Özgürlük İçin Küçük Bir Prosedür: Kürtaj

Kürtaj deneyimimi bir kelimeyle anlatacak olsam “özgürleştirici” derdim.
YAZAR:
kurtaj.png

İsteyerek gebelik sonlandırma, insanlık tarihi kadar eski bir pratik. Eski Mısır papirüslerinden Antik Yunan oyunlarına, Roma sikkelerinden Viktorya dönemi gazetelerine kadar her yerde izini sürebileceğimiz bir gerçek var. Kürtaj, her zaman sanılandan çok daha yaygındı. Kadınlar yüzyıllar boyunca istenmeyen gebeliklerini sonlandırmak için otlardan keskin aletlere, karın masajlarından türlü yöntemlere kadar pek çok şeyi denedi. Ancak asıl mesele, kürtajın güvenli ve erişilebilir olması; kadınların hayat beklentisinin doğurganlıkla değil, özgürlükle şekillenmesidir.

Bir Ben, Bir Ben, Bir de Ben!

Toplumun çizdiği dramatik senaryonun aksine, kürtaj benim için trajedi değil, bir rahatlama anıydı. Hayallerim sahnede ışıklarını yakmış, sıranın bana gelmesini bekliyorken, içimdeki “plansız misafir” bu gösteriye dahil olmak istiyordu. Oysa ben, hayatımın başrolünü kimseyle paylaşmak istemiyordum. Tam da bu yüzden, kürtaj benim için önümde uzanan koca hayatla aramdaki engelin kalkmasıydı.

Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Annie Ernaux’un deyimiyle “kurtuluş”tu.

Hakim olan anlatı, kürtajın travmatik bir deneyim olduğu yönünde. Peki asıl yıpratıcı olan kürtaj kısıtlamaları, güvenli kürtaja erişimde yaşananlar ve kürtaja olumsuz yaklaşım olabilir mi? Pişman olup olmayacağının sürekli sorgulanması, doktordan annelik nutukları dinlemek, hem ücretsiz hem de güvenli kürtaja erişimin neredeyse imkansız oluşu, suç işliyormuşsun gibi hissettirilmek, utandırılmak... Yani, kadınların bedenleri üzerinde kontrol kurmaya çalışan sistemin ta kendisi.

Bedenimize Çizilen Sınırlar

Üreme Hakları Merkezi’nin açıkladığı veriye göre, dünyanın 26 ülkesinde kürtaj tamamen yasak. 39 ülkede ancak kadının ölüm riski varsa, 56 ülkede ise sağlığı ciddi tehdit altındaysa mümkün. Kürtaja dair kısıtlamalar, kadınların bedenleri ve cinselliği üzerinde tahakküm kurma arzusunun yasal tezahürü. Türkiye’de kürtaj 1983’ten beri yasal olsa da, pratikte kürtaja erişmek türlü engellerle zorlaştırılıyor. Yani, haklarımız var ama kullanabilmek ayrı bir mücadele gerektiriyor.

Kürtajınızı Nasıl Alırdınız?

Tıp dünyası, iki güvenli gebelik sonlandırma yöntemi sunuyor: cerrahi ve ilaçla kürtaj.

Cerrahi kürtaj, doktorunuzun vakum aspirasyonu yöntemiyle gebeliği sonlandırdığı, kısa süren bir işlem. İlaçla kürtaj ise mifepriston ve misoprostol kombinasyonu ile gerçekleşen ve birkaç gün içinde düşük benzeri bir sürece yol açan bir yöntem.

Haplarla kürtaj, Dünya Sağlık Örgütü tarafından güvenli kabul edilse de Türkiye’de yasal bir seçenek değil.

