Moda Şovlarını Yeniden Eğlenceli Hale Getirelim
O heyecan dolu günler nereye gitti?
Hadi itiraf edelim, moda şovları bir zamanlar birer parti gibiydi! Şu anda tanı olduğumuz moda haftası etkinliklerinde yürüyen mankenler, sahnede bir balerinin zarafetini değil, bir robotun ritmini sergiliyor gibi. Eskiden bir moda şovu, sadece kıyafetleri görmek değil, aynı zamanda göz alıcı performanslarla dolu bir deneyim yaşamaktı. Şimdi ise çoğu şov, sanki herkes bir iş toplantısındaymış gibi soğuk ve resmi bir havada geçiyor.
Kıyafetler Üzerine Bir Anlatım
Bir zamanlar, herkes o kıyafetleri giymek için sıraya girerdi. Düşünsenize, defileler sadece bir kıyafet sergisi değil; sanatın, müziğin ve yaratıcı enerjinin buluştuğu bir alan haline gelmişti. Yıldızlar, farklı renklerde ışıltılar ve sahne performanslarıyla dolu şovlar, hem gözümüzü hem de ruhumuzu beslerdi. Ancak son yıllarda, birçok moda şovu daha fazla formaliteye, daha az eğlenceye dönüşmeye başladı. Hani şu; “Sadece elbiseleri gösterelim, eğlenceye ne gerek var.” anlayışı var ya, işte o!
Moda Şovları Artık Çok Ciddileşti
Bilmiyoruz, belki de sosyal medyanın etkisiyle her şey daha ciddi bir hale geldi. Influencer’lar, “Like” almak için daha çok fotoğraf peşinde koşarken, moda şovlarının içindeki o samimi atmosfer kayboldu gitti. Yani artık eğlencenin yerini, çıtayı yükseltme yarışları aldı. “En iyi kıyafet kimde?” sorusundan “En çok takipçi kimde?” sorusuna geçiş yaptık sanki. Gerçekten de, moda şovlarının eğlenceli günlerine dönmesi şart.
Tabii ki, geçmişteki bu eğlenceli ve enerjik atmosferin izlerini hala moda şovlarındaki unutulmaz anlarda bulabilmek mümkün. Gelin geçmişte yaşayıp etkisinde kaldığımız moda şovlarına birlikte göz atalım.
Shalom Harlow’un Sprey Boyalı Elbisesi / Alexander McQueen (1999)
McQueen'in en duygusal ve etkileyici koleksiyonlarından biri… 1999 bahar şovunda, bu koleksiyon, adeta zamanın ötesindeydi. Gecenin tartışmasız en ilgi çeken anı ise Shalom Harlow, döner bir ahşap platformda belden straplez, tül altlı beyaz bir elbise ile belirmesinin ardından iki robot tarafından endüstriyel spreylerle boyanmasıydı.
Vivienne Westwood: Erotic Zones (1993)
Kim demiş basit şeyler ikonik olamaz diye? Paris Moda Haftası’nda Vivienne Westwood, Kate Moss’u bir mini etekle, pembe platform ayakkabılarla ve Napolyon’u kıskandıracak şık bir şapka ile podyuma çıkarıp Magnum dondurma yedirdi. Evet, tam olarak bu. Dondurmayı bir moda aksesuarı olarak kullanmak, şovun hayattan zevk alma arzusunu da ön plana çıkarmıştı.
Bobby Abley: Teletubbies (2017)
Moda dünyasında Teletubby'lerin podyuma çıkışı, eğlenceli ve alışılmışın dışında anlardan biri olarak hatırlanıyor. Moda haftasında Teletubby görmek her zaman alışılmadık bir manzara. 2017’de Bobby Abley’nin koleksiyonunda Dipsy podyumda yürürken, 2021’de Tinky Winky New York Moda Haftası’na damgasını vurdu. Tasarımcının Teletubby temalı koleksiyonunda, modeller bu ikonik çocuk programına saygı duruşunda bulunarak anten peruklar ve parlak renklerle sahne aldı. Dipsy’nin podyuma çıkıp bir model edasıyla poz vermesi ise, şovun unutulmaz anlarından biriydi.
Louboutin'in Su Altı Defilesi
Düşünün ki Paris Moda Haftası’ndasınız ve birden bire podyum suya dönüşüyor! Louboutin’in su altı şovu, David LaChapelle’in çılgın dokunuşuyla resmen büyüleyici bir moda masalına dönüştü. Provalar sırasında yapılan bir keşif, Louboutin'lerin su geçirmez olması ve hem suya hem de suda gerçekleştirilen hareketlere dayanıklı olmasıydı. Ancak en büyük zorluk, tahmin edebileceğiniz gibi yüzücülerin, dansçıların, set tasarımının, projeksiyonların, yansımaların ve zamanlamanın hepsinin senkronize olmasını sağlamaktı. Neon ışıklar, senkronize yüzücüler ve rengarenk tasarımlar arasında ayakkabılar su perileri gibi dans ediyordu. Şovun her anı “daha da çarpıcı olabilir mi?” dedirtti.