50 Yıllık Kabustan Uyanmak
“Öfke ya da nefret değil ifade etmek istediğim. Ben toplumu değiştirme yolundaki kararlılığımı dile getirmek istiyorum.”
23 Ekim’de, Avignon’daki mahkeme salonunda bu cümleyi sarf eden 72 yaşındaki Gisèle Pelicot, Fransa tarihinin en tartışmalı hukuk davalarından birinin, tecavüz mağduru. Eylül başından beri dünya gündemini sallayan celseler boyunca, yaşadığı vahşetin failleriyle, uluslararası kamuoyunun gözü önünde yüzleşti, yüzleşiyor.
Vahşeti Nasıl Öğrendi?
Gisèle Pelicot, bundan dört yıl önce, Güney Fransa’da bir karakola çağrıldığında hayatının şokunu yaşadı. Polis, ona 2011-2020 arasında, kendi yatağında, şuursuz bir hâldeyken maruz kaldığı cinsel saldırıların video delillerini izlettiğinde, gözlerine inanmakta zorlandı.
Birlikte bir hayat inşa ettiği, ömrünün 50 yılını paylaştığı eski kocası Dominique Pelicot, süpermarketin birinde yabancı kadınların etek altı fotoğraflarını çekmeye çalışırken güvenlik görevlisine yakalanmasa, bu yüzden bilgisayarları incelemeye alınmasa, Gisèle, bugün bile içinden geçtiği kabusun farkında olmayabilirdi.
Fail En Yakınındaydı
Pelicot’nun yaşadığı, akla ziyan bir ‘yatağımdaki düşman’ vakası. 10 yıl boyunca, kocasının yemeğine kattığı uyku ve anksiyete haplarıyla bayıltılarak, kendi yatağında yarı koma hâlindeyken, yaşları 26 ila 74 arasında değişen onlarca yabancı erkeğin tecavüzüne uğradı. Bu dava, bu yüzden; yani ‘tecavüzcü’ denilen fail türünün sadece karanlık sokak köşelerinde pusuya yatıp kurban bekleyen bir ‘yaratık’ olmadığını göstermesi açısından da büyük önem kazandı.
“Utanması Gereken Onlar!”
Üstelik Pelicot’nun, davanın konunun hassasiyetinden dolayı kapalı görülme teklifini reddedip “utanması gerekenin kendisi değil, suçlular olduğunu” söylemesi, onu MeToo akımının ikonlarından birine dönüştürdü. Aksi yöndeki telkinleri hiçe sayarak medyada adının ve yüzünün sergilenmesine, mahkeme salonunda uğradığı cinsel saldırılara dair videoların gösterilmesine müsaade etti.
Bunlara izin verirken cesaret sergilediğini düşünmüyor Pélicot, tecavüz vakalarında ifşanın öneminin altını, kalın kalemle çiziyor. Ruhsal açıdan tamamen yıkılmış durumda olduğunu belirtse de sadece kendi adına değil, dünyanın her köşesinden kadınlar için dik durma gayretinde olduğunu anlatıyor.