Haplarla Kürtaj Rotası

Doktor Rebecca Gomperts, özellikle kürtajın yasak olduğu ülkelerde kadınlara güvenli ilaçla kürtaj hizmeti sunan ‘Women on Waves’ ve ‘Women on Web’ gibi hareketlerin kurucusu. ‘Women on Waves’in kürtaj gemileri, güvenli tıbbi kürtaj hizmetini uluslararası sulara taşıyor. ‘Women on Web’ platformu da internet üzerinden kadınlara kürtaj hapları ve tıbbi danışmanlık sağlayarak ilaçla kürtajın erişilebilirliğini artırıyor. ‘Women on Web’in websitesine Türkiye’den erişim engeli getirilmiş halde. Yani bu yöntemin bilgisine ulaşmamız bile istenmiyor.

Engeli Bol, Zamanı Kısıtlı

Yetmiyor, kürtaj olmak istediğimizde bir de zamanla yarışıyoruz. 10. haftaya kadar isteğe bağlı kürtaj mümkün, fakat regl tarihini baz alırsak hamile olduğunuzu anlamanız bile en erken 6. haftayı bulabiliyor. Geriye kalıyor dört hafta; randevu al, prosedürleri hallet, engelleri aş derken bu süre göz açıp kapayıncaya kadar doluyor.

Cinsel saldırı sonucu oluşan gebeliklerdeyse kürtaj için 20 haftaya kadar zaman tanınıyor ama hakim onayı gerekiyor. Evliyseniz eş izni, 18 yaş altındaysanız ebeveyn izni şart. Kısacası, kendi bedeninize dair verdiğiniz kararların başkasının onayından geçmesi gerekiyor.

Kadir Has Üniversitesi’nin 2020’de yaptığı bir araştırmaya göre, 295 kamu hastanesinin sadece 10’unda isteğe bağlı kürtaj yapılabiliyor, hem de sadece 8 ilde! İstanbul’da 8 haftaya kadar kürtaj yapan yalnızca bir kamu hastanesi var. Üstelik, bazı hastaneler “kürtaj yasak” diyerek yanlış bilgi veriyor. Sonuçta, kadınlar özel hastanelere ve muayenehanelere yönlendiriliyor. Buralardaki kürtaj fiyatları neredeyse asgari ücret kadar. Doğum kontrol yöntemlerinin ne kadar cep yaktığını düşünürsek, üreme politikaları bize “Paran yoksa doğur!” diyor.

‘Ekranda Kürtaj Yasak mı?’

Medya temsillerine baktığımızda kürtaj yaptıran kadınlar ya trajik bir sona sürükleniyor ya da pişmanlık gözyaşları döküyor. Hatta son dönem Türkiye yapımlarında kürtajın k’si bile söz konusu olamıyor. Gazeteci Binnaz Saktanber, T24 için kaleme aldığı yazısının başlığında soruyor: “Ekranda kürtaj yasak mı?” Bahar dizisinin genç doktoru Selen doğurmaya karar veriyor, Kızılcık Şerbeti’nin Kıvılcım’ı da öyle. Ekranlarda bir gebelik sonlanıyorsa bu isteyerek olmuyor, trajik bir düşük hikayesine bağlanıyor.

Hayallerim sahnede ışıklarını yakmış, sıranın bana gelmesini bekliyorken, içimdeki “plansız misafir” bu gösteriye dahil olmak istiyordu.

Halbuki bazılarımız kürtajdan sonra kendimize kocaman bir kahve ısmarlayıp hayatımıza devam ediyoruz. Çünkü her kadının kendi bedeni hakkında karar verme hakkı, bize dayatılanlardan daha gerçek ve daha güçlü! Kürtaj, korku değil, özgürlük alanı olmalı; tıpkı bir kadın olarak hayatımızı yaşamak gibi. Gebeliğini kendi istediği için sonlandıranların “Oh be!” diyebileceği bir dünya için iş hepimizin başına düşüyor.

Hazal Sipahi2
Hazal Sipahi
Yazar
Gazeteci, sunucu ve podcast yapımcısı Hazal Sipahi T24'te "Yayınlanması Kaydıyla" podcast'ini ve "Ayrık Otu" video söyleşi programını, Podbee Media'da "Mental Klitoris" podcast’ini hazırlayıp sunuyor. Hazal Sipahi aynı zamanda Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin yönetim kurulu üyesidir.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık