Türkiye’de Kadınlar Ne Kadar Güvende?

8 Mart’ta herkes kadınlar hakkında fikrini söylediğine göre bir de kadınların fikrini dinleyelim…
pauline-figuet-gAml5GqYY-E-unsplash.jpg
Unsplash | Pauline Figuet

Bir 8 Mart daha geldi çattı… 2025 yılında olsak da kadınlara çiçekler verildi, kadınlığı sadece annelikten ibaret sananlar anneliğe övgüler dizdi, kadınlar daha iyi ev işi yapsınlar diye alınabilecek ev eşyaları ile ilgili hediyelerin reklamlarıyla dolduk taştık…

Mart yılın 3. ayı. Bu kadar az zamanda bile hemen hemen her sene 3 haneli sayılarla karşılık bulan kadın cinayeti verilerini görüyoruz. Sokakta, evde, işte şiddetin her türlüsünü yaşıyor ya da şahit oluyoruz. Hiç haberimizin olamayacağı yerlerde yaşanan haberleri de sosyal medya sayesinde görüyoruz. Yani önümüz, arkamız, sağımız, solumuz şiddet.

Hal böyleyken içimizi iki his kaplıyor: Dehşet ve hayata devam etme zorunluluğu. Başımıza gelen ya da şahit olduğumuz/duyduğumuz her haberle öfkeleniyor, korkuyor, üzülüyoruz. Yine de sokakta, işte, her yerde var olmaya devam ediyoruz. Gece eve dönerken yalnız başımıza sokaktaysak ve arkamızdan gelen birini hissediyorsak sahte telefon görüşmeleri yapıyoruz, adımlarımızı hızlandırıyoruz. Kapı çaldığında ve bir yabancıya kapıyı açmak zorunda kaldığımızda evde biri varmış gibi yapıyoruz. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama birbirini hiç tanımayan milyonlarca kadının ortak deneyimleri olduğunu biliyoruz. 

Bazen “Tüm bunları sadece ben mi dert ediyorum?” diye soruyorum kendime. “Ben çok güvende olduğumu düşünüyorum, hiçbir kaygı hissetmiyorum.” diyen kadınlar var mı? Kaygı hissetmeyen kadınların uyguladığı bir formül var mı? Tüm varsayımlarımızı, ön yargılarımızı, öfkemizi, öğrenilmiş çaresizliklerimizi bir kenara bırakalım ve kadınlara soralım: Türkiye’de kendinizi ne kadar güvende hissediyorsunuz? 

-“Gece vardiyasından eve dönerken durakta yalnız beklemekten çekiniyorum. Daha geçen hafta bir arkadaşım rahatsız edildi." (A.Y, Hemşire)

-“Kampüs içinde taciz olayları çok sık yaşanıyor. Benim başıma gelmese de her gün bir kadın öğrencinin yaşadığı taciz hikayesini dinliyorum. Bu insanlarla aynı ortamda yaşıyor olmak genel olarak güvensizlik hissiyatı oluşturuyor.” (D.K. Öğretim Görevlisi)

-“Ofisimin olduğu bölgeyi genel olarak güvenli bulmuyorum. Birçok örnek saymam mümkün ama trafikte sırf kadın sürücü olduğum için üstüme sürdüklerine bile şahit oluyorum.” (C.U, Avukat)

-“Sabah 8’de metroda giderken bir adam kamerasını doğrultmuş beni çekiyordu. Ne yapıyorsun, beni mi çekiyorsun dememe rağmen devam etti. Korkup kendi durağımdan önce indim. Hiçbir yer güvenli değil.” (G.D. Öğrenci)

-“Beni hiç tanımayan insanların bile paylaştığım içeriklerde yaptığı yorumları görseniz kanınız donar. Şiddet sadece fiziksel alanda değil, dijitalde de var.” (Y.E. Influencer)

-“Kendi çevremi Türkiye ortalamasından uzak bulduğum için çoğu zaman güvenli hissediyorum. Ancak çok yakınımda bile bir olay yaşadığım zaman bunun bir illüzyon olduğu fark ediyorum.” (Ö.A. Psikolog)

BONUS: Bir kadın olarak kendi fikrimi de söylemek isterim. 2019 yılında katledilen Ceren Özdemir ile adaşız. Ceren bir gün evine girerken firari bir katil tarafından öldürüldü. Katil Ceren’i tanımıyordu bile. “Pişman değilim.” dedi. Oturduğum apartmanın kapısı geç kapanıyor. Her akşam eve girerken kapı hızlı kapansın diye itip Ceren’i düşünüyorum. 

Dünyanın herhangi bir yerindeki bir kadın bile özgür değilse, eşitsizliğe ve ayrımcılığa uğruyorsa, tacizi ve şiddeti yaşıyorsa güvende hissetmiyoruz. Güvende hissetmek, yalnız hissetmemek için kadınlar olarak yine kadın dayanışmasına tutunuyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Dünyanın yarısını oluşturan kadınların diğer yarısı ile sadece kanun üstünde değil gerçekten eşit olacağı, ayrımcılığın ve şiddetin olmayacağı günlerin umuduyla...

Ceren Kurt
Ceren Kurt Alyurt
Yazar
28 yaşında. İnsan hakları çalışmalarında proje uzmanı. Feminist hukukçu. Bu zamana kadar çeşitli platformlarda hak temelli mücadele, yaşam tarzı, kadın ve yaşam gibi konularda yazılar yazdı.
Haftalık