Fast_Track_970x250.gif

Hakikaten Beceriksiz mi, Beceriksiz Numarası mı Yapıyor?

Partnerinizin ya da aile üyelerinin, beceriksizliklerinin arkasına sığınarak ev işlerini size yıkmaya çalıştığını hiç hissettiniz mi? Hayır mesele beceriksizliği değil, sadece iş yapmayı istemiyor!

YAZAR: Ceren Kurt Alyurt
GettyImages-10147725.jpeg
Archive Holdings Inc. | Getty Images

“Ben senin kadar titiz değilim. Söyleseydin yapardım. Ben yumurta kırmayı bile bilmem. Bebeğimize annesi kadar iyi bakamıyorum. Yardım etsem de yaranamıyorum” gibi cümlelerin sadece Türkiye’de değil, dünyanın her köşesinde bire bir aynı şekilde kullanıldığını duymak sizleri şaşırtabilir. 

"Weaponized incompetence" olarak adlandırılmış olan bu kavramı, tam olarak benimseyemesem de “silahlandırılmış beceriksizlik” olarak çevirmek mümkün. Beceriksizliği bir silah olarak kullanmak şeklinde de düşünebiliriz. Aslında günlük hayatın birçok noktasında rastlayabileceğimiz bu durum, 1980’lerde konuşulmaya başlanmış. 

1986’da Yale Üniversitesi’nde profesör olan Chris Argyris, “beceri yetersizliği” adı altında bir yazı yayınladı. Sonrasında bu kavramın iş dünyasındaki yansımasına ek olarak, evdeki iş bölümü açısından da karşılık bulduğu araştırmalara konu oldu. Şimdi gelin silahlandırılmış beceriksizlik kavramını birlikte mercek altına alalım: 

Silahlandırılmış Beceriksizlik Nedir ve Nasıl Karşımıza Çıkar?

Silahlandırılmış beceriksizlik, verilen işi becerememe ya da yapamama durumu değildir. Çoğunlukla yapmak istememe olarak karşımıza çıkar. Ancak işi yapmayan kişi bunu hep bir “yapamama” durumu olarak dile getirir. Eğer ki silahlandırılmış beceriksizliğin farkında değilsek, “Demek ki gerçekten beceremiyor”, “Yapmayı denedi ve çok daha kötü oldu, en iyisi hiç zorlamayayım” gibi sonuçlara ulaşabiliyoruz.

Durumu biraz daha somutlaştıralım.

Genel ev temizliği yapacağınız bir gün, eşinizden toz almasını istediniz. İşiniz bitip de dinleneceğiniz zaman görüyorsunuz ki, sadece alt rafların tozları alınmış. Üstüne üstlük, hiçbir nesne yerinden kaldırılmayıp tozlar üstten alınmış ve bezler temiz yüzeylerin üstüne öylece bırakılıp gidilmiş. Eşinize neden böyle yaptığını sorduğunuzda da “Ben bu şekilde temizliyorum. Sen benden daha titizsin, ne yapsam sana beğendiremiyorum. Yardım ediyorum ama yine de yaranamıyorum.” gibi cevaplar alıyorsunuz. İşte bu anda “silahlandırılmış beceriksizlik” alarmları çalıyor.

İnsanlar Neden Beceriksizliğini Silahlandırır?

Aslında tek bir nedeni var: işten kaçmak! Bunu yaparken genelde iki yöntem kullanılıyor. İlk yöntem, hiçbir şekilde bu işi yapmaya uygun olmadığını belirten bahanelerle kaçmak. İkinci yöntem ise o işi olabilecek en kötü şekilde yaparak, bir daha ondan istenmemesini sağlamak.

Mesela Türkiye’de her ortamda gururla “Ben yumurta kırmayı bile bilmem” diyen erkekler vardır. Erkekleri ev işi yapmakla görevlendirmeyen ataerkil zihniyetler de bu söylemi olduğu gibi kabul eder ve der ki “E ne yapsın, bilmiyormuş yumurta kırmayı.” Halbuki iki nesneyi birbirine vurmak bir çocukta bile olan bir beceridir. Sen yumurta kırmayı beceremiyor değilsin, sen yumurta kırmayı öğrenmek istemiyorsun. Biliyorsun ki sen bu bahaneyi önüne alırsan, eninde sonunda yumurta kırmayı bilen birileri sana yumurta kırar ve pişirip önüne koyar.

İkinci durumda ise şöyle bir durum karşımıza çıkabilir. “Tamam ver, yumurta yapayım!” der. Yumurta kabukları tezgah üstünde kalır, kullanılan her mutfak gereci (ki gereğinden fazla sayıda bıçak, çatal vb. gereç kullanır) ortalıkta bırakılır, ocak olmadık şekilde kirletilir, yumurta fazla tuzlu ya da lezzetsiz olur. “Ee ben sana demiştim beceremiyorum diye!” der. Günün sonunda iki yöntemde de sonuç aynıdır. Beceriksizliğini silahlandıran kişi, hem kısa hem uzun vadede işten kaçar.

Hani Eşitlik?

Beceriksizliğini silah olarak kullanan kişilerin en büyük özelliklerinden biri de eşitlikçi bir zihniyete sahip olmamaları. Bunu anlamanın en kolay yollarından birini size açıklıyorum, bir cümle yeterli: “Ben eşime ev işlerinde hep YARDIM EDERİM.” Yardım etmek, zaten kendisine ait olmadığı düşünülen bir sorumluluğu, büyük bir lütufla yerine getirmek anlamını taşıyor. Halbuki ev işlerini ya da eve dair sorumlulukları yerine getirmek, partnerler için eşit olmalıdır. Genelde heteroseksüel ilişkilerde erkeklerin sahip olduğu “silahlandırılmış beceriksizlik” özelliği, eşine yardım ettiği halde bir de beğenilmediği için tahammülsüzleşerek karşımıza çıkıyor. “Söyleseydin yapardım, söylemedin ki”, “Yapmadım çünkü yapsam da beğenmezdin”, “O kadar yardım ediyorum, bir de eleştiriyorsun!” gibi cümlelerle gardını sağlamlaştırır.

