Lazerinizi İptal Edin: Bush Geri Döndü!

Bir zamanlar clean girl aesthetic’in pürüzsüz ve steril dünyasında yaşıyorduk; her şey minimalist, her şey düzenliydi. Sonra bir baktık, indie sleaze geri döndü; herkes kirli Converse’lerini çıkarıp, gece rimelini silmeden yatmaya başladı. Şimdi ise yepyeni (aslında çok eski) bir dönüş var: BUSH. Hayır, yanlış duymadınız: bikini bölgesinde tam kıllı devrim, kapımızda. “2025’in güzellik standardı” mı dediniz? Hemen özetleyeyim: “Ağda randevunuzu da unutun, kıllarınızı kucaklayın.”
Bu noktada büyük bir soru işareti var: 2000’lerin “lazer paketiyle özgürlük” şiarıyla büyüyen nesil şimdi ne yapacak? Geri dönüşü var mı bunun? Kıl ekimi mi yaptırılacak? Yoksa “Tercihimdir” diyerek sosyal medyada “Lazer epilasyonumu savunuyorum, onu ben istemiştim!" diye manifestolar mı paylaşılacak? Sephora yakında “Bush Booster" serumlarını mı çıkaracak?
İşin ciddiyetine gelecek olursak, 2000’lerin Paris Hilton ve Victoria’s Secret melekleri dönemi, “Eğer tüylüysen pis ve bakımsızsın” bakışını beynimize kodladı. ‘The Simple Life’tan ‘Mean Girls’ sahnelerine kadar “cool” kızlar hep pürüzsüzdü. Şimdi ise algoritmalar kılları geri çağırıyor. Peki, bu iş nereye gidiyor? (Ben tam arkasındayım bu arada, ona da geleceğiz.)
Güzellik Standartlarının Hızına Yetişmek
Güzellik trendleri konusunda kolektif bir Stockholm sendromu yaşıyoruz. Algoritmalar sayesinde artık her şey çok hızlı: Bir hafta önce kızıl saç geri dönüyorsa iki hafta sonra herkes “Mor eyeliner’ın zamanı geldi” diye makyaj çantasını güncelliyor. Bir sabah uyandığında kılların olduğu için radikalsin; öğleden sonra ise estetik bir tercih hâline geliyor, akşam ise feminist bir manifestoya dönüşüyor.
2000’lerde lazer epilasyonun “kadın özgürlüğü” olarak lanse edildiğini hatırlıyor musunuz? “İstediğin zaman pürüzsüz ve seksi!” sloganlarıyla, kıllardan sonsuza dek kurtulmanın feminist bir hareket olduğu iddia edilmişti. Bikini bölgesi tüysüzlüğü, 2000’lerin düşük bel jean’leriydi: Herkes yapıyordu ama kimse neden yaptığını sorgulamıyordu. Şimdi ise TikTok’ta ve X’te “Bikini bölgesinde full bush” akımı viral oluyor, influencer’lar “Lazer epilasyonumu iptal ettirdim” diyerek paylaşımlar yapıyor.
Kıl Devriminin Öncüsü
Biraz da moda dersek, Maison Margiela’nın 2024 İlkbahar Couture şovu, bu trendin resmî bildirgesi gibiydi. John Galliano’nun tasarımlarında, modeller sadece vintage çoraplarla değil, sahte pubik kıllarla da podyuma çıktı. Hani 2000’lerde tüysüz olmak bir statü simgesiydi ya şimdi kıl bırakmak avantgarde.
Toplumsal Tabuların Ötesinde
Tam da bu noktada, ‘The Last Taboo: Women and Body Hair’ kitabının yazarı Karin Lesnick-Oberstein sahneye giriyor ve “vücut kılları asla sadece vücut kılları değildir” diyor. Kitap, vücut kıllarının cinsiyet kimliği, toplumsal baskılar ve güzellik normları açısından nasıl tarihsel olarak şekillendiğini anlatıyor.
19. yüzyıldan itibaren batı kültürünün, kadın vücudundaki her türlü “fazlalığı” toplumsal olarak dışladığı yazılıyor. Kıl da bunlardan biri. 1920’lerde ilk defa reklamcılığın etkisiyle kadınlar koltuk altı tüylerini almaya başladı. 1950’lerde bacaklar, 1990’lara gelindiğinde ise pubik bölge “sıfır tüy, sıfır problem” felsefesine teslim oldu.
Lesnick-Oberstein da kadınların vücut kıllarına karşı duyduğu rahatsızlığın tamamen öğretilmiş bir şey olduğunu vurguluyor: Küçüklüğümüzde “iğrenç” olduğu söylenen şeyler, büyüdüğümüzde tiksinme refleksi yaratıyor.
İşin komiği, pubik kılların aslında tamamen fonksiyonel: Cildi koruyor, sürtünmeyi azaltıyor, hatta feromonları tutarak partner seçiminde bile rol oynuyor. Yani doğa, bu kılları boşa koymamış. Ama biz ne yaptık? Lazer epilasyon paketlerine servet akıttık.

Kadın vücut kıllarının geri dönüşü, toplumsal olarak da ikili cinsiyet sistemini kıran bir şey. Çünkü kıl sadece bakımlılık meselesi değil, kimlik meselesi.
İster full bush, ister tüysüz; ister sadece bacak kıllarını bırak, ister koltuk altını al... Kendi kurallarını kendin yaz.
Bir Bush Kaç Yıl Dayanır?
Eğer 2000’lerde tüysüzlük ultra feminenliğin ve bakımın simgesiyse, 2025’te bush bırakmak de-influencing’in bir uzantısı gibi.
İster full bush, ister tüysüz; ister sadece bacak kıllarınızı bırakın, ister koltuk altınızı alın... Kendi kurallarınızı kendiniz yazın. Bugünün trendleri, yarının unutulmuş hashtag’leri. Ama sizin bedeniniz ve onunla kurduğunuz ilişki, algoritmalarla değil, sizinle ömrün boyunca bir olacak.
Ve evet, bazen güzellik standartlarını değiştirmek için tüm gün çoraplarımızın içine çiçekler koyup, pubik bölgeyi kutlayan çekimler yapmamız gerekir.
Mel’s Mel’s Mel’s ve Melissa Mina Kalyoncu’ya teşekkürler.