Kadınlar Sürekli Düşünmek Zorunda
Kadın olarak yaşamak biraz böyle bir şey.
Olay şu: Geçen geceki The Graham Norton Show’da Eddie Redmayne, yeni mini dizi projesi The Day of the Jackal için aldığı savunma derslerinden bahsediyor, Paul Mescal ve programın sunucusu Graham Norton ile bu konuda şakalaşıyorlar. Bir saldırı anında kendilerini savunmak için telefon kullanmanın akıllarının ucundan geçmeyeceğini söylüyor ve hatta bunu absürd buluyorlar. Saoirse Ronan’ın ise garipsemediği çok belli, sonunda bunun kadınların sürekli olarak düşünmesi gereken bir şey olduğunu söylüyor ve beylerin hepsini susturuyor sağolsun.
Bu, insanlara erişimi olan, tanınmış kadınların platformlarını kullanarak kadın haklarıyla ilgili konuşmalarının ilk örneği değil tabii.
Viola Davis
Viola Davis özellikle afro-amerikalı kadınların iş alanında karşılaştığı fırsat ve maaş eşitsizliğini sürekli dile getiriyor. 2018 yılında katıldığı Woman in the World konferansında, aldığı eğitime ve başarılı kariyerine rağmen değerinin karşılığını alamadığından bahsetmişti. Geçen sene de, The Woman King filminin tanıtımını yaparken, kadınların büyük hayaller kurmaya değer olduğunu vurgulamıştı.
Hikayelerimizi anlattığımızda, topluluğumuza güç katar ve başkalarına görünmez olmadığımızı gösteririz.
Actress Roundtable
2022 yılında, The Hollywood Reporter, Actress Roundtable konseptiyle Jennifer Lawrence, Michelle Yeoh, Emma Corin, Michelle Williams gibi isimleri bir masa etrafında topladı. Programda, kariyerlerinde maruz kaldıkları ırkçılık ve cinsiyetçiliğe değinen oyuncular, Hollywood’un iç yüzünü açıkça anlatmış ve büyük destek görmüşlerdi. Öte yandan yorumlar, erkek oyuncular tamamen rollerinden ve metodlarından bahsederken kadınların sosyal konulara değinmesine şaşıranlarla dolu.
Dünyanın her yerinde kadınlar ne giyeceklerini, yapacakları makyajı, kimin ne düşüneceğini hiç umursamasalar ve bundan nefret etseler de, zarar görme ihtimallerini göz önünde bulundurarak uzun uzun düşünmek ve ona göre hazırlanmak zorunda. Nereden, nasıl, saat kaçta döneceklerini daha gitmeden bilmek zorunda. Toplu taşımada ayakta dururken bedenlerini çantalarıyla korumak zorunda. Otobüste tek başına kaldıklarında, henüz inecekleri yere gelmeden inmek zorunda. Gece eve yürürken anahtarlarını veya telefonlarını ellerinde sıkı sıkı tutmak zorunda. Tanımadıkları biri soru sorduğunda duymamış gibi yapıp yürüyüp gitmek, herkesi tehlike olarak görmek zorunda. Yolda yürürken kaldırımda bekleyen arabalardan uzak durmak zorunda. Tanımadıkları birine, kuryeye, kargocuya, komşuya kapıyı açarken gözlerine kendilerini savunabilecekleri bir obje kestirmek zorunda. Görünürde bir tehlike olmasa da, her ihtimale karşı çantalarındaki en keskin, en sert nesneleri bilmek zorunda. Gece gündüz fark etmeksizin ıssız bir sokaktan geçerken yanlarındaki tanımadıkları kadını arkada bırakmamak ve onunla birlikte yürümek zorunda. İlk date’lere, “güvenli mekanlarında” çıkmak zorunda. Bir işe yaramayacağını bilseler de ayrılırken birbirlerine canlı konum atmak ve “Eve vardığında yaz” demek zorunda.
Yani giyinmek, çalışmak, gezmek, barınmak, konuşmak, gülmek, sevişmek, doğurmak için çok fazla şey düşünmek zorunda. Birbirlerini ve kendilerini koruyacak türlü “absürd” yöntemler geliştirmeliler. Bu böyle gitmez tabii. Çünkü bunların hepsine karşı gelmek, bağırmak birbirlerini desteklemek, sinmemek ve savaşmak zorunda olduklarını da biliyorlar. Sadece zaman alıyor. Biraz bekletiyorsak kusura bakmayın.