Hukuk Dünyasının Güçlü Kadınları
Hukuk dünyasında başarılı kadınlar, karşılaştıkları zorlukları nasıl fırsata çevirdiklerini, güçlü kalmayı nasıl başardıklarını ve kariyer ile özel hayat arasında sihirli dengeyi nasıl kurduklarını anlatıyor.
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Anna Sznydler: Dubai'deki Herbert Smith Freehills LLP kurumsal uygulamasının ortağıyım ve özellikle Orta Doğu'ya odaklanarak birleşme ve satın almalar konusunda uzmanlaştım. Hukuk yüksek lisansımı 2005 yılında Varşova Üniversitesi'nden aldım. 2005 yılında kalıcı olarak Birleşik Krallık'a taşındım ve burada avukat olarak eğitim aldım. Sonunda 14 yılı aşkın süreyi Londra'da yaşayıp çalışarak geçirdim. Dubai ise altı yılı aşkın süredir benim evim oldu. Yaşadığım ve çalıştığım her yer inanılmaz kariyer fırsatları sunuyordu.
Diren Aksu: 32 yaşındayım. İzmir'de Türkiye'de doğdum ve Frankfurt'ta Almanya'da büyüdüm. Aileme en iyi şekilde destek olabilmek için genç yaşta avukat olmaya karar verdim. Bugün bu hayalimi gerçekleştirebildiğim ve hayalimi yaşadığım için mutluyum.
İlayda Akça: Benimle ilgili bulabileceklerinizi bir kenara bırakıyorum çünkü bu soru, beni gerçekten ben yapan hikayeleri paylaşmak için harika bir fırsat. Başarılı bir hayat serüveni geçirmemi sağlayan en temel özelliğim nedir derseniz "azimli" olmamı söyleyebilirim ve bu karakterimi aldığım 90’ların başında Bulgaristan’dan Türkiye’ye zorunlu göç eden anneme de çok teşekkür ederim. Hayata sıfırdan başlayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmem hayatta her zaman bir çıkış yolu olduğunu ve azimle nelerin başarılabileceğini gösterdi ve bu durum hem akademik hayatıma hem de sosyal hayatıma yansıdı. Tabii akademik hayattan bahsedince sadece lise, üniversite gibi kavramlar aklınıza gelmesin; yaz tatillerinde, yurtdışı tecrübelerimde her daim meslek edinmeye çalıştım. Bu süreç, bana sadece iş dünyasının farklı yönlerini değil, bambaşka kültürleri, insanları ve bakış açılarını da kazandırdı.
Kiran Nasir Gore: New York'ta doğup büyüdüm ve Pakistan kökenliyim. Bugünlerde eşim Assad ve iki çocuğum Rayyan (10 yaşında) ve Freya (4 yaşında) ile birlikte Washington DC'de yaşıyorum. Meslek hayatımda avukatım ve 15 yılı aşkın süredir avukatlık yapıyorum. Kariyerime New York City'de dünyanın en büyük hukuk firmalarından birinde başladım. Yıllar geçtikçe müvekkillerime özel hukuk hizmetleri sunmak için daha küçük hukuk firması ortamlarına geçiş yaptım. Üç yıl önce butik solo avukatlık firmamı kurdum. Sanırım rol listeme start-up girişimcisini ekledim! Özel uzmanlık alanım, uluslararası dava ve tahkim de dahil olmak üzere uluslararası anlaşmazlık çözümüdür. Avukat, danışman ve bağımsız hakem olarak hareket ediyorum. Çok çeşitli alanlarda uzmanlığa sahibim.
Leidylin Contreras de Fernández: Ben bir anneyim, bir eşim, bir kızım, bir avukatım ve radyo sunucusuyum.
Melanie Müller: Yarı Alman, yarı Ukraynalı bir mirasa sahip, Almanya'dan 29 yaşında bir avukatım. Kuzey Almanya'nın büyüleyici bir parçası olan Bremen'de yaşıyorum. Profesyonel olarak, özellikle patent ve ticari marka hukuku alanlarında Boehmert & Boehmert Hukuk Bürosu'nda avukat olarak çalışıyorum. Ayrıca, bir hukuk el kitabının yazarıyım ve hukuk konferanslarında sık sık konuşmacıyım.
Selen Urundul: Ben aslında mühendisim. Bugün burada olmamın nedeni ise, bundan 20 sene önce Türkiye’deki en büyük avukatlık bürolarından birinin kapısından içeri şans eseri girdikten sonra hayatımın değişmesi! Mühendislik formasyonu çok güzel ancak avukatlarla çalışırken, zaman içinde bir şeylerin eksik kaldığını hissedince yeniden okumaya karar verdim. O dönemdeki kadın yöneticilerim “haydi yeniden üniversiteye gir ve hukuk oku” dediği halde ben MBA yapmayı seçtim. Hukuk sektöründe iş geliştirme, kurumsal tanıtım, iletişim alanında uzmanlaştım. Hukuk sektöründeki yolculuğum bana stratejik büyüme ve hukukta dijital dönüşüm gibi çeşitli alanları keşfetme fırsatı sundu. Sistemler kurmayı, gündelik hayatı kolaylaştırmayı ve bunun için özellikle teknolojiden faydalanmayı seviyorum.
