Nostalji Hastalığınız mı Var?

Yoksa sadece flip phone mu seviyorsunuz?

YAZAR: Melda Merilov
nostalji.jpg
Cottonbro Studio / Pexels

Çocukken nostalji benim için yaşlı insanlarla bağdaşmış bir kelimeydi. Yani her bayramda dedelerimizin, ninelerimizin “Ah ah nerede o eski bayramlar?” yakınmalarını yaptığı ya da “Şimdiki gençler çok saygısız” diyerek kendilerinden sonraki nesilden şikayet ederken dayandıkları o şeydi.

Fakat özellikle 25 yaş eşiğini geçtikten sonra geçmişe çok sık özlem duyduğumu ve daha çok 90’lar müzikleri dinlediğimi fark ettim. Tabii bu durumda 2020 pandemisinin ardından tüm dünyanın ve ülkemizin sürüklendiği kaos ortamı da etkili. Diyeceğim o ki bünyemi ciddi bir nostalji dalgası sardı. Meğer “nostalji hastalığı” diye bir şey varmış. Sürekli geçmişte yaşamak, geçmişe büyük bir özlem duymak, bugün üretilen şeyleri beğenmemek nostalji hastalığının belirtileri olabiliyormuş.

Mesela bir cumartesi akşamı koltukta uzanmış, Netflix’i açıyorsunuz ve kendinizi kim bilir kaçıncı kez Friends’e yeniden başlarken buluyorsunuz. Çünkü sadece içinizi rahatlatan o konfor dizisine ihtiyacınız var. Ya da kendinize 90’lar makyajı yaparken Kylie Jenner’ın neler kaçırdığını düşünüyorsunuz. Akıllı telefonunuza yılan oyununu indirip bütün gün skor kasıyorsunuz. Sık sık Mirkelam’ın Asuman Pansuman’ıyla coşuyor, her sabah güne 90’lar ve 2000’lerin hitleriyle başlıyorsunuz.

Ama diyorum ya belki de siz sadece eski güzel günlerin sıcaklığını seviyorsunuz.

Nostalji güzel bir duygu gibi gözükse de onun da fazlası zarar. Geçmişe özlem duysak da önümüzde umut dolu bir gelecek olduğunu unutmamalı ve hayal kurmayı bırakmamalıyız.

Haydi şimdi Friends maratonunuzu bitirin ve TikTok’taki yeni trendlere bir bakın.

meldamerilov
Melda Merilov
Yazar
27 yaşında. Hem yazmayı hem de mevsim olarak yazı seviyor. Şaka yapmadan canı sıkıldığı için bir türlü bunalıma giremiyor. Mevzuyu çok uzatmadan kafiyeli laflarını burada bitiriyor.