Mobbing: Bir İş Yeri Kabusu
Mobbing Türkiye’de yaklaşık son 20 yılın konusu. Çoğu zaman iş yerini cehenneme çevirebiliyor. Peki nedir bu mobbing?
İş yerinde kendinizi yetersiz, güvensiz ve dışlanmış hissettiğiniz oluyor mu? Düşmanca bakışlar, olur olmaz görevler, görevden alınmalar ve yersiz azarlar nedeniyle her şeyi bırakıp gitmek mi istiyorsunuz? Diğerlerinden farklı ve kötü muamele gördüğünüz için kendinizden şüphe mi duyuyorsunuz? Sabahları adımlarınız geri geri mi gidiyor? Bu sorulara cevabınız evet ise dikkat, mobbing’e uğruyor olabilirsiniz.
Ben uğradım. Devasa bir iş yükü, hiç bitmeyen çalışma saatleri, her fırsatta atılan azar beni tüketti. Mobbing’i dibine kadar yaşayan, iş yerinde tuvalete kapanıp ağlayan, sosyal hayatı bozulan, antidepresanlara sarılan arkadaşlarım da oldu. Bir arkadaşım açtığı davayı kazandı ve yüklü bir tazminat aldı. Kolay olmadı ama en azından hukuksal boyutta haklı bulunmak içini biraz olsun ferahlattı.
Mobbing işte böyle ciddi bir durum ve yeterince bilinmesi, anlaşılması gerekiyor. Haydi başlayalım.
Mobbing’in Anlamı: Kelimenin Türkçe Karşılığı “Yıldırma”
Türkiye Psikiyatri Derneği bu kavramı, bir eylem biçimi olarak psikolojik şiddet, kuşatma, topluca saldırma, rahatsız etme veya sıkıntı verme olarak açıklıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayınladığı bilgilendirme rehberinde mobbing, “psikolojik taciz” olarak ifade ediliyor.
Kavram ilk kez 1960’larda Avusturyalı etolog Konrad Lorenz tarafından ortaya atıldı. Lorenz, özellikle kuşların bir yırtıcıya karşı birlikte hareket ederek saldırmasını tanımlıyordu ve bu, hayvanların dünyasında olumlu bir hali ifade ediyordu.
Ne var ki sıra mobbing’i insan ilişkileri kapsamında değerlendirmeye gelince, işin rengi değişti. Küresel boyutta iş yerlerinden okullara ve dijital dünyaya kadar geniş bir yelpazede kendini göstermeye başlayan mobbing, insan hayatını olumsuz etkileyen bir davranışlar silsilesini anlatır oldu.
İş Yerinde Mobbing
İlk olarak ortaya atan kişi Alman iş yeri psikoloğu Heinz Leymann. Leynmann 1980’lerin başlarında mobbing’i özellikle çalışanların psikolojik zarar görmesine neden olan davranışlar olarak tanımladı. Leymann’a göre bu eylemi oluşturan unsurlar şunlardı:
-Uzun süreli (en az 6 ay) olmalı.
-Kasıtlı yapılmalı.
-Sistemli olmalı.
-Kişiyi yıldırma, baskı altına alma amacı bulunmalı.
-Kişinin ruh sağlığını ve mesleki verimliliğini olumsuz etkilemeli.
İsveç, mobbing konusunda ilk ciddi adımları atan ülkelerden biri oldu. 1993 yılında çıkarılan yasalar, iş yerinde psikolojik tacizi (mobbing) suç olarak tanımladı. Fransa, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde mobbing üzerine akademik çalışmalar artarken, şirket içi politika ve prosedürler geliştirilmeye başlandı.
Türkiye’de Mobbing
Türkiye’nin mobbing kavramıyla tanışması 2000’leri buldu. 2011 yılı ve sonrasında yapılan düzenlemelerle yasal çerçevede de psikolojik tacize karşı önlemler alınmaya başladı.