Sidem Ener: Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Öğrencilik hayatım boyunca Türkiye’nin önde gelen hukuk bürolarında stajlar yaptıktan sonra kendime en yakın bulduğum fikri mülkiyet hukuku alanında uzmanlaşmaya karar verdim. Bu kapsamda yaklaşık dört senedir 1887 yılında kurulan fikri mülkiyet sektörünün öncü firması Stock Fikri Mülkiyet Hizmetleri A.Ş.’de avukat olarak çalışıyorum ve dünyanın önde gelen yabancı şirketlerine fikri mülkiyet alanında danışmanlık veriyorum.
Çalışan bir kadın olarak iş ve özel hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz?
AS: Bir avukat olarak dengeyi korumak her zaman zordur, ancak yıllar içinde bu dengeyi korumanın herhangi bir uzun vadeli kariyer için çok önemli olduğunu öğrendim. Müşterilerime ve ekibime bağlıyım, ancak uçurtma sörfü, seyahat etmek ve açık havada vakit geçirmek gibi sevdiğim aktivitelerle yenilenmeyi de bir öncelik haline getiriyorum. Bu kaçış anları, yeni bir bakış açısıyla ofise dönmeme yardımcı oluyor.
DA: Doğru dengeyi bulmak her zaman kolay değildir. Bir noktada ailem ve arkadaşlarım için aktif olarak zaman ayırmam gerektiğini fark ettim. O zamanı ayırıyorum ve bu süre zarfında profesyonel hayatımdan kopmaya özen gösteriyorum.
İA: Dengeyi bulmak sadece insanlarla değil, biraz da kendinle vakit geçirebilmekle mümkün. Haftada bir gün, birkaç saat için tüm iletişim kanallarını kapatıp tamamen kendime dönüyorum. O anlarda yazılarımı yazarak düşüncelerimi toparlıyorum, rutinlerimi sorgulayıp yeniliyorum ve her seferinde tazelenmiş hissederek hayata kaldığım yerden devam ediyorum. Çünkü bazen cevaplar, sadece kendi iç sesinle baş başa kaldığında ortaya çıkıyor.
KNG: Hayatımın en değerli kısmı ailemdir. Meşgul bir eş, anne, avukat ve iş sahibi olarak denge yoktur! Sürekli bir hokkabazlık eylemidir. Kaosa bir düzen getirmek için, o anda hangi önceliğe tüm dikkatimi vermem gerektiğini belirlemeye çalışıyorum. Çoklu göreve inanmıyorum. Tek görevin işimizin kalitesini ve aynı zamanda kişisel refahımızı iyileştirdiğini doğrulayan çok sayıda araştırma var. Sonuç olarak görev, dikkat dağılmadan daha verimli ve hızlı bir şekilde tamamlanır.
LCF: Çok zorlu bir işiniz olduğunda, önceliklerinizi çok net tutmanız gerekir. Ailem, inancım, iyiliğim dengeyi ve üretkenliği korumak için son derece önemlidir. Benim için önemli bir şey kocamın tüm rollerimde desteği, uluslararası tahkim ve ticarete adanmış bir avukat olarak, gazeteci olarak, aynı zamanda bir anne ve eş olarak her zaman onun desteğini ve tavsiyelerini aldım. Gerçekten önemli konuları erteleme eğilimindeyiz. Bu hayatta, hayatta kalmak için değil, yaşamak için varız. Üretken bir iş kadını veya avukat olmanın tek yolu üretken ve dengeli bir insan olmaktır.
MM: Benim için denge, zamanımı bilinçli kullanmak ve işler mükemmel gitmediğinde kendime anlayış göstermekle ilgili. Yoğun bir güne hazırlanmak için huzurlu sabahlar gibi net rutinler bana denge ve sakinlik sağlıyor. Hayat, e-postalar ve gerçek bağlantılar arasında bölünerek yarım yaşanamayacak kadar değerli. Hukuk mesleği genellikle kişisel ve iş hayatını birbirine karıştırıyor ve bu durum bunaltıcı olsa da kendime bunun yolculuğun bir parçası olduğunu hatırlatıyorum. İş, kişisel zamanın içine sızdığında bile, her şeyin daha büyük bir resmin parçası olduğunu bilerek kaosun yatışacağına güveniyorum.