“Tamam Çekil, Ben Yaparım!”

Silahlandırılmış beceriksizlikle uğraşmak istemeyen kişilerin pes etme cümlesi budur. Bir örnekle ilerleyelim: Evli bir çift hayal edelim. İkisi de işten dönmüş ve yorgunlar. Kadın ev işleri yaparken, erkekten de çamaşırları yıkamasını ister. Erkek tamam, der ve gönülsüzce ayağa kalkar, ardından sırasıyla şu soruları sormaya başlar: Kapağı nasıl açıyorduk? Bu çamaşırları ayırmam gerekiyor mu? Deterjanı nereye koyuyoruz? Ne kadar deterjan koysam yeter? Yumuşatıcının yeri neresi? Kaç derecede çalıştırmam gerekiyor? En sonunda her bir soruya cevap vermekten sıkılan ve başına daha büyük işler çıkmasından korkan kadın “Tamam çekil, ben yaparım” der.

“Hayır bana söyle ben yaparım, sana yardım etmek istiyorum” diyen erkeğin masum olmadığını, bu zamana kadar bin kere bu soruları sormuş ve cevap almış olmasına rağmen, dinlememiş/öğrenmemiş olmasından anlayabilirsiniz. Bu durum bazen bilinçaltında yaşanırken çoğu zaman kastidir. Ancak bilinçaltında yaşandığında da ortada başka bir önemli sorun vardır: “Partneri dikkatle dinlememek.” Bulaşık makinesine bulaşıkları yerleştirmek de örnek verilebilir. Bu durumun kadın ya da erkek olmakla değil, işi yapmayı istemekle alakalı olduğunu gösteren videoyu buraya bırakıyorum.

Bu örnekte de muzları doğrayıp dolaba koyması istenen kişi, bakın muzları nasıl doğramış.

İş Hayatında Silahlandırılmış Beceriksizlik

Silahlandırılmış beceriksizlik, sadece evde değil işte de karşımıza çıkıyor. Kaynak yine aynı: “İşten kaçmak”. Bazen iş arkadaşlarımızın, işi bizim üzerimize yıkmak için o işi kendilerinin beceremeyeceğini ya da bizim çok daha iyi yaptığımızı söylemesiyle karşılaşabiliriz. Hatta bazen bu kişiler, verilen işlerin altında fazla stresli olduklarını ve yapamayacaklarını kanıtlamak için abartılı hareketlere başvurabilirler. Amaç aynıdır: İşi yapmamak ve başkasına yaptırmak. Siz de bu kişiyi ikna etmekle uğraşmak yerine aynı cümleyi söylersiniz: “Tamam ben yaparım!”

“Bu raporu sen daha iyi yazarsın, ben hiç beceremiyorum. Bu işi daha önce hiç yapmadım çok daha uzun sürer, sen yap” gibi cümleler de silahlandırılmış beceriksizliğe örnektir.

Nasıl Mücadele Edeceğiz?

Durumu Fark Edin

Bu yazıyı okuyarak farkındalığın ilk adımını attınız bile. Artık “beceremem” diyen insanları doğrudan masum tanımlamak yerine, hareketlerini ve samimiyetlerini gözlemleme vakti. Kimse hayata doğuştan bir şeyleri bilerek başlamadı. Bu zamana kadar bir şeylerin öğrenilmemiş olması, bundan sonra da öğrenilemeyeceği anlamına gelmez.

“Tamam ben yaparım” Cümlesini Bırakın 

Sizin silahlandırılmış beceriksizlik hareketlerine karşı pes etmeyeceğinizi görmesi, kişiyi zor durumda bırakacaktır.

Kınadığınız Örneklerle Yüzleştirin

Dünyanın her yerinden silahlandırılmış beceriksizlik örnekleri sosyal medya platformlarında paylaşılıyor. Bu durumun ona özgü olmadığını ve bir silah olarak sürekli kullanıldığını fark etmesini sağlamak da faydalı olabilir.

İletişim Kurun

Sonuncu ve en önemli yöntem ise tabii ki iletişim. Konunun üstünü kapatmamak, her zaman konuşabilmek, açık iletişim kurmak en faydalı yöntem olacaktır. Ne yazık ki beceriksizliğini silahlandıran insanların en büyük ayıbı, karşı tarafı aptal yerine koymalarıdır. Sizin bu durumun farkında olmadan, dedikleri her şeye inanmanızı beklemeleri ve sizden faydalanmaları, baştan aşağı bir ilişki problemidir. Bu durumun farkında olduğunuzu söylemek ve değiştirmek için neler yapılabileceğini konuşmak faydalı olacaktır.

Herkes bilerek yapar demiyorum ama toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayanan kalıplar çok sinsidir. Silahlandırılmış beceriksizliğin ev işlerindeki yansıması da bunlardan biridir. Fark etmeyene fark ettirelim, farkında olup da devam edeni kendine getirelim, kendine gelmeyeni defedelim.

Ceren Kurt
Ceren Kurt Alyurt
Yazar
28 yaşında. İnsan hakları çalışmalarında proje uzmanı. Feminist hukukçu. Bu zamana kadar çeşitli platformlarda hak temelli mücadele, yaşam tarzı, kadın ve yaşam gibi konularda yazılar yazdı.