Ben ne zaman perfect match’imi bulacağım?” diye düşündüğünü biliyoruz. Sonuçta hepimiz aynı masallarla büyütüldük. Mükemmel eş, ruh eşi, kusursuz partner... Tanımlar değişse de çoğumuz bu soruya takılıp kalıyoruz. Ama belki de yanlış soruyu soruyoruz.
Gerçekten perfect match kim ya da ne? Senin için nasıl tanımlanıyor? Eğer hâlâ cevabını bulamadıysan, üç güçlü aday karşında: Kalp çarpıntıları eşliğinde aşk, sırtını yasladığın dostluk ya da her şeyin temeli olan sen! Peki, senin ruh eşin hangisi?
Aşk: Klasik ama Vazgeçilmez
İlk adayımız, tabii ki partnerin ya da potansiyel partnerin başlangıçta her şey bir Hollywood filmi gibi: Heyecan, hızla atan kalpler, gizem ve tutku... Ama filmi biraz ileri saralım. Gerçek aşk, yalnızca mükemmel anlardan mı ibaret, yoksa derinlik, anlayış ve bağ kurma sürecinden mi geçiyor? Peki seninki, aşkın zaman testinden geçiyor mu?
Girl Power: Dostluk Aşkın Bir Adım Ötesinde Mi?
Sex and the City’deki uslanmaz romantiğimiz Charlotte York, kız kıza çıktıkları rutin öğle yemeklerinden birinde “Dalga geçmeyin ama belki de bizim ruh eşimiz, birbirimizizdir” der. Sezonlarca yılmadan ‘mükemmel erkeği’ arayan ve bu sözüyle hepimizi şaşırtan Charlotte gibi düşündüğünüz bir an eminim yaşamışsınızdır. Mesela gece yarısı Beyoğlu’nda içkinizi ‘yuvarlarken’ en utanç verici anılarınızı konuşarak kahkahalarla güldüğünüzde... Veya kendinize dahi zor itiraf ettiğiniz bir şeyi -sosyal medyanın yeni tabiriyle- dinlendiğiniz ama yargılanmadığınız’ bir konfor alanında paylaşabildiğinizde...
Belki de nispeten daha az mücadele gerektiren, ama en fazla bağlılık ve anlayışla sizi destekleyen o kişi, kız arkadaşınızdır! Belki de ‘perfect match’; hep orada olduğunu bildiğiniz, bir bakışla anlaştığınız, yanında susmayı bile başarabildiğiniz bir dostun ta kendisidir?
Öz Sevgi: Yoksa En Başından Beri Seninle Mi?
Ne dersiniz, ‘mükemmel uyum’ için gerçekten birine ihtiyacınız var mı? Yoksa asıl mükemmel uyum, parçaları doğru yere yerleştirdiğinizde hayranlıkla bakacağınız eksiksiz bir puzzle olan kendiniz misiniz? Önce kendini sevmek, kendine iyi bakmak ve tüm diğer ilişkileri bunun üzerine kurmak... En sağlam match belki de hep içindedir! Üstelik kendini sevmek yalnızlık da gerektirmiyor; kişisel hedefleri ve size iyi gelen şeyleri ön plana çıkarırken romantizmi bir kol mesafede tutmak hepimiz için kontrol etmesi kolay bir yöntem. Yani, win-win!
Peki, sen hangi takımdasın?