SU: Özel hayatımla iş hayatım arasındaki dengeyi her zaman koruyabildiğimden emin değilim ama bunun için çaba sarf ediyorum. Her zaman planlıyımdır ve düzenli yapılacaklar listelerim hep vardır. Ayrıca ev, ofis, spor, sosyal aktiviteler gibi rutinlerin arasında zihnimi boşaltmak için projeler yaratıyorum. Böylece zihinsel olarak kendimi hem dinlendiriyorum hem de besliyorum. Dengeyi sağlamanın asıl formülünün sınır koymayı bilmek ve gerektiği zaman “hayır” diyebilmek olduğunu düşünüyorum.
SE: Her ne kadar küçüklüğümden beri planlı ve programlı biri olsam da meslek hayatımın başında özel hayatım ve iş hayatım arasındaki dengeyi sağlamakta zorlanıyordum. Zamanla bu dengeyi sağlamak için önceliklerimi belirlemeye, çalışma saatlerimi mümkün olduğunca planlı tutmaya ve özel hayata da zaman ayırmaya başladım. Ayrıca, kendimi daha organize edebilmek için ajanda kullanmaya başladım. Hafta başlamadan o hafta hangi işlerimi hangi gün halletmem gerektiğini ajandama yazıyorum.
Güç sizin için ne anlama geliyor?
AS: Gerçek güç, yolumu seçme ve kariyerimi benim için anlamlı bir şekilde şekillendirme özgürlüğünün yanı sıra çevremdekiler üzerinde gerçek bir etki yaratma yeteneğine sahip olmaktır. Nereden başlarsanız başlayın veya hangi engellerle karşılaşırsanız karşılaşın, yapmak için yola çıktığınız şeyi başarabileceğinizi göstermekle ilgilidir. İnsanların bu iktidar yaklaşımını tanımasının ne kadar nadir olduğunu ilk elden gördüm.
DA: “Güç” terimi genellikle olumsuz ve tehdit edici bir şey olarak algılanır. Gücü özgürlük, bağımsızlık ve nüfuz gibi olumlu bir şeyle ilişkilendiririm. Etkilemek, bir şeyleri değiştirebilmek, fark yaratır. Başkasına bağımlı olmamak.
İA: Gerçek gücün, her defasında sıfırdan başlayabilme kapasitesi olduğunu düşünüyorum. Aklınıza gelmeyecek sebeplerle emek verdiğiniz her şey bir gün yok olabilir ya da siz bambaşka birisi olmuş olabilirsiniz. Her ne sebeple olursa olsun, konfor alanınızdan ayrılıp hayalleriniz uğruna hayatınızı sıfırdan inşa etmeye başlayabiliyorsanız güçlüsünüzdür.
KNG: Daha gençken, muhtemelen gücün, diğer insanların ve nesnelerin eylemlerini ve sonuçlarını yönetmek anlamına geldiğini söylerdim. Bugün, biraz daha bilgelikle, gücün nihai biçiminin kendi kaderini tayin etmeyi içerdiğini söyleyebilirim. Kişinin kendi zamanını ve önceliklerini kişisel değerleriyle uyumlu olacak şekilde ayarlayabilmesi müthiş bir ayrıcalıktır.
LCF: Gücü, sesinizi yükseltme, duyulma ve sayma, başkalarına yardım etme, insanları fikirleriniz ve eylemlerinizle güçlendirme olasılığı olarak görüyorum. Gücü düşünüyorum ve özgürlüğü ve seçimlerinizi yapma, bir profesyonel ve insan olarak gerçekten sevdiğiniz şeye kendinizi adama olasılığını düşünüyorum.
MM: Bana göre güç, denge ve amaçla ilgilidir. Kontrol veya hakimiyetle değil, anlamak, canlandırmak ve fırsatlar yaratmakla ilgilidir. Gerçek güç, kendi yolunuzu şekillendirirken başkalarına da aynı şeyi yapmaları için ilham vermekte yatar. Dinleme, empati kurma ve dürüstlükle liderlik etme güvenine sahip olmaktır. Güç, engelleri fırsatlara dönüştürdüğünde ve vizyon, saygı ve şefkatle liderlik ettiğinde en güzel halini alır. Hepsinden önemlisi, gücü sadece kendiniz için değil, etrafınızdakiler için de daha iyi şeyler yapmak için kullanmaktır.
SE: Güç benim için başkalarının değerlendirmelerinden bağımsız olarak kendi değerimizin farkındalığıyla ve zorlayıcı koşullarda dahi bu değeri koruyarak pes etmemek ve ilerleyebilmek demek. Bu, özellikle zor zamanlarda kendimize olan inancımızı kaybetmemek, karşılaştığımız zorlukları fırsata çevirerek öğrenmek ve büyümeye devam etmek demek. Kısacası, gücün kaynağı dış koşullardan değil, kendi değerimizi ve içsel dengemizi korumaktan geliyor.
