Her Doğum Normal Doğumdur!
“Sizinkisi hak edilmiş bir sezaryen” dedi doktorum, takdirle. Bir gün önce, 18 saat süren zorlu bir doğum yaşamış ve sonunda acil ameliyata alınmıştım. Bitkindim, bu yüzden “hak edilmiş” lafını duyduğumda beynimde sirenler çalsa da düşüncelerimi dile getiremedim. Neyi hak etmiştim Sezaryen, sadece en çok acı çekene verilen bir ödül müydü? Doktorum ‘başarısız’ hissedeceğimi mi düşünmüştü ki bana bu ameliyatı ‘hak ettiğimi’ söylemişti? Acaba başarısız mı hissetmeliydim?
Suçlu Hissettirmeyin
Bu hatıra, Sağlık Bakanlığı’nın “Doğalı Normal Doğum” videosunu izlerken zihnime hücum etmişti.
Kamu sağlığı için vajinal doğumu teşvik edelim, tamam ama videonun görünür kıldığı yaklaşım sorunlu: Vajinal doğum yalnızca kadının seçimi gibi gösteriliyor ve bu tercihi mümkün hale getirecek sistemler, süreçler görünmez kılınıyor. Üstüne ‘başarı’ söylemi ile kadınlarda suçluluk duygusunu tetikleyerek tercihlerini değiştirmeleri bekleniyor.
Doğum pratiklerinin değişmesi için kadınları utandırmak değil, güçlendirmek gerek. Devletin sorumluluklarını da biz üstlenemeyiz. Örneğin sağlam ebe kadroları kuramayız. Ancak taleplerimizi dile getirirken, bugünden annelerin ve anne adaylarının kendilerini güçlü hissetmelerine katkı sağlayabiliriz. Nasıl mı? Onlara, doğum deneyimlerine dair konuşabilecekleri alanlar açarak, hikayelerini anlatmalarını destekleyerek ve yargılamadan dinleyerek. Birbirimizi duymak, her doğumun doğal ve normal olduğunu bizlere hatırlatacak.
Gerçek Hikayeler
Leyla, 35, Akademisyen, 1 çocuk annesi
Vajinal doğumu deneyimlemek istiyordum ama sezaryene de karşı değildim. Koşullar neyi gerektirirse o olsun diyordum. Eşimin işi nedeniyle sezaryen planı yapmıştık ancak kızım iki gün erken gelince vajinal doğum oldu. Doğum rahattı, epidurale gerek bile kalmadı. Ancak iddia edildiği gibi bu durum hemen bağ kurmamı ya da emzirmemi sağlamadı. Doğum sonrası şoktaydım. Sütüm gelse de emzirmek çok zordu, anneliğe alışmam zaman aldı. Söz edilen 'günlük hayata hemen dönme' kısmına değinmiyorum bile! Bebekten sonra günlük hayat mı kalıyor? Uzun süre sadece ‘normal’ doğuracak kadar anne olduğumu, kalanını zar zor başardığımı hissettim. Annelik doğumla başlasa da bir ömür sürüyor. Düğün, evliliği ne kadar tanımlıyorsa, doğum da anneliği o kadar tanımlar.
Maya, 27, Danışman, 2 çocuk annesi
Hollanda'ya taşındığımda, doğum yapmış birini tanımıyordum. Dolayısıyla doğuma dair ‘normal’ algım burada şekillendi. Hollanda’da vajinal doğum sıradan bir olay ve süreç ebelerle ilerliyor. Eşimin ablası doğumunu evde yaptı mesela.
Hamile kaldığınızda sağlık ocağında sorumlu ebenizle tanışıyor ve doğuma kadar aynı ekiple görüşüyorsunuz. Bu sayede, doğum anında yanınızda tanıdık bir yüz oluyor ve bu çok rahat hissettiriyor. Doğumhanelerde hareket özgürlüğü var. Sancıları yoga pozisyonları ile yönetmek mümkün (bunun eğitimi önceden veriliyor) ve ortam, bir hastaneye benzemiyor, ev gibi döşeli oluyor. Türkiye’den çok farklı yani. Bu sebeple Sağlık Bakanlığı’nın videosunu yanlış buluyorum. Anneleri suçlu hissettirerek vajinal doğum artırılamaz.
Uzman Yorumu
Özge Akçizmeci / Araştırma şirketi YouGov Genel Müdürü ve girişimci, 1 çocuk annesi
0-36 aylık bebeği olan Türkiye temsili 500 anneyle yaptığımız araştırma, doğum şeklinin annelerin kaygı düzeylerinde fark yaratmadığını gösteriyor. Sezaryen olan annelerin yüzde 55’i acil vakayken, sadece yüzde 45’i planlı ameliyat oluyor. "Sütüm her zaman yeterliydi" diyenler arasında da doğum şekline göre fark yok. Yani gerçekler ile Bakanlık'ın mesajları bağdaşmıyor. Zaten yeterince korku ve endişeye sahip annelerin üzerinde, veriye dayanmayan mesajlarla baskı oluşturulmamalı. Doğumun her türünün 'doğal' kabul edileceği günlere!
Aydın Tekay, Doç. Dr. Helsinki Üniversitesi Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Acil Servisleri Bölüm Başkanı
Finlandiya’da vajinal doğumu teşvik eden kapsamlı bir sistem var ve sezaryen oranı yüzde 20 ile dünya ortalamasının altında. Hamileliğin başından itibaren kadınlara fiziksel ve zihinsel hazırlık desteği sağlanıyor. Kadınlar hamileliğin başında ebeleriyle tanışıyor. Ebeler süreci bire bir takip ediyor ve gerekli olmadıkça doktorlara başvurulmuyor. Zira doktorlar, mesleki formasyonları ve çalışma koşulları nedeniyle cerrahi müdahaleye daha hızlı yönelebiliyor.
Sezaryen oranlarının artışı, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ameliyat şartlarının ve ameliyat sonrası bakımın yetersiz olması nedeniyle küresel bir sağlık sorunu. Ancak çözüm, kadınlara “vajinal doğum yapın” demek değil.
Finlandiya'da vajinal doğumları teşvik etmek için 25 Kasım’da ülkenin ilk doğal doğum ünitesini açıyoruz. Burada kadınlar, kendi deneyimlerini oluşturabilecek; ağrı kesiciye erişim olacak, ortamın ses ve ışık düzeyi bile kişinin tercihine göre ayarlanacak. Kadın, bu süreçte yanında ebelerle birlikte kimi görmek istiyorsa onu seçebilecek.
Amacımız, vajinal doğumu teşvik ederken her doğum şeklinin doğal kabul edildiği, kadınların güvenle ve özgürce seçim yapabildiği bir sistem kurmak.