Bugün 4857 sayılı İş Kanunu’nda doğrudan mobbing terimi kullanılmasa da iş yerinde çalışanların psikolojik sağlığını koruma amacı güden bazı hükümler yer alıyor. Psikolojik taciz, çalışanların kişilik haklarına saldırı olarak değerlendiriliyor. Yani o kadar da yalnız değiliz! İşverenlerin çalışanlarının ruhsal sağlığını korumak ve buna yönelik önlemler almaktan sorumlu olduğunu unutmamalıyız.
Mobbing’e uğradığınızı nasıl anlarsınız?
Bir tutumun süreklilik göstermesi o tutumun, yanlış dahi olsa, zaman içinde normalleşmesine yol açabilir. Buna maruz kalan kişi ya da kişiler de yaşadıklarını anlamakta ve teşhis etmekte zorlanabilir. Mobbing’e uğrayan kişinin en büyük düşmanı da her şeyde olduğu gibi işte bu hal: Olumsuzu normalleştirmek.
Her eleştiri mobbing değildir elbette. Ancak birisi sizi sürekli hedef alıyor, asla memnun olmuyor ve iş ortamını sizin için bir savaş alanına dönüştürüyorsa, bu bir kırmızı bayraktır. Özellikle kadınlar, hemcinslerinden ya da farklı pozisyondaki kişilerden gelen bu tür davranışlarla daha sık karşılaşabiliyor. Çünkü ne yazık ki, kadınların iş hayatında güçlü duruşları bazen tehdit olarak algılanabiliyor.
Bu nedenle hangi tavır ve tutumların mobbing olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve neler yapılabileceğini bilmek önemli.
İşte Mobbing’i Yaratan Unsurlar
Sözlü taciz: Sürekli eleştiri, alay, küçümsenme veya azar.
Dışlama: Sosyal izolasyon, ekip çalışmasından dışlanma.
Küçük düşürme: Başkalarının önünde küçük düşürücü konuşmalar ya da hareketler.
Görev zorlukları: İmkansız görevler ya da etkisiz hale getirme.
Bilgi saklama: İşin düzgün yapılması için gerekli olan bilgileri paylaşmama.
Mobbing’in Etkileri
Mobbing aslında gücün kötüye kullanılmasıyla ilişkili. Hedef alınan kişide ciddi stres, özgüven kaybı, depresyon ve hatta fiziksel sağlık sorunları yaratabiliyor.
Uyku ve konsantrasyon bozukluğu, gerginlik ve öfke, depresyon, panik atak, yüksek tansiyon, mide ve bağırsak sorunları, aşırı kilo alma veya verme, alkol veya madde bağımlılığı, iş yerinden uzaklaşma (sık sık geç kalma, sıkça kullanılan hastalık izinleri) mobbing’in olası etkilerinden bazıları.
Mobbing’e karşı neler yapabilirsiniz?
Öncelikle hislerinize kulak verin. “Abartıyor muyum acaba?” diye düşünmek yerine durumu objektif bir şekilde değerlendirin.
Aşağıdaki adımları izlemek size güç verebilir:
Belgeleyin: Yaşadığınız her olayı ve detayı yazın. E-postaları, mesajları saklayın.
Destek arayın: Bir arkadaşınıza ya da güvendiğiniz birine durumu anlatın. Mobbing, yalnızlık hissi yaratabilir ama asla yalnız değilsiniz. Ayrıca yasal bir girişimde bulunmaya karar verirseniz tanığınız olması önemli.
Profesyonel yardım alın: İnsan kaynakları departmanıyla görüşün. Yasal haklarınız konusunda mutlaka bir hukuk danışmanına başvurun. Hatırlayın, mobbing bir suçtur!
Sınırlarınızı belirleyin: Net bir dille rahatsızlığınızı dile getirin.
Mobbing, sizi "yetersiz ve değersiz" hissettirebilir. Ancak bu sizin yetersiz olduğunuz anlamına gelmez. Çalışma hayatında karşılaştığınız zorluklar, değerinizden hiçbir şey eksiltmez. Bir iş yerinde mutlu değilseniz ya da sağlığınızı olumsuz etkileyen durumlar varsa, değişimden korkmayın. Kendinize, deneyiminize ve yeteneklerinize güvenin. Destek almaktan, yasal haklarınızı kullanmaktan ve gerektiğinde dümeni başka yönlere kırmaktan çekinmeyin!