SU: Güç demek; ilham, başarı ve kolaylık demek. Kendinin ve seni sen yapan yetenek ve özelliklerinin farkında olmak, sıkı bir çalışma sonunda başarmak ve etrafındakilere ilham vermek demek. Güç aynı zamanda sen büyürken yanındakilerin elinden tutarak birlikte büyümek demek.
İş hayatının başında olan ve sizin gibi başarılı iş kadınlarını rol model alan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
AS: Kariyerine yeni başlayacaklara tavsiyem, çok çalışmanın önemli olduğudur ancak günümüz dünyasında dirençli, proaktif ve açık fikirli olmak da çok önemlidir. İş dünyası sürekli gelişiyor, bu nedenle değişime karşı tetikte olmak ve konfor alanınızın dışında olsalar bile fırsatları araştırmak çok önemli. Kariyeriniz düz bir çizgi olmayabilir, iniş çıkışları olabilir. Başarı, çabayla olduğu kadar dayanıklılıkla da ilgilidir.
DA: Her gence biraz tavsiyede bulunmak istiyorum: her zaman hayallerinize ve hedeflerinize tutunun! Kendinizi ilk sıraya koymak ve kendinizi gözden kaçırmamak önemlidir. Kariyer basamaklarını tırmanmakla bir aileye sahip olmak arasında seçim yapmak zorunda değilsiniz.
İA: Elbette, akıllarına takılan her konuda seve seve yardımcı olurum. Kariyerin başlarında, işi tam anlamıyla bilmemekten doğan özgüvensizlik, kendini keşfetme sancıları, ekonomik zorluklar, yepyeni bir çevreye alışma çabası... Bunların hepsi art arda gelir. Bu sebeple, kariyerin ilk yıllarında hedef, kulaç ata ata yüzmek değil, çoğu zaman sadece suyun üzerinde kalabilmektir. Şahsen ilk iş gününde yaratılan mucizelere değil, sabırla, ilmek ilmek dokunan dengeli bir kariyere inanıyorum.
KNG: Gençlerin kendileri hakkında bilgi edinmek, temel kişisel değerlerini belirlemek ve kişisel seslerini bulmak için çok çaba harcaması ve zaman ayırması önemlidir. Sizin için en önemli şeyin ne olduğunu anlamak, seçim yapmanızı ve bir sonraki en iyi adımları belirlemenizi kolaylaştırır. Umarım bu süreçte eğleniyor ve güçlü ilişkiler kuruyorsunuzdur!
LCF: Sevdiğin şeyi yap! Bu seçimi yaptığınızda asla "çalışmak" zorunda kalmayacaksınız, bunu tutkuyla, aşkla yapın. Yaptığınız şeye saygı gösterin. Ancak önce kendinize saygı gösterin. "Eylemler kelimelerden daha yüksek sesle konuşur" Bunu unutmayın! Hedeflerimize her zaman ulaşabiliyoruz çünkü birileri bir noktada bizim için kapıyı açtı veya bize iyi bir tavsiye verdi.
MM: Hata yapmaktan korkmayın. Her tökezleme size değerli bir şey öğretir ve sizi ileriye taşır. Kendinize karşı nazik olun, cesur adımlar atın ve etrafınızı sizi en iyi halinize ulaşmaya teşvik eden ve zorlayan insanlarla çevreleyin. Unutmayın, başarı nihai hedef değildir. Gerçek tatmin, neşe bulmak, bir amaç doğrultusunda yaşamak ve yükselirken başkalarını da yükseltmekte yatar. Başkalarını güçlendirdiğinizde, kendinizi de güçlendirdiğinizi göreceksiniz.
SU: Antenleri açık tutun – hem de her zaman, istekli olun, sürekli öğrenmeye açık ve sabırlı olun. Başarının bir gecede gelmeyeceğini kabul edin, azimli olun, olumsuzluklarla karşılaşınca başarısızlık hissine teslim olmak yerine buradan almam gereken ders nedir diye yaklaşıp yola devam edin; unutmayın esnemeyen kırılmaya mahkumdur. Bağlantılarınıza sahip çıkın, baktığınız her yerde ilhamı kovalayın, mentorluk arayın ve geri bildirime açık olun.
SE: Önünüze çıkan fırsatları iyi değerlendirin ve kariyer yolculuğunda da hayatta olduğu gibi her şeyin her zaman düzgün gitmeyebileceğinin farkında olun. Karşınıza çıkan negatif durumları birer deneyim olarak kabul edip hep ileriye odaklanın. Bu yolculukta fiziksel ve mental sağlığınızı ihmal etmeyin. Hedefleriniz kapsamındaki küçük başarılarınızı kutlayın ve böylelikle moralinizi hep yüksek tutun.